Giriş
1 Kasım’ın kaybedenleri kim? CHP, MHP ve HDP.
Peki, soruyorum: 1 Kasım’dan bu yana bu 3 partide ne değişti? Tam olarak hiçbir şey.
Anladık genel başkanlık koltuğu hayat memat meselesi, bırakılamıyor. Peki, her üç partinin de adeta sandığa gömülen Türkiye’nin ana meselelerine dair söylemlerinde aradan geçen 3 ayda ne değişti? Evet, aynen öyle: Hiçbir şey!
Her salı olduğu gibi dün yine parti genel başkanları konuştu... Siyasi utanmazlığın böylesine dünyanın başka hiçbir yerinde rastlayamazsınız. Erdoğan’ı başkanlık rüyasından uyandırmak için seferberlik ilan eden muhalefet liderlerini bu gaflet uykusundan kim uyandıracak acaba?
Yanlış anlaşılmış bir “başkanlık sisteminin” demokrasimizde bırakacağı kalıcı hasarı konuşmalı, tartışmalı... Fakat siyasi partileri babadan miras aile şirketi gibi yöneten, koltuğa kendilerini zamkla yapıştırmış liderler tarafından değil.
Başkanlık sistemini Türkiye demokrasisi adına en büyük tehdit olarak görenleri araştırma şirketlerinin yaptıkları son seçim anketlerini okumalarını öneriyorum: MHP bu genel başkanla devam eder, HDP kafasını hendekten çıkaramazsa önümüzdeki ilk seçimde baraj altında kalıyor. Evet, Führerleşen bir başkan istemiyoruz... Ama haberiniz olsun: Her seçim sandıkta hezimete uğrayıp ertesi gün hayatına kaldığı yerden devam eden, gözümüzün içine baka baka her salı Meclis’ten memleket meselelerine dair laftan ötesini üretmeyen siyasetçi de istemiyoruz!
