Hakan Çelenk Gazetecilik suç oldu
HABERİ PAYLAŞ

Gazetecilik suç oldu

Haberin Devamı

Cumhuriyet Gazetesi için görülmemiş suçlamalar var. Anadolu Ajansı’nın geçtiği suçlamalar hüküm olursa; iktidar aleyhinde her başlık ağır cezalık olur. İşte suçlamalar:

‘Ya uçakla gönderilen’

SUÇLAMA: Can Dündar, 17-25 Aralık sonrası FETÖ’cü Ergenekon savcılarıyla görüştü.


Bir gazeteci o dönem faal savcı ile görüşmüş. Hadi haber için suçlularla bile görüşülen özgür basın günlerini geçtik diyelim... Peki öyleyse 17 Aralık’tan sonra Pensilvanya’ya teröristle görüşmesi için devlet uçağı ile gazeteci göndermek neyin nesidir? Görüşmek başlı başına suçsa, dışarıda gazeteci kalmaz. Gerçi gidiş oraya zaten.

SUÇLAMA:‘Yurtta Savaş, Dünyada Savaş’, ‘Sokaktaki Tehlike’, ‘Cadı Avı Başladı’, ‘Türkiye Kaosta’, ‘Eksik Demokrasi’ şeklindeki manşet başlıkları suç konusu oldu.

Başlıklardaki tavrı eleştirebiliriz. Ama beğenmediğiniz tavır ağır cezalık suç değildir. Bu mantıkla gazete değil parti bülteni çıkarılır.

SUÇLAMA: ‘Meydanlarda demokrasiden söz eden yok’ ara başlığıyla demokrasi nöbeti başlatanları hedef gösterdi.

İnanılmaz! Haberin özüne söz yok ve ara başlığa kadar inilip suç isnat ediliyor. Elinizde tuttuğunuz bu sayfayı yapan editöre not: Ara başlık koyarken artık elin titresin!

SUÇLAMA: FETÖ’nün devletten ihracı ‘tasfiye’ olarak nitelendi.

‘Tasfiye’nin sözlük anlamı şu: “Ayıklama, temizleme.” FETÖ’cülere yapılan da zaten bu. Artık haberi yazarken nötr kelimelerin marjinal algılarını da hesap edeceğiz. Bu arada keşke bir Google araması yapılsaydı da AKP yanlısı medyanın aynı konudaki haberlerinde de ‘tasfiye’den geçilmediği görülseydi.

Pişti manşetler delil

SUÇLAMA: Aydın Engin, darbe girişimi öncesi yazısına “Cihanda sulh, peki yurtta ne?” başlığı attı.

Bu bakışa göre, Aydın Engin darbe parolasını öğrenmiş, ‘Dur yazıya hazır başlığı bulduk’ diye atılarak kendini deşifre etmiş.

SUÇLAMA: Aydın Engin, Dink cinayetini FETÖ’nün işlediğine inanmadığını yazdı.

Evet, Aydın Engin o yazıda berbat bir analiz yapmıştı. Suç mudur?

SUÇLAMA: FETÖ’den ‘cemaat’ diye bahsetti.

Peki ya AKP’lilerin yaptığı gibi ‘Hizmet’ kelimesini kullansaydı?

SUÇLAMA: Cumhuriyet ve Zaman ‘Devletin kalbine bomba’ ve ‘Azez düğümü’ şeklinde iki kez aynı manşetleri attı.

Bu durumda iki gazete “Aynı odağa hizmet ediyorsak aynı manşeti atmalıyız” diye düşünüp yakayı ele mi verdi? Şaka bir yana, pişti başlıklar artık daha sık oluyor. Twitter’da dolaşan günlük popüler kalıplar kısa yoldan başlığa çıkıyor. Son dönemin yaratıcılık sorunu bu.

Yanlış analiz suç değildir

SUÇLAMA: Hikmet Çetinkaya 2015’te Zaman’a “40 yıldır izliyorum Gülen hareketi terör örgütü değildir” diye konuştu.

10 yıl fiilen FETÖ’yle koalisyon kurup devleti teslim etmekte beis yok. Ama muhalifseniz, Türkiye’ye FETÖ tehlikesini ilk anlatan Hikmet Çetinkaya da olsanız yanlış bir analiziniz ağır cezalık olabiliyor.

SUÇLAMA: Can Dündar, FETÖ Savcısı Celal Kara’yı övdü.

Keşke övmeseymiş. Bu arada “övmek” demişken Google’ı açıp AKP’lilerin Öcalan’la ilgili sözlerini tekrar okumakta fayda var.

SUÇLAMA: Dündar 3 Aralık’taki yazısıyla 17-25 Aralık’tan haberi olduğu şüphesi yarattı. Kadri Gürsel darbeyi subliminal mesajla 3 gün önceden işaret etti.

Can Dündar’ın yaptığı iktidar için faydalı tipik bir kulis haberdi. Kadri Gürsel’in karamsar analizler içeren yazısı subliminal mesajsa; her gün her tahmin için aynı senaryo yazabiliriz ki bu da kalemleri kırar.

Sonuç olarak; FETÖ bağlantısının belgesi konsa kimse itiraz etmezdi. Kelimelerde gizli ipucu aramak ise medyaya ölümcül darbeyi indirir ki; haberciliğin bu son direniş hattını kimse terk etmeye razı değil.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder