Ayşe Mine Yaman

17 Nisan 2010, Cumartesi 05:00

Mutfakta neler oluyor?

<#comment>

Evin diğer odalarıyla arasındaki mesafeyi ortadan kaldıran 2010 mutfakları, sosyal yaşamın merkezi haline geldi. Doğal ve geridönüşümlü malzemeler, fütürist formlar ve renk tonu hangi menzile varırsa varsın, heyecanlandıran mutfak tasarımları arasında kanepe, koltuk, televizyon, kitaplık gibi dekorasyon öğelerine rastlarsanız şaşırmayın.

Basit ve ilkel görünümlü mobilyalarla yaratılan doğallık yeni sezonda her alanda olduğu gibi mutfak tasarımlarında da ilk sırada yer alıyor. İlhamını doğadan alan ıslak mekanlarda ham malzeme, pastel renkler ve organik formlar ön plana çıkıyor. İçeriden çok pencerenin dışını düşünen yeşil evlerin kimliği bu mekanlara da yansıyor. Özellikle yazlık evinize mutfak yaptırmayı planlıyorsanız kır evlerinin romantizminden ilham alabilirsiniz. Bunun için de çiçekli porselenler, floral desenlere bürünmüş tekstiller, ahşap detaylar, hasır aksesuarlardan yardım alabilirsiniz.

Mutfaklar genellikle evlerde ekolojinin rahatlıkla kendini gösterebileceği mekânlar olarak tabir edilirler. Buzdolabı, ısıtıcılar, fırın, bulaşık makinesi gibi eşyalardan dolayı enerjinin en fazla kullanıldığı bölümdür. Tabi ekolojik mutfaklar için yapılması gereken tek şey bunlardan vazgeçmek değil. Bunu kullandığınız materyallerle de sağlayabilirsiniz. Mesela tezgah ya da zemin kaplaması gibi diğer ürünlerde geri dönüşümü olanları tercih edebilirsiniz. Mermer, doğal bir malzeme olduğundan tercih edilebilir.

Aydınlatma ve armatür olarak mümkün olduğunca az enerji tüketen tasarımları kullanabilir, mobilya gövdelerinde geri dönüşümlü olanları tercih edebilirsiniz. Özellikle sıcak iklimin hakim olduğu bölgelerde güneş enerjisi ile ısıtılmış sudan yararlanılabilir. Bambu, çok hızlı büyüyen bir bitki olduğundan, kısa süre içinde bir orman haline gelebiliyor. Bu özellikleriyle ekolojik malzeme olarak kabul edilen bambudan yapılmış mutfakları tercih edebilirsiniz. Bulaşık makinenizi tam dolmadan çalıştırmamak, yiyeceğiniz kadar yemek pişirmek gibi detayları da gözönüne almalısınız.

Tercihiniz modern bir tasarımdan yanaysa

Minimalizmin egemen olduğu, gereksiz detay ve aksesuarlardan kaçınılan mutfak tasarımlarında, keskin hatlar ve mobilyalardaki sivri köşeler ile düz ve yalın formlar kullanılıyor. Bu tarz mutfaklarda en önemli özelliklerden biri de mutfak dolaplarının duvara gömme şekilde yerleştirilmesi. Dolap yüzeylerinin genelde lake ile kaplandığı tasarımlara metal, paslanmaz çelik ve cam aksesuarlar eşlik eder. Masa ve sandalye gibi mutfak mobilyası seçimi kesinlikle modern tarzı yansıtmalı, eğer mutfak kapısı varsa cam olmalı ve raflarda da cam kullanılmalıdır. Duvarlarda ise açık renkler tercih edilir. Tabiİ bu malzemeler modern aksesuarlarla tamamlanmalı, krom kaplama musluklar kullanılmalı, elektrik prizleri ve aydınlatma düğmeleri gibi detaylar da metal olanlar arasından seçilmelidir.

Doğru aydınlatma için

* Merkezi sarkıt aydınlatma mutfaklarda en sık rastlanan aydınlatma biçimidir. Ama maalesef sürekli kendi gölgenizde iş yapmanıza ve bundan kaynaklanan baş ağrılarına neden olur.

* Mutfağınızın şekli ya da boyutları ne kadar olursa olsun ışık her zaman çalıştığınız alanın arkasından ya da yanından gelmeli. Ayrıca lavabonun, ocağın ve özellikle de yiyecekleri doğradığınız tezgâhın üzerinde kesinlikle ışık seviyesi yüksek birer fonksiyonel aydınlatmaya ihtiyaç duyduğunuz da bir gerçek.

* Mutfakta kullanacağınız ışık mutlaka gün ışığına yakın olmalı ki yemeklerin pişip pişmediğini rahatlıkla anlayabilesiniz.

* Aydınlatmaların fişlerini kesinlikle tost makinesi ya da mutfak robotu gibi mutfak aletleriyle yüklü olan prize takmamaya ve gözünüzü alacak noktalara yerleştirmemeye özen gösterin.

* Eğer yeni ev yaptırıyorsanız ve tercihiniz hazır mutfak almaksa mutlaka spot aydınlatmaları olanları tercih edin. Marangoza yaptırıyorsanız da spot ışık yerleşimleri için uygun bir imalat yapmasını sağlayın. Özellikle dolap içine yerleştireceğiniz spotların kapak açıldığında yanan, kapandığında sönen bir tesisata sahip olmasını sağlarsanız elektrikten de tasarruf etmiş olursunuz.

