Derya Özel Hayvan sevgisi küçük yaşta başlar
HABERİ PAYLAŞ

Hayvan sevgisi küçük yaşta başlar

Haberin Devamı

Kızlarım doğduğundan beri, onları asla hayvanlardan sakınmadım. Şu anda evimizde beslediğimiz bir hayvanımız yok ama benim küçüklüğümde bizim evden hiç eksik olmazdı. İlk köpeğimiz Kömür, simsiyah bir poodle cinsiydi. Kıvırcık tüyleri ve zeka fışkıran gözleri vardı.

Sonra bir gün evimizin önündün onu kaçırdılar. Aylarca İzmir’in bütün sokaklarında arabamıza atlayıp onu aradık. İlanlar verdik. Tüm yakınlarımıza haber bıraktık ama nafile. Kömür’ü bir daha göremedik. 1 yıl sonra, Karşıyaka civarında bir kızın, onu sahilde gezdirirken görüldüğü haberi geldi. En azından artık yeni bir sahibi olduğu için sevindik. Ama travması uzun sürdü ailemizde.

Yıllar sonra, ben öğrenciyken evime geliverdi Zozo. Minicik, bembeyaz tüylü bir terrier. Bana geldiğinde henüz 2 aylıktı. Koynumda uyurdu. Annem, öğrenci evinde köpek mi olurmuş diyerek, aldı götürdü Zozo’yu. Bilirdim ki, annemin Zozo’ya benden daha fazla ihtiyacı var. Büyük sokak köpekleri tarafından öldürülünceye dek, 7 yıl boyunca ailemizin bir ferdi oldu Zozo. Onun travması daha büyük oldu evimizde. Evinde hayvan beslemeyen bu duyguyu tanımaz. Bir daha da evimize hayvan almadık. Hep dışarıdaki hayvanları besledik. Böylesi hem bizim için, hem de sokaktaki hayvanlar için daha iyiydi.

Hayvan sevgisinin mucizevi gücü


Kızlarım henüz 3 aylıkken tanıştılar hayvanlarla. Bahçemizdeki kedileri sevdiler önce. Kuzuları, köpekleri, tavşanları derken, yerdeki karıncaları bile seviyorlar şimdi. Onların biraz daha büyümelerini bekliyorum at binmeleri için. Tüm hayvanlara karşı müthiş bir empati ve sevgiyle yaklaşıyor kızlarım. Hiç korkutmadım onları. Sadece, hayvanları nasıl sevmeleri gerektiğini öğrettim. Karıncalar elle sevilmez, ezilir, köpeklerin ve kedilerin kuyrukları çekilmez, hoşlanmazlar gibi şeyler söyledim sadece.

Geçenlerde denk geldiğim bir haber, hayvan sevgisinin nasıl mucizeler yarattığını anlatıyordu. Haber şöyleydi; Ekvator’da kanserli çocukların tedavi gördüğü Solca Hastanesi’ne 5 yıl önce bir gönüllü, köpeğini getirir. O güne kadar ağır tedavi yüzünden hayata küsmüş, ilaç almak istemeyen, doktorlarla diyaloğu kesen çocuklar bir anda neşeleniverirler. Yemeklerini yer, doktorlarıyla konuşmaya başlarlar, sonra her Çarşamba hastaneye köpekler gelmeye başlar. Başka güzel bir gelişme daha olur bu arada, köpeklerle oynayan çocukların adrenalin seviyesi yükseldiği için, kemoterapinin yan etkilerine dirençleri artar. Bu tesadüfle, istenen ilaç bulunmuş olur ve hastaneye köpekler alınır.

Diyeceğim o ki, hayvan sevgisi küçük yaşta başlar. Hayvanlardan korkutmayın çocuklarınızı. Bakın hasta çocuklara bile ilaç gibi geliyor hayvanlar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder