Dr. Mehmet Öz Yaşın ilerlemesi kadın cinselliğini nasıl etkiliyor?
HABERİ PAYLAŞ

Yaşın ilerlemesi kadın cinselliğini nasıl etkiliyor?

Haberin Devamı

Tıpkı vücudun diğer kısımları gibi, vajina da yaşla birlikte değişir. 40 yaşın üzerindeki her kadının, hayatlarının orta yaş döneminde ve ilerdeki yıllarda mükemmel bir cinsel hayata sahip olmak için vajinası hakkında bilmesi gerekenler...

Vajinanız hakkında ne biliyorsunuz?

Amerikan Üreme Sağlığı Çalışanları Derneği tarafından yapılan bir araştırma, kadınların yarısından fazlasında, üreme organlarını anlama konusunda temel bilgi eksikliği olduğunu gösterdi. Yanlış veya eksik bilgiler, özellikle de 40 yaşına geldikten sonra, sizi sağlıklı ve tatminkar bir cinsel hayattan alıkoyabilir. Bu yüzden bu konu hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Tıpkı vücudun diğer kısımlarındaki gibi, vajina da yaşla birlikte değişime uğrar. Libido düşmesi, vajina kuruluğu ve kronik ağrı gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak korkmanıza gerek yok. Bütün bu sorunlar sıkça görülür ve çözümlenebilir. Önde gelen jinekologlardan toplanan bilgilere dayanarak, 40 yaşın üzerindeki kadınların, mutlu ve sağlıklı bir cinsel hayat için vajinaları hakkında bilmesi gerekenleri açıklıyorum...

Vajina duvarlarının incelmesi

20’li ve 30’lu yaşlarda, hormon seviyeleri yüksek olduğundan vajina duvarları dirençli ve zindedir. Ancak 40’lı yaşlara gelindiğinde hormon seviyeleri, yani östrojen seviyesi düşmeye başlar. Bu da mukoza zarından (vajinal mukoza) oluşan duvarların direncinin azalmasına neden olur ve hassaslaşırlar. İnflamasyon veya yırtılmaların oluşması daha muhtemel hale gelir ve bu da ilişki sırasında acıya neden olabilir. Vajinal duvarların incelmesini kontrol etmek için elde taşınır bir ayna alın ve vajina girişi içindeki renge bakın. Koyu ve tok bir pembe sağlıklı vajinal dokuyu işaret ederken soluk veya açık renk hassas vajinal mukoza anlamına gelebilir. Eğer bir sorun olduğunu düşünüyorsanız vajina içinin tamamını kontrol edebilecek olan jinekoloğunuza başvurun. Unutmayın ki, eğer belirtiler gözlemlemiyorsanız bile, rutin kontrollerinizi yaptırmak adına yılda en az bir kez jinekoloğunuza görünmeniz gerekir.

TEDAVİ

Vajina duvarı incelmesinin tedavisi, östrojen kremleri veya direkt olarak vajinaya yerleştirilebilen tabletler, haftada bir değiştirebileceğiniz östrojen bandı veya lastik ya da silikondan yapılan ve vajinada 3 aya kadar durabilen vajinal östrojen halkalardan oluşur. Alternatif bir östrojen terapisi olarak, vajinayı birazcık zeytinyağıyla nemlendirmeyi deneyin.

Vajinal atrofi

Düşen östrojen seviyeleri aynı zamanda vajinal mukozanın büzüşerek vajina ağzının (vestibül) daralmasına neden olur. Bu durumda ilişki sırasında ağrı oluşabilir ancak penisin daha içeri girmesiyle azalır. Ağrının yüzde 90’ı vestibül bölgesinde oluşur. TEDAVİ Vajinal atrofi, çeşitli genişlik ve boyutlarda bulunabilen vajinal dilatörlerle tedavi edilerek vajinanın elastikiyetini ve esnekliğini geliştirmeye yardımcı olur. Tedavi genellikle, 5 dakikalık, günlük kayganlaştırıcı kullanımı şeklindedir. Bu tedaviyi denemeden önce jinekoloğunuzla görüşün. Pelvik tabanınız da aynı bisepsleriniz gibi kaslardan oluşur. Düzenli olarak cinsel ilişkide bulunmak vajinanınızın formunun korunmasına yardımcı olur. Kegel egzersizleri de işe yarayabilir.

İlaçlar ve yan etkileri

Doğum kontrol hapları, antihistaminik ve anti depresan ilaçları gibi yaygın kullanılan ilaçların çoğu, 40 yaşından sonra zaten östrojen seviyesinin düşmesiyle karşınıza çıkacak bir sorun olan vajinal kuruluğa neden olabilir. Ayrıca yan etki olarak ağız kuruluğuna neden olan ilaçlar aynı zamanda vajinal kuruluğa da neden olur. Libido düşüklüğü de hormonal değişiklik ve/veya özellikle seçici serotonin gerialım inhibitörü (SSRI) kategorisindeki antidepresanlar gibi bazı ilaçlarla bağdaştırılan bir başka yan etkidir.

TEDAVİ

Yağ, su ve silikon bazlı birçok kayganlaştırıcı, vajinal kurulukla etkili bir şekilde savaşır. Hangi markayı önereceğini öğrenmek için jinekoloğunuza danışın. Tükürük de kayganlaştırıcı görevi görür ve ön sevişmeyi geliştirebilir.

Kadın orgazmı hakkında yanlış bilinenler

Vücudunuzu ne kadar iyi tanırsanız cinsel hayatınızı o denli dolu dolu yaşama şansına sahip olursunuz. Ancak, 40 yaşından sonra kadınlar genellikle 20’li yaşlarında yaşadıkları problemi yaşarlar: G noktalarını bulma konusunda takıntı yaparlar. Ancak G noktası cinsel nirvanaya ulaşmanın tek yolu değildir. Orgazma; klitorisin, vajinanın veya ikisinin birlikte uyarılması gibi çeşitli yollarla da ulaşılabilir.

Doğum kontrol ilaçlarını kullanmanın negatif etkileri var mıdır?


Doğum kontrol haplarının bazı yan etkileri vardır. Özellikle Amerika’da yaygın olarak kullanılan en etkili doğum kontrol yöntemidir ve bu sebepten dolayı en yaygın kullanılan ilaçtır. Bununla birlikte, bazı kadınların kan pıhtılaşması ile ilgili sorunları vardır. Özellikle de sigara içiyorlarsa... Yani bu ikinci darbe etkisine sahiptir çünkü bu kanınızı biraz yoğunlaştırır. Bazı kişiler doğum kontrol hapları yüzünden kilo aldıklarını söylüyor ancak bu tartışmalı bir konudur. Böyle düşünülmesinin nedeni hormonlarınızı biraz değiştirmesidir. Bu bazı kişiler için libidolarının olması gerektiği ve istedikleri gibi olmamasının nedeni de olabilir. Ancak genel olarak ele alırsak, oldukça güvenlidirler ve her zaman olabilecek en düşük dozda kullanılmalıdır. Unutmayın, eğer çok az dozda kullanırsanız ani kanamalarınız olur ama doğru miktarda kullanırsanız hormonlarınızı hafifçe dürtüklersiniz. Düzene girmenizi ve bütün önemli yan etkilerinden en az şekilde etkilenmenizi sağlar.

Doğum kontrol ilaçları kanser riskini azaltır mı?

Doğum kontrol ilaçları ve bazı kanser türleri riskinin azalmasıyla ilgili araştırmalar var. En yaygın kullanılan doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonlarının kombini olan haplardır. Bunlar vücutta doğal olarak üretilen hormonlardır ve seviyeleri kadınların adet döngüleri boyunca değişiklik gösterir. Bu iki türden hormonları içeren doğum kontrol hapları kombinasyon haplarıdır ve kanser riski üzerindeki etkileri hakkında birçok araştırma yapılmaktadır. Kombine doğum kontrol haplarının birçok etkisi vardır ama kanser riskiyle en çok alakalı olanı, yumurtlamayı önlemeleridir. Daha az yumurtlama döngüsü olan kadın vücudu fazla sayıda yumurtlama döngüsü nedeniyle oluşacak negatif sonuçların bazılarına daha az maruz kalır. Bu faydalar kanser riskiyle alakalıdır. Kombine doğum kontrol hapları endometrial (rahim içi) kanser riskini azaltır. Haplardaki östrojen miktarı oldukça azdır. Östrojen, rahim içi zarının çok fazla östrojene karşılık büyüdüğünde meydana gelen ‘endometrium hiperplazisi’ne yatkınlaştıran hormondur. Doğum kontrol hapları az miktarda östrojen içerdiğinden bu iç zarın kontrol dışına çıkma riski düşüktür. Bunun neticesinde de endometrial kanser riski de azalmış olur. Bu haplar aynı zamanda yumurtalık kanseri riskini de azaltır. Bu risk uzun süreli kullanımla, bu hapları hiç kullanmamış birine oranla yüzde 40 azalır. Kombine doğum kontrol haplarının genel olarak meme kanserine yakalanma riski veya meme kanserinde ölüm oranını değiştirip değiştirmediği kesin olarak kanıtlanmamıştır. Doğum kontrol hapları istenmeyen yan etkilere yol açabilir ve kullanılması, özellikle de kan pıhtılaşması riski varsa, herkes için doğru değildir. Kombine doğum kontrol haplarının olası bütün faydalarını merak ediyorsanız, size uygun alternatifleri konuşmak üzere doktorunuzla görüşün.