* Mutfak mobilyalarınızı her zaman aydınlık renklerde tercih etmeye çalışın. Mutfak tavanınızda mat beyaz, duvarlarınızda ise soluk renkler tercih etmeye çalışın.

<#comment><#comment>3<#comment>

Evin diğer odalarıyla arasındaki mesafeyi ortadan kaldıran 2010 mutfakları, sosyal yaşamın merkezi haline geldi. Doğal ve geridönüşümlü malzemeler, fütürist formlar ve renk tonu hangi menzile varırsa varsın, heyecanlandıran mutfak tasarımları arasında kanepe, koltuk, televizyon, kitaplık gibi dekorasyon öğelerine rastlarsanız şaşırmayın.

Basit ve ilkel görünümlü mobilyalarla yaratılan doğallık yeni sezonda her alanda olduğu gibi mutfak tasarımlarında da ilk sırada yer alıyor. İlhamını doğadan alan ıslak mekanlarda ham malzeme, pastel renkler ve organik formlar ön plana çıkıyor. İçeriden çok pencerenin dışını düşünen yeşil evlerin kimliği bu mekanlara da yansıyor. Özellikle yazlık evinize mutfak yaptırmayı planlıyorsanız kır evlerinin romantizminden ilham alabilirsiniz. Bunun için de çiçekli porselenler, floral desenlere bürünmüş tekstiller, ahşap detaylar, hasır aksesuarlardan yardım alabilirsiniz.

Mutfaklar genellikle evlerde ekolojinin rahatlıkla kendini gösterebileceği mekânlar olarak tabir edilirler. Buzdolabı, ısıtıcılar, fırın, bulaşık makinesi gibi eşyalardan dolayı enerjinin en fazla kullanıldığı bölümdür. Tabi ekolojik mutfaklar için yapılması gereken tek şey bunlardan vazgeçmek değil. Bunu kullandığınız materyallerle de sağlayabilirsiniz. Mesela tezgah ya da zemin kaplaması gibi diğer ürünlerde geri dönüşümü olanları tercih edebilirsiniz. Mermer, doğal bir malzeme olduğundan tercih edilebilir.

Aydınlatma ve armatür olarak mümkün olduğunca az enerji tüketen tasarımları kullanabilir, mobilya gövdelerinde geri dönüşümlü olanları tercih edebilirsiniz. Özellikle sıcak iklimin hakim olduğu bölgelerde güneş enerjisi ile ısıtılmış sudan yararlanılabilir. Bambu, çok hızlı büyüyen bir bitki olduğundan, kısa süre içinde bir orman haline gelebiliyor. Bu özellikleriyle ekolojik malzeme olarak kabul edilen bambudan yapılmış mutfakları tercih edebilirsiniz. Bulaşık makinenizi tam dolmadan çalıştırmamak, yiyeceğiniz kadar yemek pişirmek gibi detayları da gözönüne almalısınız.

Tercihiniz modern bir tasarımdan yanaysa

Minimalizmin egemen olduğu, gereksiz detay ve aksesuarlardan kaçınılan mutfak tasarımlarında, keskin hatlar ve mobilyalardaki sivri köşeler ile düz ve yalın formlar kullanılıyor. Bu tarz mutfaklarda en önemli özelliklerden biri de mutfak dolaplarının duvara gömme şekilde yerleştirilmesi. Dolap yüzeylerinin genelde lake ile kaplandığı tasarımlara metal, paslanmaz çelik ve cam aksesuarlar eşlik eder. Masa ve sandalye gibi mutfak mobilyası seçimi kesinlikle modern tarzı yansıtmalı, eğer mutfak kapısı varsa cam olmalı ve raflarda da cam kullanılmalıdır. Duvarlarda ise açık renkler tercih edilir. Tabiİ bu malzemeler modern aksesuarlarla tamamlanmalı, krom kaplama musluklar kullanılmalı, elektrik prizleri ve aydınlatma düğmeleri gibi detaylar da metal olanlar arasından seçilmelidir.

10 Nisan 2010, Cumartesi 05:00

Kapılar doğaya açılınca

Yeni sezonda genellikle iç mekanlar için düşünülen kimi kurgular, formüllerini dışarı taşırıyor, evin içinde yapılan dekoratif oyunlar ve eklektisizm gibi popüler senaryolar, izlerini duvarların dışına da taşırıyor. Karıştırmak ve karıştırarak klişeleri yıkmak, son yılların en gözde dekorasyon eğilimlerinden birine isim verdi: Eklektisizm.
Doğaçlama kuralından yola çıkan dekorasyon ve tasarım dünyasının, mekanları bir izci grubundan çok, farklı sesler taşıyan bir orkestra gibi kurgulamasıyla beraber farklı stillerin, formların ve malzemelerin birbirine yakışacağını da görmüş olduk. Tasarımda duvarları kaldıran yeni trendler, dış mekan mobilyalarını içeride, iç mekan mobilyalarını dışarıda kullanmayı ve ortak bir atmosfer ruhu kurgulayarak anahtarı teslim etmeyi istiyor.
Malzemeden çok eklektisizm, konformizm ve romantizm gibi stillerin öne çıktığı son dönemde, tasarımlarda kullanılan materyaller de bu durumu kabulleniyor: Doğal ahşap, sentetik rattan ve tik gibi bahçeye yönelik malzemeler, iç mekan veya yarı açık alanlarda da kullanılırken, geleneksel bahçe mobilyaları, salonlarda görmeye alıştığımız damask gibi desenlerdeki kumaşlarla döşeniyor.

Eco-Chic bahçede yaşamak

Gün geçtikçe yapay olandan uzaklaşıp doğaya dönmeye çabalıyoruz. Ekolojik olma çabası bahçe tasarımlarında da kendini gösteriyor. Özellikle su tasarrufunun yollarını aramak, mekan bahçe olduğunda daha da önem taşıyor. Bunun için yaz gelmeden su tesisatınızı gözden geçirin. Sulamada su tasarrufu yapan araçlar kullanın ve yürüme taşları gibi geçirgen alanları döşerken yağmur suyunun yerin altına girmesini sağlayın.

03 Nisan 2010, Cumartesi 05:00

15 yıllık zaman tüneli

<#comment>

Dekorasyon meraklılarının yıllardır elinden düşürmediği aylık dekorasyon dergisi Maison Française 15. yılını kutluyor

Her ay mekanları farklılaştıran yeni fikirlerle karşımıza çıkan Maison Française Nisan sayısında birbirinden özel konuları ile 15. yaşını kutluyor. Bu konulardan biri de ev dekorasyonunda tarzların 15 yıllık değişimi. 1990’lı yıllarda minimalist bir duruş sergileyen ürünler, ibreler 2000’i gösterdiğinde etnik bir kostümle çıkıyor sahneye.

1995-2000’li yıllar Minimalist

Pusulalar 1995- 2000’i gösterdiğinde, sır saklamayan, net, keskin çizgileri ile minimalist ürünler vitrinlerde boy gösteriyordu. 1900’lü yılların başında modern kelimesi hayatımıza girdi ve sadelik öne çıktı. Modern stilin kökleri 1930’lardaki Alman ve İskandinav tasarımlara uzanıyor. Akıcı, geometrik şekillerin sıkça yer aldığı ve asimetrik yerleşimlerin gözlendiği modern stilde beyaz, krem gibi renkler ile siyah öne çıkıyor.

Krom ve metal, sert ve sivri kesim detaylar bu tarzın belirgin özelliklerinden. Yalın tasarlanmış mobilyalar, modanın etkisiyle, rüzgârın estiği yöne doğru değişim gösteriyordu. 1980’li yıllarda gelişmeye başlayıp 1990’lı yıllarda yoğun olarak yaşanan ve günümüze kadar uzanan minimalizm, en az malzeme ile en yüksek kaliteyi elde eden bir akım olarak karşımıza çıktı.

2000-2005’li yıllar Etnik

Farklı coğrafyaları evlere taşıyan bu dönemde patchwork desen buluşmaları, Afrika’nın figürleri, Uzakdoğu’nun mistik etkisi ya da Amerika’nın çok renkliliğini yansıtan etnik tasarımlar göze çarpıyor. Temel olarak iç mekanlara barış, denge ve huzur kazandırmayı amaçlayan Asya stili, sadeliği ve düzeni temel alırken, kalite ve el işçiliğini en önemli enstrümanlar olarak kullanıyor.

Asya stilinin en karakteristik özelliklerinden biri güçlü renk kullanımı olarak bilinir. Mobilyalarda ise ağırlıklı olarak ayna gibi parlayan lake siyah renk tercih ediliyor.

Afrika stili, aslında bu uçsuz bucaksız kıtanın farklı bölgelerine göre şaşırtıcı derecede değişiklikler gösteriyor. Fas ve Libya gibi kuzeydeki ülkeler daha çok Ortadoğu ve Arap etkilerini taşırken, güneydeki ülkelerde Batı’nın sömürgesi oldukları dönemlerden kalma Avrupa etkileri hissediliyor. Safari teması özellikle sömürge ülkelerini hatırlatırken, Afrika deyince hepimizin zihinlerinde çağrışımlar yapan kabile sembolleri, el yapımı ahşap heykeller ve maskeler ise Uganda gibi Doğu Afrika ülkelerinin stillerini yansıtıyor.

Son zamanlarda çağdaş mekânlarda giderek daha da popüler olan Latin tarzı ise kaynağını tropikal doğadan alıyor. Oldukça hızlı yetişen bambu, rattan, tik ve abaka, Latin tarzının en önemli dekorasyon malzemeleri olarak biliniyor. Güneşin sıcak ve aydınlık tonları, beyaz, açık mavi, bej ve bronzun yanısıra, mercan, okyanus mavisi, sarı, oranj, fuşya gibi egzotik renkler bu stilin vazgeçilmezleri arasında.

2005-2010’lu yıllar: Ekolojik

Ekolojik tasarım konusunda bilgi arttıkça yeni ve yaratıcı ürünler ortaya çıkmaya başladı. XXI. yy.’da tasarımcılar için en büyük mücadele doğaya hiç etkisi olmayan ya da etkisi minimum seviyede olan ürünler geliştirmek.

