Gani Yıldız

09 Eylül 2018, Pazar 05:00

Ekonomi 112

Ekonomi 101’i baştan sona bir daha gözden geçirmeli. Belki de şu anki 112 Acillik durumun çözümü oradadır… ★

“Diziler toplumu yansıtır.” derler. Doğruysa vay hâlimize. Neden mi? İki örnek: Koca Koca Yalanlar, Ufak Tefek Cinayetler. ★ Twitter hukuk birimi, kurallara uymaması durumunda Trump’ın hesabının bile kapatılabileceğini söylemiş. Bi durun ya, ben hâlâ milletvekiline ceza yazan trafik polisine alışmaya çalışıyorum! ★ Fiyatlar bu hâldeyken yapılabilir tek alışveriş, fikir alışverişi ama ne yazık ki onu pek seven bir millet de değiliz! ★ İstanbul’un yollarını tarif edebilirsin ama trafiğini tarif etmeye kelimeler yetmez! ★

“Çevre kaygısı” bizde doğa için kafa yormaktan ziyade, “Eş-dost ne diyor, el âlem ne düşünüyor?” şeklinde sanki… ★ “Ağır taşıtlar, sağdan gidiniz!” yazılı kuralına ek olarak, ki bu kurala da ne kadar uyulduğu tartışılır, “Diğer taşıtlar, kafanıza göre gidiniz!” diye bir kural var da benim haberim mi yok?! ★

Toplum olarak yaratıcılıkta aldığımız mesafe heyecan verici; Doğan görünümlü Şahin’den, sera görünümlü sahte içki imalathanesine… ★ Sis yokken sis farı açık giden vatandaş, yağmur yokken de sileceği çalıştır ki tuhaflığına saygı duyayım! ★

Şehirlerimizin çoğu yağmurda Venedik’e dönmesi, Venedik ile “kardeş şehir” olmak için yarışan belediyelerimizin marifeti olabilir mi?

30 Ağustos 2018, Perşembe 05:00

Resmî ve Millî

Belki de bayram tatillerini uzatmamak daha hayırlı. Zira “resmî tatil” boyunca trafik kazalarındaki ölümler, “millî yas” ilan ettirecek boyuta ulaştı. ★ Kurbanı, yetkililerin izin verdiği alanların dışında kesme alışkanlığımız bu yıl da devam etti. Ne yazık ki kurban keserken “doğayı kurban etme” huyumuzdan bir türlü kurtulamıyoruz! ★ Ne doların ne de doğanın yeşili, bana en çok huzur vereni; bayram tatilinde İstanbul’un bomboş yollarını gösteren trafik haritasınınki… ★ Geçtiğimiz birkaç gün en çok, “Nerede o eski bayramlar!” lafını duydum. Devamı da şöyleydi: “Eskiden ne güzeldi, bayram kredisini düşük faizle alırdık!” ★ Açık ofis çalışanı daha az stresliymiş. Size en streslisini söyleyeyim; bir sabah kapısına geldiğinde “kapalı ofis” ile karşılaşan! ★ Döviz öylesine hareketli ki, dede-torun arasındaki 60 yıllık “kuşak farkı”, 2 ay içinde şahit olduğumuz “kur farkı”nın yanında çerez kalır. ★ Komedi ustamız Kemal Sunal’ın, “Arpanın ölümü attan olsun!” lafının, en az Franz Kafka’nın, “Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.” sözü kadar önemli olduğu düşüncesindeyim… ★ Işığa göre renk değiştiren cep telefonu üretilmiş. Güzel, faturaya göre renk değiştiren sahibiyle uyumlu bir ikili olurlar artık!

★ “Dövizde mi kalmalı yoksa borsada mı kalmalı?” benzeri sorulara iyi kafa yormalı. Zira sonunda sınıfta, hatta sokakta kalmak var! ★ Hava kirliliği zekâyı azaltıyormuş. Bir de üstüne “bilgi kirliliği” gelince azalmış olan zekâ hiçbir işe yaramıyor!

19 Ağustos 2018, Pazar 05:01

VAR, yok olabilir!

Video Hakem Uygulaması (VAR) ilk haftadan tartışılır oldu. Fikrim o ki hakemde, ekranda gördüğünü çalabilecek yürek varsa VAR var olabilir. Yoksa VAR, yok hükmündedir!

Alarmı 6’ya kurup erteleye erteleye 7’ye kadar yatan bir insan topluluğunun, hayaller kurup onları sürekli ertelemesinden daha doğal bir şey olamaz!

Eskiden geçinemiyorduk. Şimdi o yetmezmiş gibi ne yazık ki birbirimizle de geçinemiyoruz…

Sokakta sigarayla yürüyüp külü, izmariti ve tabi ki başkalarını düşünmeyen tiplere sesleniyorum, belki memleket güllük-gülistanlık değil ama küllük-sigaralık hâle de getirmeyin bir zahmet!

“Bizde şerit kavramı yok…” fikrine katılmıyorum. Önünde, arkanda ya da yanında giden bir araba her an, hayatının, gözlerinin önünden film şeridi gibi geçmesine sebep olabilir!

Üreticilerin yerinde olsam, basını, “X marka cep telefonu bombayı patlattı!” şeklinde haber yapmamaları konusunda uyarırım. Zira akıllara, “X marka cep telefonu bomba gibi patladı!” cümlesini getiriyor.

Nesli tükenen Caretta Carettalar için yapılan kafeslere çöp atan, donunu asan varmış. Ne denir ki? Bir tarafta nesli hızla tükenen hayvanlar, öteki tarafta nesli hızla tükenmesi gereken hayvanlar…

Nesnelerin birbirleriyle iletişim kurması olan “nesnelerin interneti” kavramı bize henüz uzak gibi. Neden mi? Nesneleri geçtim, tek bir nesne olan bilgisayarımda saatlerdir internet yok!

29 Temmuz 2018, Pazar 05:00

(Tuvaletin) içine etmek ya da edememek…

Dünya Tuvalet Birliği’nin hediye ettiği umumi tuvaleti 2 günde tahrip etmişiz. İçine etmekte üstümüze olmadığını biliyordum ama bu olayda içine edilen şey tuvalet olunca gülmeli mi yoksa ağlamalı mı, emin değilim.

Sağlık çalışanlarına şiddet konusundaki tespitim: Vatandaş, doktoru hastanelik ettiğinde “hapishanelik olacağını” bilirse kimsenin kılına dokunamaz!

Etiyopya’da bir ölüyü dirilteceğini söyleyen kişi başarılı olamayınca gözaltına alınmış. Belki de bu sahtekâr için en iyisi, “ölüyü bile dirilten bir gözaltı uygulaması” yapmak olacak!

“Kendini şehrin akışına bırak!” önerisi bu aralar İstanbul’a cuk oturuyor. Siz A noktasındayken başlayan yağmur sele dönüşürken kendinizi B noktasında buluveriyorsunuz.

“Trafikte yol verme kavgası” bizim gibi kibar(!) toplumlar için problemli bir tanım sanki. Kavga, “Siz geçin!”, “Hayatta olmaz, önce siz!” sözleriyle mi başlıyor ki?!

Güneş’in en yakınına yolculuk için geri sayım başlamış. Geri sayım mı? Ben o yolculuğu az önce İstanbul’da 42 derece sıcaklık ve yüzde 93 nemle yapıp tamamladım bile!

“Selfie çekeyim” derken elektrik tellerine düşen Rus kızın haberini okuyunca “Bu çılgınlık için daha ne hâllere düşeceksiniz acaba!” demeden edemedim…

Köprü trafiğinde saatlerce kalıp kızanların bakış açısını değiştirmek isterim: Günün sonunda kıta değiştiriyorsunuz, kıtalar arası yolculuk kolay olsaydı, ağırlığı olmazdı!