Kilonuzun yüzde 10’unu vermenize yardımcı 4 ipucu

Kilo vermek gözünüzü korkutabilir ama faydalarından maksimum derecede yararlanmak için vücut ağırlığınızın ne kadarından kurtulmanız gerektiğini biliyor musunuz? Sadece yüzde 10! Vücut ağırlığınızın yüzde 10’undan kurtulmak (sadece fazla kilolu veya obezseniz) hem enerji ve güveninizi yükseltebilir hem de tansiyon, kolesterol ve kan şekerinizi düzenler. Bu da, güzelliği büyük ölçüde etkileyen iki kronik hastalık; kalp hastalığı ve diyabet riskinin azalması anlamına geliyor. Hayatınızı aşırı zor, sıkı egzersizler ve maruldan oluşan diyetle işkenceye çevirmek yerine, sadece küçük değişiklikler yapmak hedefe giden en doğru yoldur. İşte vücut kitle indeksinizde (BMI) büyük değişiklikler yaratabilecek 4 küçük değişim:

1. Gazlı içecekler yerine su: Kolay kilo vermek için H2O ile başlayın. Yapılan bir araştırma, kola, gazoz, meyve suyu, espresso ve sütten oluşan latte gibi yüksek kalorili içecekleri, su, çay veya maden suyuyla değiştirmenin kilo vermeye yardımcı olduğunu gösterdi. Gerçek şu ki, katılımcılar, başka hiçbir yaşam tarzı değişikliği yapmadan sadece 6 ayda 2-2.5 kilo verdiler.

2. Günlük dozda çikolata tüketin:
İster inanın, ister inanmayın; yapılan yeni bir araştırma, haftada 5 defa çikolata yiyen insanların, daha az yiyen insanlara göre daha düşük vücut kitle indeksine sahip olduğunu gösterdi. Bilim insanları daha çok çikolata yememiz gerektiğini mi söylüyor? O zaman ikinci kere sormaya gerek yok değil mi?

3. Daha bilinçli olun
: Bir günde yaptığınız bütün aktiviteleri düşünün. Damacanaya doğru yürüdüğünüz, eğildiğiniz, kalktığınız veya oturduğunuz, tezgahı sildiğiniz her anı... Bütün bu hareketlerin farkına varmak ve kalori yaktıklarını bilmek kilo vermenize yardımcı olabilir. Yapılan bir araştırma, ev işi yapan kimselerin, işlerini egzersiz olarak kabul ettiklerinde, kilo verdiğini, yüksek tansiyonlarının düştüğünü ve vücut kitle indekslerinin düzeldiğini ortaya koydu. Bunun için vaktiniz var değil mi?

4. Her gece 7-8 saat uyuyun
: Bütün gün çalışmak, çocukları futbol antrenmanına götürmek ve akşam yemeğini hazırlamak arasında çoğunlukla, uykuya pek vakit kalmaz. Ancak, kilo vermek istiyorsanız uykunuza öncelik tanıyın. Yapılan birçok araştırma, iyi uyuyan insanların vücut ağırlıklarının daha az olduğunu gösterdi. Hatta araştırmalardan bir tanesi her gece 8.5 saat uyumanın kas kaybetmeden yağ yakmanıza yardımcı olabileceğini ortaya koydu. Ne duruyorsunuz, sağlığınız için, doğru uykuya...

( 27.05.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır. )

Sıradaki haber yükleniyor...
holder