Ekolojik tasarımın en önemli önerilerinden halihazırdakileri değerlendirerek hizmet tasarımına yoğunlaşmak. Bu nedenle kullanım ömrünü tamamlamış atık ürünlere farklı bir fonksiyon ve ikinci bir hayat veren ‘ready made’ tasarımlar günden güne daha popüler oluyor.

<#comment><#comment>2<#comment>

Dekorasyon meraklılarının yıllardır elinden düşürmediği aylık dekorasyon dergisi Maison Française 15. yılını kutluyor

Her ay mekanları farklılaştıran yeni fikirlerle karşımıza çıkan Maison Française Nisan sayısında birbirinden özel konuları ile 15. yaşını kutluyor. Bu konulardan biri de ev dekorasyonunda tarzların 15 yıllık değişimi. 1990’lı yıllarda minimalist bir duruş sergileyen ürünler, ibreler 2000’i gösterdiğinde etnik bir kostümle çıkıyor sahneye.

1995-2000’li yıllar Minimalist

Pusulalar 1995- 2000’i gösterdiğinde, sır saklamayan, net, keskin çizgileri ile minimalist ürünler vitrinlerde boy gösteriyordu. 1900’lü yılların başında modern kelimesi hayatımıza girdi ve sadelik öne çıktı. Modern stilin kökleri 1930’lardaki Alman ve İskandinav tasarımlara uzanıyor. Akıcı, geometrik şekillerin sıkça yer aldığı ve asimetrik yerleşimlerin gözlendiği modern stilde beyaz, krem gibi renkler ile siyah öne çıkıyor.

Krom ve metal, sert ve sivri kesim detaylar bu tarzın belirgin özelliklerinden. Yalın tasarlanmış mobilyalar, modanın etkisiyle, rüzgârın estiği yöne doğru değişim gösteriyordu. 1980’li yıllarda gelişmeye başlayıp 1990’lı yıllarda yoğun olarak yaşanan ve günümüze kadar uzanan minimalizm, en az malzeme ile en yüksek kaliteyi elde eden bir akım olarak karşımıza çıktı.

27 Mart 2010, Cumartesi 04:00

Evlere bahar geldi

<#comment>

Doğa, göze ve ruha hoş gelen tüm renkleri ve uygun birliktelikleri cesur yorumlarla gözler önüne seriyor. Siz de küçük dokunuşlarla yaşadığınız mekanlara, baharın enerjisini taşıyabilirsiniz.

Sıcak havaların kendini hissettirdiği şu sıralar, yeşilin binbir tonuna gülümsediğimiz, daha önce gizli kalmış renk birlikteliklerinin büyülü güzelliklerine kendimizi kaptırdığımız bir zaman dilimine denk geliyor. Kapılar, pencereler açılıyor, koyu renkler açıklara, kalınlar incelere, griler sarılara, yeşillere pembelere dönüyor. Evler artık çiçek açıyor. Duvardan tavana veya salondan mutfağa tüm yaşam alanlarınızı kapsıyor. İlk önce minik adımlar atarak başlayın, farklı bir bakış açısı aralayın kendinize. Deneyin, karıştırın tekrar deneyin, en uygun seçeneği bulana kadar devam edin. Hayal gücünüzü ruhunuzun en uzaklarına götürün, bu bahar evinizde farklı renklere, desenlere yer açın.

Mobilyanızı yenilirken

Ekolojik kaygılar ve etik kavramı insanların yaşam tarzları üzerindeki etkilerini arttırdıkça ev kavramı gün geçtikçe çevre ile uyumlu bir şekil alıyor. Doğal olana dönüşün kaçınılmaz olduğu bir çağda yaşıyoruz. Yiyecekten giysiye dekorasyondan kozmetiğe kadar hemen hemen her alanda ekolojik ürünlerin vitrinlerde boy gösterdiği bir çağ bu. Yeni sezonda, tüm bu olanlardan mobilya ve aksesuarlar da nasibini alıyor ve dayanıklı malzemelerden, ekolojik kumaşlardan yapılmış tasarımlar devreye giriyor.

Renginizi doğru seçin

Fiziksel veya psikolojik, insan hayatında hep önemli olmuştur renkli dünyalar yaratma isteği. Renkler, insanının biyoritmini düzenleyerek fiziksel sağlığı doğrudan etkiler. Renk, ışık formunda elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Göze çarpmasındaki çeşitlemeler, beyinsel, sinirsel ve müsküler aktiviteleri etkiler. Örneğin, araştırmalar gösteriyor ki olağan ışığın altında vücuttaki kas aktivitesi 23 deneysel birimden oluşurken, mavi ışık altında bu birim oldukça artar, sarı 30 birime yükseltirken, yeşil düşürür. Kişiyi bu renklerden herhangi birine maruz bıraktığınızda beş dakika içinde bile beyinsel ve müsküler aktivitesi değişir. Anlaşıldığı gibi çevrenizdeki renkler kişi üzerinde derin bir etki bırakır, bu sebeple dikkatle değerlendirilmeleri gerekir.

Evlerde tavanlar, neredeyse istisnasız beyaz olmalıdır. Beyaz, nötr olduğu için psikolojik olarak daha az ilgi çeker ve konsantrasyonu artırır. Duvar renginde ise odanın ev içindeki konumunu ve rolünü ortaya çıkarmak faydalı olur. Sürekli kullanılan bir oda için pastel renkler uygun olur. Daha çok mavi, su yeşili gibi yumuşak renk tonlarını tercih edebilirsiniz. Mesela yeşil renk, ilkbahar mevsimini çağrıştıran özelliği ile uygulandığı her mekana temiz hava ve canlılık katar. Gözleri ve bedeni en çok dinlendiren renk olan yeşil, sıcak havalarda serin, serin havalarda ise sıcaklık hissi verir. İnsanlara umut duygusunu aşıladığı gibi psikolojik ve bedensel olarak da iyi hissetmeyi sağlar. Oturarak yapılan aktiviteler, konsantrasyon ve meditasyon için idealdir.

Kumaşlarda öne çıkan temalar

Canlı, kontrast ve uyumsuz renkler bir arada, iç içe, üst üste kullanılıyor. Bu trend, kanepeler üzerinde patchwork renk buluşmalarına sahne oluyor. Tekstillerde etnik ve folklorik motifler yeni melez teknolojilerle dokunuyor. Bir kısım dokumalar elde, bir kısmı da makinelerde yapılıyor. Pudra tonları, transparanlık ve delikli dokular, süt ve krema beyazı, çok açık nane yeşili gibi renkler dikkat çekiyor. Doğanın mistik yönleri, yaprak, ağaç kabuğu, yosun gibi ürünlerle 3 boyutlu görünümler yaratılıyor. Çılgın bir ressamın tuvali ya da kaleydoskopik patlamalar desen olarak kullanılıyor.

<#comment><#comment>2<#comment>

Doğa, göze ve ruha hoş gelen tüm renkleri ve uygun birliktelikleri cesur yorumlarla gözler önüne seriyor. Siz de küçük dokunuşlarla yaşadığınız mekanlara, baharın enerjisini taşıyabilirsiniz.

Sıcak havaların kendini hissettirdiği şu sıralar, yeşilin binbir tonuna gülümsediğimiz, daha önce gizli kalmış renk birlikteliklerinin büyülü güzelliklerine kendimizi kaptırdığımız bir zaman dilimine denk geliyor. Kapılar, pencereler açılıyor, koyu renkler açıklara, kalınlar incelere, griler sarılara, yeşillere pembelere dönüyor. Evler artık çiçek açıyor. Duvardan tavana veya salondan mutfağa tüm yaşam alanlarınızı kapsıyor. İlk önce minik adımlar atarak başlayın, farklı bir bakış açısı aralayın kendinize. Deneyin, karıştırın tekrar deneyin, en uygun seçeneği bulana kadar devam edin. Hayal gücünüzü ruhunuzun en uzaklarına götürün, bu bahar evinizde farklı renklere, desenlere yer açın.

Mobilyanızı yenilirken

Ekolojik kaygılar ve etik kavramı insanların yaşam tarzları üzerindeki etkilerini arttırdıkça ev kavramı gün geçtikçe çevre ile uyumlu bir şekil alıyor. Doğal olana dönüşün kaçınılmaz olduğu bir çağda yaşıyoruz. Yiyecekten giysiye dekorasyondan kozmetiğe kadar hemen hemen her alanda ekolojik ürünlerin vitrinlerde boy gösterdiği bir çağ bu. Yeni sezonda, tüm bu olanlardan mobilya ve aksesuarlar da nasibini alıyor ve dayanıklı malzemelerden, ekolojik kumaşlardan yapılmış tasarımlar devreye giriyor.

Renginizi doğru seçin

Fiziksel veya psikolojik, insan hayatında hep önemli olmuştur renkli dünyalar yaratma isteği. Renkler, insanının biyoritmini düzenleyerek fiziksel sağlığı doğrudan etkiler. Renk, ışık formunda elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Göze çarpmasındaki çeşitlemeler, beyinsel, sinirsel ve müsküler aktiviteleri etkiler. Örneğin, araştırmalar gösteriyor ki olağan ışığın altında vücuttaki kas aktivitesi 23 deneysel birimden oluşurken, mavi ışık altında bu birim oldukça artar, sarı 30 birime yükseltirken, yeşil düşürür. Kişiyi bu renklerden herhangi birine maruz bıraktığınızda beş dakika içinde bile beyinsel ve müsküler aktivitesi değişir. Anlaşıldığı gibi çevrenizdeki renkler kişi üzerinde derin bir etki bırakır, bu sebeple dikkatle değerlendirilmeleri gerekir.

20 Mart 2010, Cumartesi 04:00

Çiçeklerle flört etme zamanı!

<#comment>

Yaprakların formu, çiçeklerin rengi ve deseni kısaca botanik imgelerin evlerin her köşesinde kendine yer bulduğu şu sıralar, siz de evinize bu romantik öğeleri serpiştirmeyi unutmayın.

Evlere duygusal bir atmosfer kazandırmak için taze çiçeklere yer açmalısınız. Hem ferahlık hissi, hem de estetik için evinizin bir yerinde daima taze çiçekler kullanın. Çiçekleri yaşamımızın her alanına sokmalıyız, çünkü renkler ve kokular yaşadığımız ortama, bir anda pozitif enerji yükler, havasını değiştirir ve ruhumuzu besler. Mevsimler arası geçiş döneminde, baharı erken yaşamak için çiçeklerle flört etme zamanı şimdi.

Çiçekleri doğru kullanmak için

Güller: Bahçe güllerini tercih edin ve geniş ağızlı vazoda 20 adet gülü bir arada kullanın. Evinizin giriş kısmında bir alana ya da oturma odanıza yerleştirebilirsiniz. Saplarının uç kısmını her gün ortadan ikiye ayırın ki böylece yeterince su çekebilsin.

Evin favorisi laleler: Satın alırken tomurcuk laleleri tercih edin. Baş kısımlarının hemen altından toplu iğne ile tek delik açmak suyun yukarı kadar çıkmasını sağlar, böylece laleriniz iki gün sonra boyunlarını bükmeyecek. Kokusuz oldukları için yatak odanızda basit bir cam vazo içerisine yerleştirip kullanabilirsiniz.

Muhteşem üçlü: Frezya, statis, iris: Bunlar bir arada kullanmak için en ideal bahar çiçekleridir. Buketlerde sadece tek bir kokulu çiçek kullanmak en uygunudur. Mutfağınızda eski bir bakır sürahide ya da bir salata kasesi içerisinde olağanüstü bir görüntü sergilerler. Saplarını düz kesip iki günde bir suyunu değiştirmek yeterli olur.

Çiçekleri sergilemek için:

Çiçekleri her türlü sergilemek mümkün. Tabii ki önce vazo ve saksıların içinde ama sonra sepetlerde, bardaklarda, şişelerde, sürahilerde, galvaniz kovalarda... Ve çiçekleri sergilemekten öte farklı işlevlerde kullanmak da mümkün: Yapraklardan peçete halkası yapın, buz küplerinin içinde dondurun, beyaz tüllerinizin üzerine dikin. Pencere pervazınıza, kanepenizin köşesine, posta kutunuza, hatta banyo aynanızın önüne yerleştirin. Onları boncuklar, ince kurdaleler, kağıtlar ya da mumlarla birleştirerek kendinize özgü tasarımlar yaratmak sizin için de iyi bir terapi olabilir.

Kumaşlardaki izdüşümü:

1960’ların çiçekli ve geometrik desenleri, Çin’in geleneksel motifleri ve kırmızı, siyah, dore renklerin yer aldığı renk paleti, İngiliz Viktoryen döneminin evlerinden ilham alan floral desenler, barok ihtişamın bordo, çikolata, kahve, mor gibi renklerle tasvir edildiği damask desenler bu sezon yine tekstil tasarımcılarının ilgi odağını oluşturuyor. Etnik ve şiirsel; bu sezon yine dekorasyonda sık sık kullanılacak iki kelime. Pastel renklerle yumuşatılan floral desenler, geometrik hatlarıyla daha modern bir görünüm sergiliyor.

Eğer klasik ya da country bir tarza sahipseniz, pastel renklerde İngiliz stili, küçük ve sık çiçekli desenleri rahatlıkla kullanabilirsiniz. 1950 ve 60’lardan ilham alan retro görünümlerde, neon renklere sahip, büyük ve cesur çiçekler tercih ediliyor. Eklektik ve etnik tarzların çiçekleri ise tahmin edilebileceği gibi üst üste, yan yana ve her boyutta kullanarak tıpkı doğadaki gibi karmaşık bir görüntü yaratıyor. Modern düzenlemelerde daha noktasal vurgularla kulanılan çiçekler, stilize ve illüstre edilerek farklı formlar alıyorlar.

Son yıllarda gerek kültürler arası, gerekse kültür içi bir uyum yaratma üzerine çok şey söylenir oldu. Doğu-batı senteziyle başlayan eklektik akım, farklı yorumlarla her eve uygulanabiliyor. Çin vazolarından Afrika bambularına, Fransız dantellerinden İngiliz bahçelerine, Osmanlı motiflerinin coşkusundan İskandinav minimalizmine, Venedik aynalarından neo-barok yorumlara kadar pek çok öğe, zevke ve beğeniye göre kişiselleşen evlerde yerini alıyor.

<#comment><#comment>2<#comment>

Yaprakların formu, çiçeklerin rengi ve deseni kısaca botanik imgelerin evlerin her köşesinde kendine yer bulduğu şu sıralar, siz de evinize bu romantik öğeleri serpiştirmeyi unutmayın.

Evlere duygusal bir atmosfer kazandırmak için taze çiçeklere yer açmalısınız. Hem ferahlık hissi, hem de estetik için evinizin bir yerinde daima taze çiçekler kullanın. Çiçekleri yaşamımızın her alanına sokmalıyız, çünkü renkler ve kokular yaşadığımız ortama, bir anda pozitif enerji yükler, havasını değiştirir ve ruhumuzu besler. Mevsimler arası geçiş döneminde, baharı erken yaşamak için çiçeklerle flört etme zamanı şimdi.

Çiçekleri doğru kullanmak için

Güller: Bahçe güllerini tercih edin ve geniş ağızlı vazoda 20 adet gülü bir arada kullanın. Evinizin giriş kısmında bir alana ya da oturma odanıza yerleştirebilirsiniz. Saplarının uç kısmını her gün ortadan ikiye ayırın ki böylece yeterince su çekebilsin.

