Suriye'nin kayıp çocukları

Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısı 3 milyona yaklaştı. Savaştan kaçan Suriyelilerin Türkiye’deki halleri malum... Bodrum sahilinde yüzüstü yatan 3 yaşındaki miniğin cesedi, trafik ışıklarında bekleyen, belediye otobüsü egzozuna dayanarak ısınmaya çalışan Suriyeli çocuk, çaresizlik ve yoksulluktan suç örgütlerinin kucağına düşen gençler...

Suriyelilerin Türkiye’de yaşadıkları hiç şüphe yok ki büyük bir dram. Ancak dramın en acısını Türkiye veya başka bir hat üzerinden Avrupa’ya sığınan Suriyeliler yaşıyor. Birkaç hafta önce Amsterdam’daydım. Hollandalı meslektaşlarla yaptığımız kahvaltıda konu Avrupa’daki Suriyeli mülteciler meselesine gelince Hollanda’daki Suriyeli sığınmacılarla ilgili “uygulamayı” öğrendim. Hollanda hükümeti eski cezaevlerini kamp haline getirmiş. Sayıları 30 bine yaklaşan Suriyeli mültecileri bu kamplarda tutuyor. Suriyelilerin bu kampların dışına izinsiz çıkmaları yasak.

Sadece Hollanda’da mı? Geçen hafta kısa bir seyahat için İngiltere-Manchester’a gittim. Trafikte beklerken aniden birkaç genç içinde bulunduğum taksinin camını silmeye başladı. Bir an kendimi Mecidiyeköy trafiğinde hissettikten sonra toparlayıp taksiciye “Bu nedir” diye sordum. “Suriyeliler” dedi ve devam etti: “Kimse iş vermiyor. Yaşamak için ya böyle işler yapıyorlar ya dileniyorlar ya da suça bulaşıyorlar.” Bu arada İngiltere’nin tamamındaki Suriyeli sayısı bizim Kilis’teki Suriyeli sayısının yarısından az!

Avrupa’daki Suriyelilerin yaşadığı dramı en çarpıcı şekilde gösteren rakam ise geçtiğimiz günlerde Europol (Avrupa Polis Teşkilatı) Genel Müdürü Brian Donald tarafından açıklandı: “Son 2 yılda Avrupa’ya sığınan Suriyeli çocukların en az 10 bini kayıp.” Peki, bu çocuklara ne oldu? Ya organ mafyası tarafından kaçırıldılar ya da terör-suç örgütlerinin pençesine düştüler. Tek kelime ile korkunç.

Elbette, Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin şahane bir hayatı yok... Şüphesiz burada da çok büyük zorluklar ve acılar çekiyorlar. Ancak 3 milyona yakın Suriyeli’ye ev sahipliği yapan Türkiye’nin sağladığı koşullarla, hepi topu binlerle ifade edilen mülteciye o da bi zahmet kapı açan Avrupa ülkelerinin sağladığı koşulları karşılaştırınca kim daha “Avrupalı” inanın bilemiyorum.