Ergenekon'da aklımızla böyle alay edildi

Sırtını iktidara dayayıp muhalefete saydırandan dünyanın hiçbir yerinde kahraman çıkmazdı ama burası payelerin bol keseden dağıtıldığı alicenap memleketimizdi. İktidar gücünü arkasına alan liberal kahramanlar korosu halkı aydınlatıyordu; Ergenekoncu ordu askerini PKK'ya öldürterek savaşın sürmesini istiyordu. .

Taraf lideri Ahmet Altan kılavuzluğundaki iktidar-cemaat medyası PKK’yı, DHKP-C'yi, MLKP'yi ve tüm diğer örgütleri Ergenekon'un yönettiği gerçeğini yüzümüze çarpıyordu! Sadece ufak bir sorun vardı. Suç ispat edilemiyordu.

***

İmdada yetişen Taraf ekibi zehir hafiye zekasıyla suçluyu kıskıvrak enseliyordu; Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini NTV santralinden telefon açmak suretiyle Mirgün Cabas düşürmüştü.

Cemaat tv'si "Her Ergenekon operasyonu sonrası neden maden kazası oldu?" sorusuyla perde arkası bilgi ve analiz ihtiyacını karşılıyordu. Bir diğer külyutmaz, iktidarı zorda bırakmak için sporcuları olimpiatta başarısız yapan Ergenekoncu antrenörlerin peşindeydi.

Cemaat şairi Bejan Matur bile boş durmuyor, "Türkan Saylan ütopyasına uygun ırk yaratmak için Güneydoğu'dan devşirdiği genç kızları askerî talebelere eşleştirdi" tespitiyle dosyaya felsefi katkı sunuyordu.

Tapelerde İlhan Selçuk aleyhinde tek açık bulamamışlardı. Ama ‘temiz eller savcısı’ hukuk tarihinde çığır açtı. "Delil vermedi. Çok akıllı. Demek ki örgüt yöneticisi" dedi. Rametli İlhan Selçuk'u 'akıllı olmasını' delil gösterip örgüt yöneticisi yazdı.

Arınç'a suikast yapacak subayın yuttuğu krokiyi boğazından çekip alan polisimizin öyküsü dosyanın aksiyon süsüydü. Yalandı ama olsun; sonuçta Türkiye bağırsaklarını temizliyordu! O kadarı olurdu.

***

...ve Yargıtay 'Ergenekon Terör Örgütü yok' diyerek davayı en esasından çökertti. İşin traji-komik yönü bir yana, insan aklıyla alay edilen sürecin hukuki ve siyasi hesabı sorulmadıkça bu karar da tarihe ‘adaletsiz’ olarak geçer.

Birileri de halkın aklıyla alay etme cesaretini bulmaya devam eder.

Hakan ÇELENK / POSTA