A. Yavuz Kocaömer

15 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Atasözleri ve deyimlerimizde engelliler-4

Görenedir görene, köre nedir köre ne: Her şey görebilen kimse için anlamlıdır. Göremeyen için hiçbir şey anlam taşımaz. Pazar körsüz kalmaz: Kötü, işe yaramaz nesnelerin, bunlardan anlamayan isteklileri olur. Bitli baklanın kör alıcısı olur, atasözünde de aynı açıklama yapılmaktadır. Sağır duymaz uydurur: Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler.

Kör tuttuğunu, topal yakaladığını...

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişiyi Allah cezalandırır. Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur: Önce değersiz bulunan, beğenilmeyen bir kimse, küçük bir şey veya bir fırsat elimizden çıkıp yok olunca, birden kıymet kazanır. Kör Allah’a nasıl bakarsa Allah da köre öyle bakar: Kişi efendisine karşı nankörlük ederse efendisi de onu korumaz. Kör topal gitmek: Yarım yamalak, iyi kötü idare edecek şekilde... Kör tuttuğunu, topal yakaladığını: Herkesin birilerini dolandırmaya çalıştığını ve bunu yaparken de kime güçleri yetiyorsa onunla uğraştıklarını anlatır.

Gönülsüz ilişkiden sakat çocuk doğar

ayaklı, deliden deli: Kör olan anadan, babadan doğan çocuk kör olmaz. Topalın çocuğu da sağlam bacaklı olur. Ama delinin çocuğu deli doğar. Köre elvandan (renkten) bahsolunmaz: Bir şeyin niteliği üzerine hiç bilgisi bulunmayan kişiye o şeyin sözü edilmez. ‘Bu işte bir sakatlık var’, ‘Gönülsüz ilişkiden sakat çocuk doğar’, ‘Kör çobanın sürüsünün sonu uçurumdur’, ‘Kör gözde yaş, molla evinde aş...’, ‘Kör kuşun yuvasını Allah yapar’, ‘Kör sadece ağzının yolunu bilir’, ‘Sağır duymaz yakıştırır, kör görmez kakıştırır’, ‘Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş’, ‘Deli kızın çeyizi gibi!’, ‘Deli saraylı gibi!’, ‘Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış’, ‘Deliye her gün bayram!’, ‘Deliye taş atma, başını yarar’, ‘Demir ıslanmaz, deli uslanmaz’ ve daha birçoğunu sıralayabiliriz.

Atasözleri ve deyimler ön yargıları pekiştiriyor

Dünya üzerindeki birçok topluluğun dinsel-inançsal sisteminde sakat/engelli ya da bir uzvu noksan hayvan kurban edilmez. Özellikle bazı topluluklarda topalın nazarı değer derler. Ondan ve diğer engeli olanlardan hamile kadınların uzak durması, onlara bakmaması öğütlenir. Bu liste uzatılabilir. Sözlü kültürün, yaşamın tüm bakış ve uygulamalarına damga vurması sadece deyim ve atasözleriyle olmaz. Bu bakış ve uygulamalar topluluktan topluluğa değişir. Engellilere yönelik toplumda önyargılarla çevrili, kalıplaşmış ve ayrımcı yaklaşımlar olduğu için atasözleri ve deyimlere de bu olumsuz görüşlerin yansıdığı bir gerçektir. Engellilerin içinde yaşadıkları sosyokültürel çevre, toplumla bütünleşmelerini ve günlük hayatlarını devam ettirmelerini önemli derecede etkilemektedir. Engellilerle ilgili kalıplaşmış önyargılar, toplumla bütünleşmelerinde büyük bir engel teşkil etmekte ve bu kalıplaşmış önyargıla

TDK ÖTEKİLEŞTİRİCİ ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ AYIKLAMALI

08 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Rüyamda bile yüzüyorum

Türk yüzme tarihinin parlayan yıldızı Sümeyye Boyacı, Erzurum’un yüksek rakımlı Palandöken’indeki kamp hayatından Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları’nda yaşadığı unutulmaz anılara kadar, sporcu yolculuğunun her aşamasını bizimle paylaştı. Profesyonel bir sporcu olarak hayatının tamamını idmanlara adayan Boyacı, “Günde çift antrenman yaparak, hayatımızı tamamen idmana göre ayarlıyoruz” diyor. Ancak her sporcu gibi onun da madalyaya giden yolda gösterdiği fedakarlıklar, sadece havuzun dört duvarı arasında kalmıyor. “Uyurken bile yüzüyorum” diyerek fedakarlığın ve tutkunun sınırlarını zorluyor. Sümeyye’nin, Erzurum Palandöken Polat Otel’deki kampında biz de TMPK olarak yanındaydık ve madalyaların sadece başarının bir simgesi değil, aynı zamanda bu zorlu yolculuğun da bir kanıtı olduğunu gördük.

ERZURUM’DA YÜKSEK RAKIMDA HAZIRLANIYOR

Sümeyye, bizim Erzurum’da ne işimiz var?

Sümeyye Boyacı: Erzurum Palandöken, Polat Otel’de kamp yapıyoruz. Profesyonel bir sporcu olarak, yüksek rakım kampının önemini vurgulamak isterim; yüzmeyle ilgilenen herkes bilir ki yüksek irtifada kamp yapmak, sporcuların performansını önemli ölçüde artırıyor. Yüksek rakımda hava daha seyrektir, bu da vücudun daha az oksijenle çalışmak zorunda kalması anlamına gelir. Bu durum, zamanla vücudun oksijen taşıma kapasitesini artırarak, alçak irtifalara dönüldüğünde performansın iyileşmesine yardımcı olur. Yani, sporcular yüksek irtifada antrenman yaparak, vücutlarını daha verimli oksijen kullanmaya adapte ederler, bu da onların yarışmalarda daha güçlü ve dayanıklı olmalarını sağlar. Bu nedenle de Erzurum her zaman ilk tercihim oldu.

MADALYAYA GİDEN YOLDA BÜYÜK FEDAKARLIK VAR

Kamp rutinin nasıl işliyor?

S.B.:

25 Mart 2024, Pazartesi 07:00

21 Mart Down Sendromu Farkındalık günü

Geçtiğimiz hafta 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü’ydü. Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde down sendromu hakkında toplumsal farkındalık ve duyarlılık oluşturmak, down sendromlu bireylere karşı olumlu tutum ve davranışlara katkıda bulunulmasını sağlamak, erken eğitimin ve eğitimde sürekliliğin önemine dikkat çekmek amacıyla ‘21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’ olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde de her yıl 21 Mart’ta toplumsal farkındalık ve duyarlılığa katkı sağlayacak etkinlikler düzenlenmektedir. Down Sendromlular Günü, 2012 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından da resmi olarak kutlanıyor. Etkinlikler için 21 Mart’ın belirlenmesinin sebebi ise şöyle: Sendroma neden olan 21. kromozomun, iki yerine üç kopya olması nedeniyle (Trizomi 21) yılın üçüncü ayının 21. günü belirlendi. Çeşitli farkındalık içerikleri ile down sendromlu kişiler hakkındaki önyargıların ve onların neleri yapıp neleri yapamayacağına ilişkin yerleşik fikirlerin değiştirilmesi amaçlanıyor.

DOWN SENDROMU NEDİR?

