Mehmet Coşkundeniz Aşk uykusu
HABERİ PAYLAŞ

Yıllar önce, bilgisayarıma düşen yüzlerce e-mailin arasında bir tanesi “Aşkı bir de benden dinleyin” başlığını taşıyordu. E-maili açıp okuduğumda “Bu gerçek mi? Böyle bir şey olabilir mi? Yoksa tüm bunlar birinin hayal gücünü zorlayıp benimle dalga geçmek için yazdıkları mı?” diye düşünmekten kendimi alamadım. Uzun maili, soluksuz okuduktan sonra yazan kişiye cevap vermeye karar verdim. Birkaç mailin ardından buluşup konuşmaya karar verdik. Karşımda oturan genç kadın yaşadıklarını anlatmaya başladığında aşk ve tutku konusunda bildiklerimin hepsini yeniden tanımlamak zorunda kaldım. Bunca zamandır ilişkilerle ilgili yazıyor, danışmanlık yapıyordum ama böyle bir olayla ilk kez karşılaşmıştım.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

***

Genç kadınla konuşmalarımız, sohbetlerimiz 6 aya yakın bir süre devam etti. Sonunda bana, “İşte benim öyküm böyle. Dilersen bunu yazabilirsin, dilersen kitap haline getirebilirsin” deyip gitti. Şimdi başka bir şehirde, kendine kurduğu yeni bir hayatı yaşıyor. Geçmişiyle ilgili tüm bağları kopardığını biliyorum. Bana “B:unu yazabilirsin” demesini görev olarak kabul ettim aslında. Bu öyküyü herkes bilmeliydi, okumalıydı. 2 yıl önce yazmaya oturdum. Kimi zaman tıkandım, kimi zaman yoruldum, kimi zaman karakterlere kendimi kaptırıp olayı içselleştirdim. Ama nihayet bitti ve 11 kitabın ardından ilk romanımı yazmış oldum. Adı ‘Aşk Uykusu’. 1 Haziran’dan itibaren kitapçılarda olacak. Bir kadının hayatıyla birlikte, intikam için insanların neleri göze alabileceklerini de bulacaksınız bu romanda. Rumandan birkaç paragrafı bu köşede aktarmak istiyorum. Devamı ‘Aşk Uykusu’nda...

***

Aslında her insan kendisinin katilidir. Başkasının canını acıtırken bile en çok kendini kanatır. Aşk uğruna bile olsa hiçbir ölümün hafifletici bahanesi olamaz. Kanatmadan sevmesini becerebilenler aşkın üstadı olabilirler ancak...

***

Hırpalayarak, sarsarak, kanatarak, kopararak sunduğun şey aşk bile olsa ihtirasının faturasını er ya da geç ödersin elbet.

***

Zihnin ve kalbin farklı cephelerde saf tutar bazen. Aklından geçenlerle, kalbinden geçenler çelişir, bir girdapta kaybolursun.

Haberin Devamı

***

Kadınların kendi içlerinde verdiği çetin duygu savaşında her zaman ‘karanlık taraf’ kazanır. Şüphe; karanlıktır. İnsanın bütün varoluşsal meziyetlerinin hezimete uğradığı yerdir. Kendi kendisini aşağılamaya, küçümsemeye ve giderek yok etmeye başladığı derin ve siyah bir gayya kuyusudur. Bu yüzden şüphecilik başka şeydir, sorgulamak bambaşka... Çünkü birinde bilinç devre dışıdır, diğerinde bilinç görev başındadır.

***

Kimse canını yakan şeylerden, yeni ve taze başka acılar yaratarak kaçamaz. Küçücük bir öfke alanı bile olsa, irini akıtılmayan her çıban, kangrene dönüşmeye mahkumdur. Görmezden gelinen ya da ertelenen her kişisel zaaf, o bölgede onulmaz yaralar açmaya devam edecektir. ??? Mevzu ayrılıksa eğer, aşk da, saygı ve sağduyu da kenara itilip hırsların, inadın ölümcül direnişi devreye girer. Zira kalbiyle sevmeyen herkes; inat eder, ayak direr, sorun çıkarır... Bu yüzden de karşındakini sadece ayrılırken tanıyabilirsin. Öyle anlarda gerçek kişilikler ve maskesiz karakterler kendiliğinden dökülüverir ortaya.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder