Erkut Can Diriliş’in dirilişi
HABERİ PAYLAŞ

Diriliş’in dirilişi

Haberin Devamı

Günlerdir bir Diriliş’tir gidiyor. Reytingleri hoplatan ‘Total grup’tan ses yok. Ses AB grubunun en tepesinden geliyor. Biliyorsunuz total olanlar, sizler, bizler. AB olanlar da üst tabaka. Bir küçük ev aleti hediyesi almak için televizyonuna ölçüm aleti taktıranlar. Kimlerse... Peki neyin direnişi bu? Bir hatayı fırsat bilip, olay yaratma dirilişi mi? Alınganlığın suyunu çıkartma dirilişi mi? Onlar ve bizleri yeniden yaratma dirilişi mi? Enişteden sonra, torunların da devreye sokulmasının dirilişi mi? Ben size söyleyeyim; Reklamın iyisi, kötüsü olmaz dirilişi bu! Ve tabii sonunda yağacak reklamların dirilişi. Uzun lafın kısası, parkeye düşen kelebek, artık yıllarca ölmez. Milyonların gözü önünde yakalamışken kaçırırlar mı?

BU DİLE ALIŞIN
Erdoğan dedi ki: “Sen kimsin ya” “Terbiyesiz” “Elinden geleni ardına koyma” “Riyakar” İç politika dili, dış politikaya adapte edildi. Ve sonunda AB ile ilişkileri, görüşmeleri bitirmek için, referandum bile gündeme geldi. 3. Dünya ülkesi olmak pahasına. Diplomasinin kabul edemeyeceği bu sözler sarfedilirken, AB Bakanı Ömer Çelik, “Türkiye, Avrupa’dan saygın bir dil beklemektedir” demez mi! Güldüm. Ama bu yakışıksız ayar işe yaradı. Avusturya’nın çocuk dışişleri bakanı dışında karar ‘müzakerelere devam’ şeklinde çıktı. Yani AB, Türkiye’yi, mülteciler korkusuyla feda edemedi. Ta ki biz, bıktırıncaya kadar çomaklamazsak.

Ver Allahım ver

Felaket habercisi değilim ama haberler öyle geliyor. Uzmanların büyük İstanbul depremi için yaklaşıyor açıklamalarını yazmış ve denetimsizlikten (hafriyat kamyonları yine iki kişiyi öldürdü) şikayetçi olmama rağmen, kentsel dönüşüme destek çıkarak, ‘başka çaremiz yok’ demiştim. Geçen hafta da bir başka tehlike haberi geldi. Mart 2016’da doluluk oranı yüzde 87 olan İstanbul barajlarındaki doluluk yüzde 37’ye düşmüş. Bu ne demek. İstanbulluların yıllar önce yaşadığı susuzluk tehlikesi yine kapımızda demek. İSKİ’nin rakamlarına göre, barajlarda bulunan su, İstanbul’a 3 ay yetecek gibi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise, hala düşük olan yağışın, kış aylarında açığı telafi edebileceğini söylüyor. Yani yüreklere olmayan suyu serpiyor.

Artık tamamdır

Başkanlık sistemi için akla hayale gelmeyecek cinlikler yaratılırken, sonuncusu bence alkışı (!) hak etti. Başkan değil, ‘Cumhurbaşkanı’ diyeceklermiş. Aynı gün hep bir ağızdan terennüm ettiler. O zaman bırakın bu sistem kavgasını. Daha ne istiyorsunuz. Başkanlık filan yok yahu. Bahçeli’ye de gün doğacak. “Ben cumhurbaşkanlığı sistemini destekledim” diyebilecek. Öyle veya böyle, bu işin sonu artık belli. Doların kırdığı rekorlara rağmen Türkiye güllük gülistanlık gösterilerek, başkanlık fidesi her gün sulanmaya devam edecek. Pardon, dilim sürçtü. Cumhurbaşkanlığı fidesi diyecektim.

CIZZZ

Erdoğan, “Ben bir çobanım. Çobanlığın felsefesini anlamayan insan yönetemez” dedi. Yani sürü felsefesi. Uydunuz, uydunuz. Yoksa kurt kapar.

MERAK

İstanbul’un 2017 bütçesi 42 milyar lira olarak açıklandı. Yarısı da ulaşıma ayrılmış. Güzel de, denizin dibine tüneller, üstüne köprüler yapıyoruz ama Haydarpaşa-Pendik arasına 2013’ten beri rayları neden döşeyemiyoruz acaba? Merak ettim sadece.

FIKRA

Gece gezmesi sonrası delikanlı kızı evine kadar getirir ve elini duvara koyup girişini engelleyerek “Bir kere öpeyim” der. Kız itiraz eder. “Babam yukarıda, ayrıca bir gören olur” diye. Bu arada diafondan bir ses gelir. “Abla babam diyo ki, ‘Öpecekse öpsün, öptürecekse öptürsün. O densize söyle elini zilden çeksin!’”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder