Aslında hepimizi şekillendiren çocukluğumuzda yaşadıklarımız

ÇAĞRI BİLGİN

cagri.bilgin@posta.com.tr

twitter.com/cagribilgin

O, bir bilgisayar mühendisi, aynı zamanda endüstri mühendisi, bir de üstüne Harvard’da işletme okumuş. Ankara Fen Lisesi’ndeyken elektroniğe merak salmış bir bilimadamı aslında… Turkcell onunla dünyanın en önde gelen teknoloji şirketlerinin arasına girdi. Süreyya Ciliv’in hayatından çok özel kesitleri birlikte okuyalım…

Hayatı Fen Lisesi’yle değişmiş

Aslında benim önümü açan Fen Lisesi oldu. Fen Lisesi’nde elektronik laboratuvarı vardı. Okuduğumuz dersleri teoriyi pratikte görüyorduk, herşeyin deneyini yapardık. Nobel Ödülü almış hocaların filmleri dersten önce izletilirdi. Üçüncü sınıfı geldiğimizde fizik, kimya yada biyolojiden birini seçerdik. O dalda uzmanlaşır akademik dersler alırdık, üniversiteye girdiğimizde gözümüz kapalı birinci sınıfı geçerdik. Aslında hepimizi şekillendiren çocukluğumuzda yaşadıklarımızdır. Ankara Fen Lisesi bu açıdan benim için çok önemli.

Liderlik modeli

Bir lider önce yön gösterebilmeli. İşini iyi bilecek, yenilikçi ve vizyon sahibi olacak ki doğru yönü gösterebilsin. Dürüst, çalışkan, sürekli öğrenen cesur özgüvenli ve mütevazı olmalı. Örneğin 5 yıl sonra nasıl bir dünya olacak, nasıl bir şirket olmalıyız? Bunlara yanıtı verebilecek ki ona göre pozisyon alabilsin. İnsanların güvenini kazanmalı ve takımı ikna etmeli, takıma enerji vermeli.

Kitapta başarı hikayeleri

Ben öğrenmeye bayılan bir adamım. Her zaman da başarı hikayeleri ilgimi çeker. Ben oralardan neler öğrenirim diye düşünürüm. Lisedeyken Vehbi Koç’un kendi yazdığı Hayat Hikayem kitabını hatim etmiştim. Erol Toy diye başka bir yazar da İmparator diye başka kitap yazmıştı onu da çok sevmiştim. Son zamanlarda Walter Isaacson’un kaleme aldığı Steve Jobs’un kitabını neredeyse 2 kez okudum. Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında Hüseyin Besli’nin yazdığı ‘Bir Lider’in Doğuşu’nu da okudum. Şu sıralar Einstein’ın kitabını okuyorum. Işın Çelebi’nin yeni çıkan kitabını da okuyacağım.

Hep burlu okumuş

Ankara Fen Lisesi’ni bitirdim, ODTÜ Elektrik Mühendisliğini çok iyi dereceyle kazandım. Aynı sene de Almanya’da Endüstri mühendisliği için burs kazanmıştım. Ama ben ODTÜ’yü tercih ettim. 1976-77’de ODTÜ’de 9 ay süren bir boykot vardı. Okul kapanınca ben de tekrar burs sınavına girdim. Türkiye’de ilk ikiye girerek ABD’de Milli Eğitim Bakanlığı ve Sümerbank burslarıyla Michigan Üniversitesi’ne başladım. Orada iki tane mühendislik okudum bilgisayar ve endüstri.

Bilgisayar mühendisi de oldu

Türkiye’de henüz bilgisayar mühendisliği olmadığı için fırsat yakalamışken öğrenmek istedim. Sadece bir sömestre daha fazla okula gitmem gerekti. Fark dersleri alarak bilgisayar mühendisi de oldum. İkisi de hayatımda bana çok yardımcı oldu. Endüstride karar verme teorisinin katkısı çok oldu. Daha sonra Harvard Business School’da işletme mastırı MBA yaptım. Tüm bu okulları burslu okudum.

