Giriş
Nil Erkoçlar…
Ya da yeni adıyla Rüzgar Erkoçlar…
Birkaç gündür cinsiyet değiştirdiği için Türkiye’nin gündeminde…
Aslında her şey Erol Köse’nin hafta içi attığı bir tweet ile başladı.
Köse, Nil’in ameliyatla erkek olduğunu yazdı; Nil ve ablası Nur, söylenenleri yalanlayınca olay büyüdü.
Sonra ne olduysa Nil, gerçeği açıklama gereği hissetti ve bütün samimiyetiyle Hürriyet’ten Ayşe Arman’a bir röportaj verdi.
Her şeyi anlattı Nil; ya da yeni adıyla Rüzgar…
5-6 yaşından beri kendini erkek gibi hissettiğini, daha fazla kadın bedenine sıkışıp kalmak istemediği için artık “Nil” gibi değil, “Rüzgar” gibi yaşamak istediğini, her şeyi…
Dün hemen herkesin gündeminde bu röportaj vardı, herkes kendine göre yorum yaptı.
Bence Nil’in cinsiyet değiştirme kararı ve bunu Türkiye’nin en büyük gazetesinde tüm çıplaklığıyla anlatması çok ama çok cesurca.
Cesaretine şapka çıkarıyorum.
Herkesin benim gibi düşünmesi beklenemez elbette…
Nil’i onaylayan da oldu, onaylamayan da…
Hepsine saygım var ama ya çirkinleşenlere?
İşte buna tahammül edemiyorum.
İşte buna Rüzgar adına çok üzülüyorum.
Özellikle merak ettim; Twitter’da Rüzgar’ın şahsi hesabına nasıl yorumlar yapıldığına baktım.
Ve hayrete düştüm…
Saygısızlığı geçtim, acımasızlık kokuyor çoğu…
Rüzgar’a, ne zaman sünnet olacağını, ne zaman askere gideceğini sorandan tutun da, onu halı saha maçına çağırana, doktorunun yeni halinden memnun kalmazsa diye fabrika ayarlarına geri dön tuşu koyup koymadığına kadar zekadan yoksun tweetleri okudukça tek kelimeyle midem bulandı.
O tweetleri yazanlara soruyorum.
Amacınız ne?
Açtığınız sahte hesapların arkasına gizlenip Rüzgar’ı yaralayarak orgazm olmak mı?
Rüzgar’ın cesaretinden güç alanları küstürüp, istemediği bedene tutsak etmek mi?
Komik olduğunuzu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Rüzgar, “Benim hayatım, benim seçimim, benim cinsel organım. Kimseye laf düşmez. Delikanlılık, erkeklik bacak arasında değil” diyor, niye anlamıyorsunuz?
Yeter artık!
Rüzgar’ı da ailesini de rahat bırakın.
Bırakın ki cesaret ettiğine pişman etmeyin!