Evin favorisi laleler: Satın alırken tomurcuk laleleri tercih edin. Baş kısımlarının hemen altından toplu iğne ile tek delik açmak suyun yukarı kadar çıkmasını sağlar, böylece laleriniz iki gün sonra boyunlarını bükmeyecek. Kokusuz oldukları için yatak odanızda basit bir cam vazo içerisine yerleştirip kullanabilirsiniz.

13 Mart 2010, Cumartesi 04:00

Trendlerin sergi salonundan notlar

Geçtiğimiz ocak ve şubat ayları fuar trafiğinin yoğun olduğu aylardı. Dünyanın dört bir yanında gerçekleşen fuarlarda sergilenen yeni trendlerden yola çıkarak yaşam alanlarınızı farklılaştırabilirsiniz.

Mevsim pusulası ocak ve şubat aylarını gösterdiğinde dekorasyon alanında özellikle yurtdışından sesi yükselen fuarlar, evlerimizi dekore ederken konuya farklı açılardan yaklaşmamızı sağlayan binlerce fikirle çıkıyor karşımıza. Paris’te düzenlenen Maison&Objet Fuarı, tekstil alanında liderliğini sürdüren Heimtextil Fuarı, aksesuarlar konusunda geniş bir fikir sunan Ambiente, kuzeylilerin tasarım farkını yansıtan Stockholm ve Macef Fuarları bunlardan sadece birkaçı. Trendlerin yükselen ritmini sergileyen bu fuarların fısıldadıklarından yola çıkarak bir seçim yapmak isterseniz şu detayları göz önünde bulundurun.

Renk seçkisiKil, kum ve çöl renklerinin dikkat çektiği 2010 renk paleti, yeşil bitkiler, cam mobilyalar ve ham ahşap dokularla bizi özümüze dönmeye teşvik ediyor. Liladan patlıcan moruna uzanan renk skalası, hala tekstil sektöründe sıkça kullanılıyor. Bu yıl lila-mor paletinin bir rakibi var. Canlı turkuaz ve pastel yeşil. Bu yılki renk paleti daha sakin ve sade renklere sahip. Fuarlarda, açık lila, sütlü kahve, fildişi, uçuk pembe dikkat çekiyordu. Koyu renklerde ise çikolata tonları ve çamur renkleri sıkça kullanılmıştı. Birçok kumaşta koyu renk zeminler pudramsı turkuaz rengi ve buz mavisi ile hareketlendirilmişti.

Öne çıkan temalar

Ev dekorasyonuna yön veren fuarlardan Maison&Objet, bu yıl doğayla daha sıkı bağlar kurmamız gerektiğini anlatıyordu. İç mekan ve dış mekan ilk kez bu kadar iç içe geçmeyi başarmıştı ve bu karışım enerji veren türdendi. Hayvan figürleri bu kez yanına denizaltı canlılarını ve mercanları da ekleyerek dekorasyon dünyasındaki yerini koruyordu. 12-16 Şubat tarihleri arasında Frankfurt’ta düzenlenen Ambiente Fuarı’nda ise, geri dönüşüm, doğadan form ve doku olarak izler taşıyan ürünler öne çıkmıştı. Tasarımcılar ekolojik bakış açılarını iki şekilde yansıtmışlar. Bir grup kullanma ömrü çok uzun, dayanıklı malzemeleri tercih ederken, ikinci grup geri dönüşüme uygun ham malzemeleri tercih etmişti. Afrika ve Latin Amerika etkileri hem renkleri hem de geleneksel aksesuarları ile dekorasyona kültürel bakış açıları eklemişti. Doğal toprak tonları ana renk paletini oluştururken, mor, yeşil ve mavi kullanımı da yaygındı. Rus kültürü modaya olduğu kadar dekorasyona da özellikle matruşkaları ile ilham veriyor. Motifleri, renge olan tutkusu, zanaat teknikleri, vahşilik ve ilkellikte gizli güzelliği ile tüm zamanların ilham kaynağı Afrika 2010’da yine yükselişte.

06 Mart 2010, Cumartesi 04:00

Gardırobun seni ele veriyor!

Giyim tarzınızla dekorasyon zevkiniz, yaşam biçiminizi oluşturan özgün detaylardır.

Aylık dekorasyon dergisi Maison Française Mart sayısında, ev dekorasyonuyla giyim tarzınız arasında bağ kuran bir yaklaşımı konu almış. Özgür, modern ya da otantik izler taşıyan kıyafetlerden hoşlanıyorsanız evinizin de bu tarzı yansıtması için dekorasyonunuzda birkaç küçük değişiklik yapmalısınız.

* Şehirden kaçan: Eğer dolabınızı açtığınızda natürel, şeffaf, sakin, pastel, romantik gibi isimlerle adlandırabileceğiniz seçenekler çıkıyorsa karşınıza, o zaman şehir yaşamının yorucu temposundan sıyrılıp kendinizi doğaya ve onun sunduklarına bırakmaya imkan sağlayan bir stil benimsemelisiniz. Bu tarz evlerde, kullanılan malzemeler çoğu zaman ham haliyle olmalı ya da tamamen yalın detaylar içermelidir. Doğanın sunduğu ağaç dalları, çakıl taşları, kuru yapraklar bu evlerin mücevherleridir. Renk olarak beyaz, ekru ve taş renklerini tamamlayacak bir kartela kullanabilirsiniz. Basit ve fonksiyonel, abartıdan uzak ürünler seçin. İri bitki desenleri, toprak renklerinin hakim olduğu aksesuarlara da yer açmalısınız. Parlak beyazın saf tonlarını açık kahverengi, çikolata ve ketenin donuk tonları ile kombine ederek kullanabilirsiniz.

