'Kalimera dedim' komşu...

Sabah erkenden uyanır uyanmaz ablasının yanına koşup, saçlarını örmesini istermiş Lena, hem de her sabah. Bazen öyle heyecanlanırmış ki ablası onun saçını örmeden evden çıkacak endişesiyle uykusunu alamadığı zamanlar olurmuş. Saçlar ördürülür, anneye kahvaltı sofrası için yardım sözü verilir; ama fırından ekmek almak için erkek kardeş ile yarış edilir ve ne yapılır edilir mahalledeki herkese "günaydın" diyerek ekmek almaya giden Lena olur. Çocukluğundaki bu sabah rutini Lena'nın hep hatırlamak istediği, bazı komşuları uykulu bile olsalar Lena ve ailesini iyi tanıyanlar ona "kalimera" diye cevap verirmiş. Belki bunu duymak için, belki de mahalleyi turlamayı sevdiği için..

Beraber şarkımızı da söyledik

Okul dönüşlerinde ödevlerini bitirmesi için en az iki saat süre verirmiş annesi, bu konuda annesinin disiplinine gülüyor Lena, "hala anlamam, salonda iki saat kitap başında sadece dursam bile bunu isterdi. Ama hiç sormazd; ne okudum, ne yazdım veya ne anladım diye. Sadece kitap ve defterlerin başına oturturdu beni". Ama söz konusu şarkı söylemek olunca Lena'yı hiçbir şey durduramazmış, herkesi görmezden gelir, olduğu yeri unuturmuş. Ve sesi gerçekten güzel, tanık oldum. Müzik dinlemeyi ve dans etmeyi çok fazla seven biri olarak sesimin hep daha güzel olmasını istemişimdir, bunu söyledim Lena'ya, o da kendi sesini beğenmediğini ama hiç şarkı söylemekten vazgeçmediğini anlattı bana. Tabii ben kanıtlamasını istedim, biraz da onun benden fazla şarkı söyleme özgüvenini kıskandım belki de. Haklıydım, onun sesi benden daha güzel. Bir de "ben yaşlandım, artık bu kadar sesim çıkıyor" demez mi?! Lena'da şeytan tüyü var, bana da söyletti ki beni bilen bilir, çok zor söylerim, ama ona eşlik ettim ve son iki haftadır karaokeye gitmek istiyorum.. Neyse.

Rum olduğum için değil, eğlenmeyi sevdiğim için... Ya ne yapacaktım?

Her ne kadar Türkiye-Yunanistan arasında bitmeyen krizler sürekli yaşansa da, komşularıyla ve arkadaşlarıyla çok mutlu bir çocukluk yaşadığını söyledi. Rum olması onu arkadaşlarından ayırmamış, hatta ailesinden Rumca bir şeyler öğrenip arkadaşlarıyla paylaşırmış. Ama Türkiye'de bir Rum ailenin kız çocuğu olması her yerde ve herkes için aynı anlamda olmadığı için bazı dertlerden de bahsetti. Her şeyden önce "Rum tohumu" Lena, hiçbir zaman güvenilir bir sevgili olarak görülmezmiş, "oynaktır Rum kızları" diyenler olmuş. Lena burada çok samimi bir şekilde dalga geçti, "beğenirdim yakışıklı çocukları, gezerdim de onlarla, şarkı söylediklerim bile oldu. Rum olduğum için değil, eğlenmeyi sevdiğim için, genç olduğum için. Oooh iyi ki yapmışım... Ya ne yapacaktım ki? Hem zaten bu oynaklık sayılmaz bence."

"Mehmetçik Kıbrıs'ta ama biz hala mahalledeyiz, aynı insanlarız"

Ama bir kırgınlığı hiç unutmadığını söyledi, her sabah "günaydın" demek için heyecanla erkek kardeşiyle yarışıp ekmek almaya giderken karşılaştığı komşusu Suzan abla üzmüş onu en çok. Bazen sevimlilik yapmak için ilk Lena "kalimera" dermiş, yine dediği bir sabah Suzan teyze cevapsız bırakmış. "E kalimera", biraz durduktan sonra yine seslenmiş, "kalimera dedim komşuu, Suzan teyzeee". Ama içeriye giren Suzan teyze sadece kapıyı örtmüş. Eve geldiğinde annesi telaşla uyarmış Lena'yı, artık sokağa çıkarken dikkatli olması gerektiğini ve herkesle her şeyini paylaşmayacağını tembihlemiş. O gün ne ödevlerini yapması için ısrar eden annesi konuşmuş ne de her akşam yemeğinde şakalar yapan babası. Ertesi sabah ev halkından öğrenmiş sonunda neler olduğunu. Kıbrıs... "Mehmetçik Kıbrs'ta", "Zafer zafer" başlıklarıyla çıkan gazetelerin olduğu bir dönem.. Lena "Mehmetçik Kıbrıs'ta da, biz hala aynı mahalledeyiz, aynı insanız, aynı kişileriz" demiş annesine bir sabah, o gün de birinden daha cevap alamamış..

Çok şey paylaşıldı bu ülkede, insanlar çok fazla ortak acılar veya mutluluklar yaşadı. Ama birçok şeyi de paylaşamıyoruz. Ya da çoğu zaman üstün olma isteği engelliyor paylaşmamızı. Herkesin kutsalı var. Kimi zaman bayrak, kimi zaman heykel, kimi zaman marş.. daha önemli oluyor, insandan kıymetli. Ama aslında değil, Lena arkadaşlarına şarkı söylemeye devam etse, birlikte eğlenseler daha güzel olmaz mıydı? Hiçbir şey bitmiş değil, hemen de umutsuz olmaya gerek yok, ne de olsa Lena ile beraber şarkı söyledik...