Microsoft’tan Turkcell’e

MBA’den sonra Boston’da çalışmaya başladım. 5 yıl sonra 1987’de Boston’da kendi şirketim Novasoft firmasını kurdum, bir de ortağım vardı. 200 kişinin çalıştığı bir firma haline getirdik. Çok başarılı olduk. Yönetim kurulundaki bazı anlaşmazlıklar yüzünden ayrıldım Türkiye’ye döndüm. Microsoft’un Türkiye Genel Müdürü oldum 3 yıl sürdü. 7 yıl da şirketin Seattle’daki merkezindeydim. 2007 başında Turkcell’e katıldım, 6 yıldır da Turkcell’deyim. Artık benim için en önemli şey insanlara faydalı işler yapmak. 6 yıl önce kendime 3 tane hedef koymuştum; Sağlıklı yaşamak, gençlere destek olmak, tüm tecrübemi öğrendiklerimi iş dünyasında uygulamaya sokup değer yaratmak. Turkcell’de hayat muazzam güzel.

Boğaz'da yüzüyor

Her temmuz ayının üçüncü pazarında Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından yapılan Boğaziçi Yüzme Yarışları’na iki kez katıldım. İstanbul Boğazı’nda yüzmek hem kolay hem de çok zor. Akıntı bir yönde. Bazı noktalarda kıyı şeklinden dolayı su oradan ters tarafa doğru dönüyor. Oralardaki ters akıntılarda zorlanıyorum. Yoksa su saatte 3 kilometre hızla akıyor zaten. Denizin içinde bir sürü insan var diye düşünmeyin tek başınızasınız. Yanınızda en az 10 metre mesafede kimse yok. Asıl benim oğlum yüzücü, bu yarışlara 4 kez katıldı. Bir 10 kilo zayıflarsam önümüzdeki yıl tekrar katılacağım. Yoksa hiç kolay değil.

Basketbolcu

Spora gönül bağımlılığım her zaman vardır. Hafta içinde pek spor yapamıyorum sonra hafta sonunda aşırı yükleme yapıyorum. Aslında bu çok iyi bir durum değil. Her cumartesi sabahı basketbol oynuyoruz. Çocukluğumdan beri basketbol oynarım. Bisiklete biniyorum, yazları su kayağı yapıyorum. Aslında disiplinli spor için, sabahları yapmak lazım.

Spora gönül bağımlılığım her zaman vardır. Hafta içinde pek spor yapamıyorum sonra hafta sonunda aşırı yükleme yapıyorum. Aslında bu çok iyi bir durum değil. Her cumartesi sabahı basketbol oynuyoruz. Çocukluğumdan beri basketbol oynarım. Bisiklete biniyorum, yazları su kayağı yapıyorum.Aslında disiplinli spor için, sabahları yapmak lazım.

Dinamizme güveniyor

Türk insanı dinamik. Hatta günlük hayatımızda yaşadığımız bazı gerginlikler de bununla alakalı. Bir gün trafikteyiz yanımda da Amerikalı biri var. Yeşil yanmadan arkamızdaki minibüsten çok yüksek bir korna sesi geldi. Amerikalı, bu nasıl birşey diye şaşırdı oysa minibüsün şoförü diğer minibüscülerle yarış içinde. Durağa erken varıp, 3-5 lira fazla para kazanmak istiyor. Bu aslında Türk insanının dinamizmin bir sonucu, iyi bir şey.

Haftasonları Emirgan’da

En favori yerlerimden biri Emirgan’da. Beni haftasonları sabahları Emirgan’da Sutiş’te görebilirsiniz. Sistemi çok güzel. Ellerinde bir alet, 4-5 kişiyseniz daha siparişiniz bitmeden yemekler gelmeye başlıyor. Çünkü siparişler hemen mutfağa ulaşıyor. Detoks çorbası, börek, zeytinyağlı yumurta harika.

Kanaat baba yadigarı

Tabii birinci sırada Türk mutfağını seviyorum. Japon iyidir, İş Kuleleri’nin altındaki Itsumi’ye gidiyorum bazen. İtalyan mutfağını da severim. Fakat Üsküdar’daki Kanaat Lokantası benim için baba yadigarıdır, çok severim. 40-50 yıldır giderim oraya. Tulumba tatlısı çok güzeldir. Kavacık’ta Bayramoğlu Döner var, haftasonları 7 tane döner kesiyorlarmış.

Scorsese’yi beğeniyor

Tabii birinci sırada Türk mutfağını seviyorum. Japon iyidir, İş Kuleleri’nin altındaki Itsumi’ye gidiyorum bazen. İtalyan mutfağını da severim. Fakat Üsküdar’daki Kanaat Lokantası benim için baba yadigarıdır, çok severim. 40-50 yıldır giderim oraya. Tulumba tatlısı çok güzeldir. Kavacık’ta Bayramoğlu Döner var, haftasonları 7 tane döner kesiyorlarmış.

(30.12.2012 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)