* Modern kentli: Hızlı, yaşam dolu, canlı, denize tutkun, maceracı bir ruha sahipseniz dolabınızda da içinde rahat edebileceğiniz seçenekler çok olmalı. Bu tarz kişiler mekanları, serbestlik ve özgürlük düşüncesiyle biçimlendiriyor, şaşırtan, heyecanlandıran, gülümseten, sürprizlerle dolu, her türlü zorluktan ve yaptırımdan arındırılmış bir çizgiye büründürüyor.

Dekorasyondaki son gelişmeleri özetleyen, geçtiğimiz Ocak ayında Paris’te düzenlenen Maison&Objet Fuarı, özellikle bu tarz modern evlerde hakim olan turkuaz renk paletini öne çıkarmış. Gökyüzü mavisinden yoğun turkuaz tonlarına uzanan bu palet, perde, duvar kağıdı, nevresim gibi ev tekstili ürünlerinde kendine genişçe yer buluyor. Duvar kağıtları ve tekstillerde suluboya efekti, skeç-grafik görüntüler ve karakalemle çizilmiş desenler dikkat çekiyor. Konformizmi ilke edinen ve bunun üzerine sıcaklık ve davetkarlık da ekleyen bu stilde dikkat edilecek en önemli nokta, olabildiğince yalın tarzda mobilya ve aksesuarlar kullanmak.

27 Şubat 2010, Cumartesi 04:00

Arınma senfonisine eşlik eden tasarımlar

Eve gelindiğinde, ilk adım atılan yer olan banyolar, bilinen fonksiyonlarının ötesinde, insanın kendisiyle baş başa kalmasını sağlayan bir sığınak olmaya başladı.

Günümüzde bir duş alıp çıkacağım sözü artık tarihe karıştı. Tüm yorgunluğumuzu geride bırakıp dinlenmeye ve kaybettiğimiz enerjiyi yeniden kazanmaya bol köpüklü bir banyo keyfi ile kavuşuyoruz. Eskiden yıkan-çık gibi bir tanıma hapsolan banyolar, separasyonsuz olarak doğrudan yatak odası olarak devam ediyor, banyo mobilyasında kullanılan malzemeler yatak mobilyasında ve giyinme odasında süregeliyor. Spa köşeleri, oturma bölümleri, kanepe, koltuk hatta kitaplık gibi mobilyalara artık banyolarda da rastlıyoruz. Beyaz ve nötr tonlar, pastel renkler, prizmatik formlar, düzen ve gözü yormayan bir sadeliğin hakim olduğu mobilyalar ve en önemlisi işlevsellik, dekorasyonda karışıklıktan arındırırken, banyoda kişisel arınmaya dönüşüyor.

İçinde yaşayanların kişiliklerini zaman geçtikçe daha çok yansıtan, sıcak ve samimi banyolarda yaşamaya hazırlanıyoruz. Değişik stillerin, bileşimlerin ve görsel efektlerin heyecan veren çaprazlaşmasından doğan bir dekorasyon anlayışına, ilginç renk maçlarına, farklı dokular sirkine doğru bir geçişe de. Günümüz banyolarında, beyazdan başlayıp, kemik, kum, bej, vizon, kese kağıdı ve çikolataya uzanan bir renk skalası hakim. Bir koldan katıksız beyaz banyoları sararken; diğer yandan rengin, grafik illüstrasyonların ve desenin özgürce dolaştığı feminen tasarımlar dikkat çekiyor. Banyo dekorlarının en önemli detaylarını oluşturan malzemeler artık sadece su akışını sağlamakla kalmıyor, birbirinden şık tasarımlarla mekânlara görsel bir zenginlikte katıyor.

Natürel sığınak

Natürel bir banyo atmosferi kurmanın ilk kuralı şudur: Doğal olmak ve doğanın içinde olduğunu varsaymak. Eğer bu keyfi bir orman veya kır evinde gerçekleştiriyorsanız elinizdeki renk paleti beyaz, yeşil, limon sarısı ve toprak tonları, malzemeleriniz ham ahşap, hasır, taş, keten, ferforje, cam ve çakıl taşıdır. Tüm bunlara bol bol yeşillik ekleneceğini unutmayın. Doğal ışık, en önemli gücünüz olmalı. Büyük pencereler ve kapılar gün ışığını içeri almanız için gerekli mimari hareketlerdir. Banyo mobilyalarında açık rafları, tezgahlarda ise masif ahşap veya işlenmemiş taş malzemeyi kullanmalısınız. Eski küpler, işleme demir ferforje bir sandalye, eski cam şişelerde aromaterapik yağlar, bakır ve ahşap çanaklarda sabun, havlular ve büyük bitkiler, yine atmosferin tamamlayıcıları arasındalar. Ama unutmayın bu işin sırrı malzemelerin çoğunu ham olarak kullanmakta ve doğanın sunduğu ağaç dalları, çakıl taşları, kuru yapraklar gibi mücevherleri değerlendirmekte.