Özerk federasyon!

Daha seçim yapılmadan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, hatta başkan vekili ve ikinci başkan vekili belli oldu. Mehmet Ali Aydınlar, Lutfi Arıboğan ve Göksel Gümüşdağ. Bir iki gün içinde de diğer yöneticiler ve kurullar belli olacak. Hayırlı olsun... İşim isimlerle değil. İşi isimlerle olanları, federasyonu dizayn etmeye çalışanları biliyorsunuz. Bu isimler Mahmut Özgener’in devam etmesini isteyenlerdi. Ancak Özgener aday olmayacağını daha Belçika maçında söyleyince hemen çalışmalar başladı.

[[HAFTAYA]]

Çalışmalar seçimde nasıl bir yarış olacağı şeklinde değil, seçim olmadan başkanın belirlenmesi üzerineydi. Bu isimler arasında “en tepedeki” de var, kulüp başkanları da var, yazarlar da... Ve ortak noktada buluşup ismi belirlediler. Şimdi belirlenen ismin parlatılması zamanı. Gazetelerde görüyorsunuz; parlatma işini iyice abartıp “yandaş” medyaya rahmet okutacak duruma geldiler. Tekrar ediyorum işim isimlerle değil, sistemle... Mehmet Ali Aydınlar çok iyi bir federasyon başkanlığı yapabilir.

Tıpkı rahmetli Hasan Doğan gibi. Ancak o zaman da işim sistemleydi ve Hasan Doğan’ın “atanmasına” karşı çıkmıştım. Şimdi sistemin yerle bir edilmesine destek çıkan parlatıcılara soruyorum. 1- Türkiye Futbol Federasyonu özerk (Bir üst organa bağlı olmakla beraber ayrı bir yasayla kendini yönetme yetkisi olan kuruluş) değil mi? 2- Eğer özerkse niye kendini yönetmiyor da hala yönetilmeye izin veriyor? 3- “Bundan sonra seçime girecek ikinci aday Türk futboluna zarar verir” sözünü demokratik seçimin neresine koyuyorsunuz? 4- Haluk Ulusoy’un kazandığı “seçim”den sonra hangi başkan bir başka başkan adayıyla yarışıp seçildi? 5- 3,5 yıldır futbol federasyonu yönetiminde görev yapıp 3,5 toplantıya katılmayan kim?