Av. Hakan TOKBAŞ Acunkent Mağdurları'nın hakları
HABERİ PAYLAŞ

Acunkent Mağdurları'nın hakları

Haberin Devamı

Bir önceki yazımda, Acunkent Mağdurları'nın genel tablosunu çizmiş ve durum tespiti yapmıştım.

Şimdi ise, çok detaya girmeden mağdurları bazı kategorilere ayırıp, o kategoriye özgü haklarından bahsedeceğim.

Duyduğum ve anladığım kadarıyla, Acunkent Mağdurları'nı 3 kategoride toplamak mümkün.

1- Ellerinde adi yazılı sözleşme olup henüz kat irtifakı tapusunu almamış olanlar

2- Kat irtifakı tapusunu alıp, konutu henüz fiilen teslim alamayanlar

3- Kat irtifakı tapusunu alıp, inşaatı tamamlatmak ve bir şekilde “iskân” alınmasını sağlamaya çalışanlar

Şimdi, teker teker bakalım bu gruplara:

1- Ellerinde adi yazılı sözleşme olup henüz kat irtifakı tapusunu alamamış olanlar

Bu gruptaki mağdurların hala bir şeyleri bekliyor olması çok yanlış. Duyduğum kadarıyla hala yüzlerce kişinin tapusu bulunmuyor.

Acilen yapmaları gereken şey; uygulamada “tapu iptal ve tescil davası” olarak isimlendirilen davayı açmaktır. Davayı açarken de, dava konusu tapunun 3. kişilere bir şekilde geçmemesi için, tapunun üzerine “ihtiyati tedbir” konulması talep edilmelidir.

Bu dava ile birlikte, gecikmiş kira tazminatı ve konutun tam olarak tamamlanmaması dolayısı ile eksik kısım için tazminat (bedelden indirim) talep edilebilir.

Her ne kadar sözleşme adi yazılı şekilde yapılsa dahi, hem önceki kanuna hem şimdiki kanuna göre, sözleşmenin geçersizliği tüketiciye karşı ileri sürülemez. Dolayısı ile görünüşte geçersiz bir sözleşme gibi görünse dahi, tüketici bu sözleşmeye güvenerek hareket etmiş ise, sözleşmenin geçerliliğini ileri süren tüketiciye karşı, “hayır, bu sözleşme geçersizdir” şeklinde cevap verilemeyecektir.

O halde, sözleşme ne şekilde olursa olsun, tüketici geçerli diyor ise geçerlidir.

“Ama tapunun üzerinde hacizler var, alsam bile elime bir şey geçmez ki!” diyorsanız…

Eğer bu hacizler ve çeşitli takyidatlar, sözleşme tarihinden sonra konulmuş ise, Tüketici Mahkemesi tapuyu “bütün takyidatlardan ari” bir şekilde, yani tapuyu tertemiz bir şekilde size verecektir. Elbette bunu dava dilekçesinde özellikle talep etmek gerekir.

Bu köşeden derin hukuki tartışmalara pek girmek istemiyorum ama, bu konuda karar vermeyen veya bu ibareyi yazmayı unutan mahkemeler de yok değil…

Hatta tapunun tesciline karar vermek yerine davayı alacak davasına döndürüp sözleşme bedeline hükmeden mahkemeleri de duyuyoruz elbette.

Bu kararlara maruz kalmamak da, biraz mağdurun şansı biraz da davasını doğru açması ve hâkimi doğru yönlendirmesi ile alakalı bir durum.

Ancak bu tarz kararlar İstinaf’tan veya Yargıtay’dan dönecektir diye umut ediyorum. Aksi takdirde kanunun ruhuna ve kanun koyucunun amacına aykırı hareket edilmiş olacak, mağdurların işlevsiz bir karara ulaşmaları gerçek adalete ulaşmalarını engelleyecektir.

Diğer gruplarda yer alan mağdurların haklarını da sonraki yazılara saklayalım. Umarım olabildiğince basit bir şekilde anlatılmaya çalışılan yukarıdaki bilgiler faydalı olacaktır.






Sıradaki haber yükleniyor...
holder