İnsanların hücrelerinde, anne ve babadan gelen 23 çift kromozom bulunuyor. Ancak gen bozukluğuna sahip kişilerde, 21’inci kromozom kendisini eşleyerek ilave bir kromozom ortaya çıkarıyor. Böylece, bu genetik bozukluğa sahip kişilerin hücrelerinde 46 yerine 47 kromozom bulunuyor. BM, bu sendromla doğan kişilere dünyanın her yerinde rastlandığını açıklıyor ve down sendromlu kişilerin fiziksel özellikleri, sağlıkları ile öğrenim süreçlerinin birbirinden farklı olabildiğini kaydediyor. Bu kişiden kişiye geçebilecek bir hastalık da değil. Veriler ortalama 800 hamilelikten birinde down sendromu görüldüğünü ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalara göre ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak bu riski büyük oranda artırıyor. 20 yaşında kadınlarda 2 binde 1 hamilelikte görülürken, 49 yaşındaki bir kadında bu oran 20’de 1’e düşüyor. Sağlık Bakanlığı, tüm dünyada 6 milyon civarında down sendromlu birey yaşadığını açıkladı. Türkiye’de 15-21. haftalar arasında tanı amaçlı test yapılabiliyor. Bu sendrom adını, onu ilk tanımlayan tıp insanı Dr. John Langdon Down’dan aldı. Down sendromunun üç türü bulunuyor. En yaygın olan Trizomi 21’dir. Sonrasında ise Translokasyon ve Mozaik Down sendromu geliyor.

BELİRTİLERİ

Down sendromluları farklılaştıran bazı fiziksel özellikleri bulunuyor. Fiziksel özellikler aşağıdaki gibi olabiliyor: 

Düzleşmiş bir yüz, özellikle burun köprüsü.

Yukarıya doğru çekik gözler. m Kısa boyun.

Avuç içi boyunca tek bir çizgi. (Palmar Kıvrımı)

18 Mart 2024, Pazartesi 07:00

Kartal Kızılay Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü

Benim gibi küçük yaşta çocuk felcine (polio) yakalanmışların, bilhassa omurga deformasyonu nedeniyle zaten kısıtlı olan hareket kabiliyetleri, ilerleyen yaşlarda daha da artmaktadır. Zaman zaman da özellikle ters bir hareket sonrası genellikle omurga, kollar ve omuz bölgelerinde ağrılara yol açmaktadır. Son günlerde sağ omuzumda ağrılarım artarak şiddetlendi. Bugüne kadar çeşitli kliniklerde fizyoterapi seansları ile tedavi olmuşluğum vardı. Bu sefer nereye başvursam diye düşünürken Türkiye Milli Paralimpik Komitesi sağlık altkurul üyemiz Dr. Öğretim Üyesi Sadi Kayıran karşıma çıktı. Kartal Kızılay Hastanesi bünyesinde oluşturdukları Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi’ne gittim. Uzman hekimlerin detaylı muayenesinden sonra da tedavime başlandı. Öncelikle belirteyim; gençlik yıllarımın geçtiği Almanya’da sürekli olarak fizik tedavisi gördüm. Dr. Sadi Kayıran ve ekibinin oluşturduğu bu güzel merkez Almanya’dakileri aratmadığı gibi, onlardan üstün olduklarını da rahatlıkla söyleyebilirim.

Teşekkür ederim

Başta merkezin kurucusu sayın Dr. Öğr. Üyesi Sadi Kayıran olmak üzere, Uzm. Dr. Esra Şahin, Uzm. Dr. Alper İnceoğlu, Fizyoterapist Nevzat Köseman, Nurettin Akgün, Ayşenur Tahmazoğlu, Alp Eren Soylu, Yeliz Polat, Berkay Aktaş ve ekibin tüm elemanlarına gösterdikleri samimi ilgileri için ne kadar teşekkür etsem azdır. İyi ki varsınız. Şimdi sizlerle bu güzel merkez ile ilgili tanıtım yazısını paylaşıyorum. Tüm engelli kardeşlerime sağlıklı günler dilerim.

Engellilere SGK kapsamında tedavi imkânı

Fizik tedavi bölümümüzde insan odaklı bakış ile hizmet vermekteyiz. Ekibimiz sevgi ve saygı çerçevesinde hastalarımızın sağlığına kavuşması için özverili bir şekilde çalışmaktadır. Fizik tedavi ünitemizde alanında uzman hekim ve fizyoterapistlerimiz ile güncel teknolojik gelişmelerden yaralanarak tüm rehabilitasyon uygulamaları yapılmaktadır. Ünitemizde hastalarımızın ilk değerlendirilmesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon hekimi tarafından yapılmaktadır. Sonrasında hekim ve fizyoterapist birlikteliği ile multidisipliner yaklaşımla hastalarımız değerlendirilmekte ve kişiye özel rehabilitasyon programı ile tedaviye alınmaktadır. Bununla birlikte fiziksel engeli bulunan, SGK kapsamında olan vatandaşlarımız ünitemizde birçok tedavi uygulamasından yararlanabiliyor. Özellikle ICD-10 hastalık tanısı olan hastalar bu tedavileri yılda en az 60 seans olarak ünitemizde alabilmektedirler.

Yapay zeka programı ile rehabilitasyon yapılıyor

Uzuv kaybı gibi birçok fiziksel engelli bulunan vatandaşımız da SGK kapsamında bu hizmetlerden yararlanabilmektedir. Fizik tedavi ünitemizde engelli çocuklarımız için tasarlanmış odamızda denge ve yürüyüş parkurlarından ata binme (hipoterapi) terapisine, elin ince becerisini geliştirmekten cihazlamaya kadar tüm uygulamalar bulunmaktadır. Ayrıca bireye özel olarak geliştirilen bir yapay zeka rehabilitasyon programı ve ekipmanı ile de ünitemizde tedavi yapılmaktadır. Bu program sayesinde ünitemizde hastaların performanslarını bilgisayarlı ortamda yapay zeka yardımı ile kaydederek zaman içindeki gelişimini analiz edebiliyor ve tedavideki anlamlı farkları net bir şekilde görebiliyoruz.

11 Mart 2024, Pazartesi 07:00

TESYEV’de Murat Aksu yeniden başkan

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) 33. Olağan Seçimli Genel Kurulu’nda Dr. Av. Murat Aksu yeniden başkanlığa seçildi. Conrad Otel’de gerçekleştirilen toplantı, sadece bir yıllık çalışmaların değerlendirildiği bir buluşma olmanın ötesinde, vakfın gelecek dönemde izleyeceği rotayı da çizen bir dönüm noktasıydı. Dr. Av. Murat Aksu’nun başkanlığındaki yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu:

Burak Sarıca, İkbal Yiğitalp, Kazım Ali Kiremitçioğlu, Fikret Ercan, Ali Evren Doğru, Hasan Gocay, Murathan Kalyoncu, Belkıs Aktürk.

Başkandan önemli mesajlar

Başkan Dr. Av. Murat Aksu, toplantıda yaptığı konuşmada topluma önemli mesajlar verdi. Sözlerine, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde sizlerle bir arada bulunduğum için çok mutluyum” diyerek başlayan Başkan Aksu, şunları söyledi:

“Dünyanın, kadın erkek eşitliği konusunda 2024 gerçekliğinde pozitif ayrımcılıkla yüzde 50 kotasını konuştuğu bir iklimde, TESYEV yüzde 90’a varan kadın çalışan oranıyla çok kutsal bir görev üstleniyor. Güçlü kadınlarımız, her alanda olduğu gibi, TESYEV’in çalışmalarında da önemli bir yer tutuyor. Onların azmi ve gücü, engelli bireylerimizin yaşamlarına umut ve neşe katıyor. Bizler ‘engel’ tanımayan bir toplumu TESYEV kadınlarıyla var etmeye çalışıyoruz. 8 Mart vesilesiyle bu hikâyeyi var eden, başta TESYEV kadınları olmak üzere tüm kadınlarımıza teşekkür etmek istiyorum.

Binlerce engelliye destek

Gelelim ‘engel’ tanımayan bir toplum hayalimize... Bizler TESYEV olarak girilmedik mahalle, ulaşılmadık köy, varılmadık sokak, çıkılmadık tepe kalmadan engellilerimiz için mücadele eden bir vakıfız. TESYEV’in 25 yıllık serüveninde, eğitimden sağlığa, spordan sosyal yardımlara kadar 8 bin 474 eğitim bursu, 2 bin 188 görme engelliye teknolojik destek, bin 100 çocuğa rehabilitasyon, 4 bin 874 tekerlekli sandalye, 207 ameliyat, bin 226 işitme cihazı, 317 ortez-protez 12 bine yakın kişiye temel ihtiyaç yardımı, 28 profesyonel sporcuya ve spor kulüplerine malzeme desteği ve çok daha fazlasını sağlayarak toplumumuzda büyük bir fark yarattık. Ama biliyoruz ki bunlar yeterli değil. Son engelli bireyi evden çıkarma hayali kuran, idealist insanların merkezi olan TESYEV için, bu rakamlar bir başlangıç olarak kabul ediliyor. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz sene korkunç bir deprem felaketi yaşadık. Depremde uzuv kaybına uğramış 10 binin üzerinde vatandaşımız var, onlar için mücadele etmeliyiz. Dünyada ve ülkemizde yüzde 15’lik bir engelli oranın olduğu gerçekliğiyle, dünden daha fazla çalışmamız gerektiğini biliyoruz. Daha çok ele ele vermemiz gerektiğini de...

04 Mart 2024, Pazartesi 07:00

2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları ev sahipliği adaylığımız resmileşti

Portekiz ve Türkiye, Para Gençlik Oyunları’nın ev sahipliğini yapmak için yarışıyor. Avrupa Paralimpik Komitesi, 2025 Avrupa Para Gençlik Oyunları, ev sahipliği teklif sürecinde bir sonraki aşamaya geçen iki ülkeyi açıkladı. Portekiz ve Türkiye, Avrupa’nın gelecek vadeden Para sporcularını bir araya getiren en büyük organizasyonu düzenlemek için, güçlü başvurularda bulundu.

Türkiye ve Portekiz Milli Paralimpik Komiteleri’nin 2025 için teklifleri, ITT Komitesi olarak bilinen uzman grup tarafından incelenecek. Avrupa Para Gençlik Oyunları 2011’den beri Avrupa Paralimpik Komitesi takviminde önemli bir yere sahip. En kapsamlı resmi teklif süreci Avrupa Paralimpik Komitesi Yönetim Kurulu üyesi Geoff Newton, “Elimizdeki iki teklif de Milli Paralimpik Komitelerin, tüm bölgede Para sporun yararı için, bu vizyonun gerçekleşmesine yardımcı olma konusundaki kararlılığını gösteren güçlü tekliflerdir” dedi. Önümüzdeki aylarda iki teklif de ITT Komitesi tarafından tüm yönleriyle değerlendirilecek.

Saha ziyaretleri yapılacak ve önerilen mekanlar, ulaşım ve konaklama, mali destek ve çoklu spor organizasyonunu başarı ile sunulmasını sağlayacak. Mutabakat Anlaşması imzalandı Avrupa Para Gençlik Oyunları’nın her 4 yılda bir gerçekleşmesi ve potansiyel ev sahiplerinin oyunları en iyi şekilde organize etmesi ve tekliflerini sunması için yeterli zaman sağlayan resmi süreç planlandı. Daha deneyimli sporcular için Avrupa Paralimpik Komitesi, dokuz spor dalında Paris 2024 Paralimpik Oyunları için önemli bir kalifikasyon fırsatı sunan Rotterdam 2023 Avrupa Para Şampiyonası’nın açılışını desteklemek ve korumak için Avrupa Para Şampiyonası yönetimi ile ortaklık kurdu. Bu ilişki Türkiye ve Almanya’nın kısa süre önce 2027 için teklif veren ülkeler olarak açıklanması ile devam ediyor. Avrupa Para Gençlik Oyunları için ev sahibi bulmak ve organizasyonu yönetmekten sorumlu olduğu, proje ortağı olan Team TOC ile Avrupa Paralimpik Komitesi bir Mutabakat Anlaşması da imzaladı.

Kaynak: https://www. europaralympic.org/post/portugaland- türkiye-in-the-running-to-hosteuropean- para-youth-games

TÜRKİYE MİLLİ PARALİMPİK KOMİTESİ’NİN ÖNCÜLÜĞÜ

Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteklediği, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Avrupa Birliği Erasmus projesinin tanıtım toplantısı, The Marmara Pera’da gerçekleştirildi. Proje kapsamında yapılacak çalışmalarda, engelli gençler ve paralimpik sporcular başta olmak üzere gençler, gençlik çalışanları, antrenörler, eğitmenler ve çevresel sürdürülebilirlik ile afetlere karşı dayanıklılık konularında faaliyet gösteren kurumlar arasındaki iş birliğinin gelişmesi ve gençlik alanında özgün çalışmaların ortaya koyulması hedefleniyor. Türkiye, İtalya, Fransa, Ukrayna ve Arnavutluk’tan 7 ortağın katılımıyla yapılan projeye, Türkiye’den Marmara Üniversitesi ve Haydi Yapalım Derneği (Let’s Do It Türkiye), Fransa’dan Station de Jeunesse, Arnavutluk’tan Fondacioni Yeşilay, İtalya’dan Eco Intercultura South ve Ukrayna’dan NGO-Non Formal Education for Youth dahil oldu.

Murat Aksu: Büyük projeler ekip işidir

26 Şubat 2024, Pazartesi 07:00

Para sporcuların zafer haftası

Geçtiğimiz hafta, Para sporcularımızın gurur haftası oldu. Para sporcularımız dünyanın dört bir yanından madalya haberleriyle karşımızdaydılar. Fransa, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Mersin ve Çekya’dan gelen haberler geçtiğimiz haftanın en önemli olayıydı.

Para atletlerden 6 madalya

Güzel haber Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi. Başkent Dubai’de düzenlenen 2024 Para Atletizm Grand Prix müsabakalarının ilk gününde sporcularımız, 1 altın, 1 gümüş ve 4 bronz ile toplamda 6 madalya kazandı. Fatma Damla Altın, T20 uzun atlamada soyismi gibi altın madalyaya ulaşırken, Muhammet Atıcı, F20 gülle atmada gümüş madalyanın sahibi oldu. Hamide Doğangün, T53 100m & 800m, Muhsin Kaedi, F34 cirit atma ve Esra Bayrak, T20 uzun atlama branşlarında ise bronz madalyaya eriştiler. Bu güzel haberlerin hemen ardından bu sefer de Muhammet Khalvandi ciritteki 49.97’lik atışıyla F57 kategorisinde zirveye çıktı ve altın madalya kazandı.

Muhammet Khalvandi’den dünya rekoru

Dubai yarışlarının ardından, Mersin’de yapılan Seyfi Alanya Atmalar Kupası’nda gerçekleştirilen olimpik deneme yarışmalarında, Para Atletizm Milli sporcumuz Muhammet Khalvandi bu güzel haberleri bir de rekor denemesiyle taçlandırdı. Nevin Yanıt Atletizm Sahası’nda yapılan yarışlarda Muhammet Khalvandi cirit atmada 51.60‘lık derecesiyle, 51,42’yle Hamed Heidari’ye ait dünya rekorunu kırdı. Khalvandi aynı dereceyi Paris’te de yaparak rekoru tescillemek istiyor.

PARA ATLETLER SALONDA DA MADALYA YAĞDIRDI

Para atletizmde haftanın son güzel haberleri de Fransa’dan geldi. Fransa’nın Reims şehrinde devam eden 2024 Virtus Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda sporcularımız 4 altın, 4 gümüş ve 2 bronz olmak üzere toplam 10 madalya kazandılar. Şampiyonada ilk madalya Fatma Damla Altın’dan geldi. İlk gün piste çıkan milli sporcumuz pentatlonda altın madalyanın sahibi oldu. Şampiyonanın ikinci gününde ise madalyalar yağmur gibi geldi. Sporcularımız ikinci gün 2 altın, 4 gümüş ve 2 bronz madalya olmak üzere 8 madalya kazandılar. İkinci gün madalya alan sporcularımız şöyle:

19 Şubat 2024, Pazartesi 07:00

1924 Paris Olimpiyatları'ndan 100 yıl sonra madalyalar Eyfel'den!

Paris 2024 Oyunları’nda madalya kazanmak, her sporcunun hayalidir. Ancak bu seferki madalyalar sadece bir zaferin simgesi değil, aynı zamanda tarihi bir anın parçası olacak. Paris 2024 Paralimpik Oyunları, madalya tasarımıyla spor tarihinde benzersiz bir sayfa açıyor.

YAŞAYAN HATIRA OLACAK

Eyfel Kulesi’nin demirinden alınan parçalarla üretilen altın, gümüş ve bronz madalyalar, sadece sporcuların üstün başarılarını değil, aynı zamanda insan ruhunun sınırları aşan gücünü de simgeliyor. Bu madalyalar, kazananların boynunda sadece bir zaferin değil, aynı zamanda Paris’in kalbinden bir parçanın da asılı olduğu anlamına geliyor. Bu özel tasarım, madalyaları sadece birer ödül olmaktan çıkarıp, taşıyan her sporcuya ve onları destekleyen herkese ilham veren, yaşayan birer hatıra haline getiriyor. Eyfel Kulesi’nden alınan metalle hazırlanan bu madalyalar, sporculara ve onları izleyen herkese ilham veriyor. Türkiye’den Paris’e uzanan bu yolculukta, Para sporcularımızın boynunda parlayacak olan bu madalyalar, başarılarının yanı sıra insanlık tarihi için çok önemli olan birer hikâyeyi de barındırıyor olacak. Bu madalyalarla sporcularımız yurda, Paris 2024’ten, Eyfel Kulesi’nin bir parçasını taşıyarak dönecekler.

PARİS’TEN BİR PARÇA TAŞIYOR

Bu yılki oyunların organizasyon komitesi başkanı Tony Estanguet, “Bu madalyaların gerçekten benzersiz olmasını, Paris 2024 imzasını taşımasını istedik” dedi ve ortaya eşsiz bir hikâye çıktı. Oyunların en güçlü sembolü olan madalya, Paris ve Fransa’nın nihai sembolü olan Eyfel Kulesi ile birleşti. Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda da; daha önceki oyunlarda olduğu gibi, etkinlikler arasında daha fazla katılımı teşvik etmek amacıyla, olimpiyatlarla aynı meşale, amblem, maskot ve stadyumlar kullanılacak. Bu küçük detay bile biri olmadan diğerinin olmayacağını güçlü bir şekilde hatırlatıyor bizlere. Bu amaçla, her iki oyun için de madalyalar, tasarımlarına emanet edilen, ilk kuyumcu olan Chaumet’in izniyle ortak bir görünümü paylaşacak.

100 YIL ÖNCEKİ DARPHANEDE BASILDI

Madalyalar, Chaumet’in Place Vendòme’deki Paris atölyesinde tasarlandı ve 100 yıl önce Paris 1924 Olimpiyatları için madalya üreten Fransa’nın resmi darphanesi Monnaie de Paris’te yapıldı. Altın ve gümüş madalyalar, Sorumlu Mücevher Konseyi (RJC) tarafından, yüzde 100 geri dönüştürülmüş olarak onaylanmış metal kullanılarak yapılırken, bronz madalya ise Monnaie de Paris’in kendi üretiminden elde edilen hurdalar kullanılarak yapıldı.