İki federasyon

Önceki gece Angelina Jolie’nin 2008 yapımı bir filmini izledim. İsmi changeling. Tavsiye ederim. Demokrasi ve insan hakları üzerine müthiş bir çalışma. Gerçek bir olaydan alıntı. Sinema yazarı değiliz konumuza geçelim. Jolie’nin filmde okulda kavga ettiğini söyleyen oğluna verdiği bir öğüt var ki belki de bir hayat felsefesi olarak da algılanabilir. “Hiçbir zaman kavgayı başlatan olma, bitiren ol.” Bu öğüdü 12 Dev Adam’a da öğretmek gerekmiyor mu sizce?

Hani Avrupa Basketbol Şampiyonası’na müthiş bir giriş yapan, 5 maç kazanıp bizi madalya için umutlandıran, sonrasında 4 yenilgi alıp ancak 8. olan Milli Takım için tam anlamıyla ders niteliğinde bir söz değil mi bu? Ama coach Bogdan Tanjevic ve Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel’e bakarsanız, pek önemsemiyorlar.

Ya 2010 Dünya Şampiyonası Türkiye’de yapılmıyor olsaydı... O zaman katılamayacaktık bu önemli organizasyona. İnşallah yapılan uyarıları dikkate alırlar ve bu hatalardan ders alıp, kafalarını değiştirirler. Federasyon sorunlara parmak basacak dirayeti göstermezse, seneye evimizde bu kez sırf Avrupa’ya değil dünyaya rezil oluruz. İkinci federasyon ise futbolumuzda. Geçen pazardan başlamak üzere üç gün bayram vardı. Şeker Bayramı’nı kutladık.

Hem de maçlarla neşelenerek! Gidin bakın dünyanın herhangi bir ülkesine, dini bayramda birini çalıştırabiliyor, maça çıkartabiliyor musunuz? Sezon başı futbol takvimi yapılırken göze alınmaz bu. Hadi uluslararası maçlar FIFA ve UEFA’nın direktifleri doğrultusunda yapılıyor, itiraz edilemez zaten. Ancak bulunduğumuz hafta içinde hiçbir uluslararası müsabaka yok. Eee, o zaman niye biz pazar, pazartesi maç yapıyoruz. Bakın Avrupa’nın önemli liglerine...

Hafta içine maç koymuşlar. Bizde insanlar bayram diye maçlara gitmiyor, tribünler boş kalıyor. İlk görevi değil midir, Futbol Federasyonu’nun seyirciye en iyi olanakları sağlamak? Ki buna maç zamanlaması da dahil. Bayramın bari ilk iki gününü boş bırakıp maçları öne alamadı ya, Başkan Mahmut Özgener ve yönetimini bu muhteşem futbol takvimi nedeniyle kutlamaktan başka yapacak bir şey gelmiyor aklıma. Akıllarıyla bin yaşasınlar.