Mehmet Coşkundeniz Beni sevmediğini çok geç anladım
HABERİ PAYLAŞ

Beni sevmediğini çok geç anladım

Beni sevip sevmediğini, yüreğini aşka açıp açmadığını hiç anlamadım. Oysa ben sana deliler gibi aşıktım. Sormadım sevip sevmediğini, benim aşkım ikimize de yetti çünkü. Aşkımı tek başıma yaşarken senin yüreğinde olan bitenin farkına varamadım. Suçluyum biliyorum, böylesine aşık olduğum için suçluyum. Ben her yağmurda seninle ıslanırken, her ayazda seninle üşürken sen başka bir iklimin sıcağında, başka hayaller peşindeymişsin, çoktan benden vazgeçmişsin. Bunları göremeyecek kadar kör etmiş aşk gözümü. Olsun sevgilim olsun, ben böyle yaşıyorum aşkımı, ben her hücremi adıyorum aşka. Ki; nasıl yaşanır aşk başka?

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

* * *

Sen, damarlarımdan akıp her şeyim olduğunda, yani ben bunu anladığımda iş işten geçmişti ne yazık ki. Sen de tam o sıralarda uzaklaşmaya başladın ama ben yine anlamadım. Sen kaçıyordun ama ‘Kaçayım da kovalasın, bana olan aşkı artsın’ diye düşürerek değil, gerçekten kaçıyordun. Sen benden vazgeçmiştin, bunu söylemiyordun ama belli ediyordun. Ben, aşkından gözleri kör adam, bunu görmüyor, hadi itiraf edeyim bazen görür gibi olduğumda da görmezden geliyordum. Ağzıma bir parmak bal çalar gibi gelişlerin, esirgediğin gülüşlerin ve benden vazgeçişinin ortaya çıkmasından çekindiğin için sürekli kaçırdığın bakışların anlatıyordu seni. Daha doğrusu sevgisizliğini...

* * *

Ben, senin güzelleştirdiğin şeylerle avunmaya devam ediyordum. Benimle görüşmekten kaçındığın zamanlarda bana hediye ettiğin o küçük aşk biblosuna bakarak saatlerimi geçiriyordum. Yaşadığımız her anı yeniden aklımdan geçirerek, gözlerimi kapatıp yüzünü, gülüşünü aklıma getirerek ve hatta evin her duvarında senin silüetini görerek tükettim zamanı. Ancak o zaman geçiyordu saatler. Yokluğunun, gelmeyişinin, hoyratlığının acısı ancak o zaman geçiyordu. Bazen bir uçuruma doğru gittiğimizi düşünüyordum. Yani aşkımızın bitişe doğru hızla yol aldığını... Bu düşünce kahrediyordu beni, “Yapılacak bir şeyler olmalı” diye kendimi yiyip bitiriyordum, çıkar yol bulamıyordum.

* * *

Dedim ya; bana aşık olup olmadığını hiç anlamadım. Belki de yüzleşmekten kaçındım o korkunç gerçekle. Beni sevmediğini anladığım gün içimdeki seni öldürmek için harekete geçeceğimi biliyordum ama bunu istemiyordum. Ben seni sevmeyi, senin beni sevmeni, birlikte anı biriktirmeye devam etmeyi istiyordum. Yağmur yağdığında çocuklar gibi sevinip yine el ele İstiklal’de ıslanmayı, Arnavutköy’ün daracık sokaklarında ahşap evlere bakıp “Keşke bu ev bizim olsa” diyerek dolaşmayı, küçük tartışmalardan sonra içimin cız edip seni aramayı, gözlerine bakıp mavilere dalmayı istiyordum. Seni yok etseydim, seni öldürseydim bunların hiçbiri olmayacaktı artık ama ben olmasını istiyordum.

* * *

Baktığım yerde değilsin artık, yürüdüğüm yolda değilsin. Beni sevip sevmediğini bile anlamadan bitti bu serüven. Biliyorum, aşk acısı öldürmüyor ama süründürüyor sevgilim, çok süründürüyor... Sensizliğin içimde açtığı büyük boşluğun nasıl dolacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Bu acının ne zaman geçeceği konusunda da... Biraz daha sen varmışsın gibi yaşayacağım anlaşılan. Bu aralar hiç karşılaşmamayı diliyorum sadece. Çünkü seni görünce her şeyi başa sarıp “Dön bana” diye yalvarmaktan korkuyorum. Beni sevmediğini bile bile üstelik...

Not: Yarın saat 19.30’da İzmir Gaziemir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde aşkın komik hallerini anlatan ‘Aşka Geldik’ adlı gösteri-söyleşiyi sergileyeceğim. Etkinlik ücretsizdir. Etkinlik sonrası yeni çıkan ‘Beni Bir Tek Aşk Aldatmadı’ adlı kitabımı da imzalayacağım. Bekliyorum.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder