Hakan Çelenk Türkiye'nin 3 günü
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye'nin 3 günü

“Üç yanımız deniz dört yanımız düşmanla çevrili” şeklinde abartılı bir deyişimiz vardır. Ama sadece son 3 günde olanlar bile artık bu sözün altını doldurmaya aday. Tüm gelişmeler aleyhimize.

* Komşumuz Irak, Rus iddialarını yalanmak yerine “Detaylı kanıt gelsin, IŞİD’den petrol alındığı iddialarını BM’ye şikayet ederiz” dedi.

* Komşumuz İran, Erdoğan’ın sözün gelişi verdiği bir detayı resmi haber ajansı üzerinden yalanlama ihtiyacı duydu.

* Baş müttefikimiz Amerika uçak krizinde şöyle ağız ucuyla formaliteden destek atıp konuyu kapattı.

Haberin Devamı

* Kendi yarattığımız yeni düşman PYD dünyanın saygın siyasi birliklerinden Sosyalist Enternasyonal’e alındı. Bunda Türkiye’nin artık sevilmemesinin rolü büyük.

* NATO müttefiklerimizin iç siyasetinden her gün PYD’yi destekleyen açıklamalar geliyor.

* 15 yıldır en sorunsuz komşumuz olan NATO müttefikimiz Yunanistan bile Rusya’dan yana tavır aldı.

* IŞİD bile “İstanbul’u fethedeceğiz” açıklamasıyla herkesten önce bizi hedefe aldı.

* Müttefikimiz Fransız gemileri, rakibimiz Rusya ile anlaşmalı olarak Suriye açıklarına ulaştı.

* Türkiye ile Rusya Belgrad’da anlaşamadı. Rus bakan Lavrov “Kimin şapkası yanıyorsa o düşünsün” diye alay etti. Yani diyor ki “Bizim, çatışma alanına en yakın toprağımız 2 bin kilometre ötede. Gerilim senin zararına.”

* Dünyanın en büyük savaş gücü NATO’ya bağlı 10 ülkenin gemileri yanı başımıza geldi. Suriye’yi şu an 17 ülke bombalıyor. İktidar yazarları o Batılı ülkeleri haçlı ittifakı saydığına göre, 4 yanımızın ‘düşmanla’ çevrilmesi tamam demektir. Kabustu, gerçek mi oluyor?

Dış politika için iç huzur gerek...

Dış politikanın nasıl göz göre göre bu hale geldiği çok yazıldı. Olan oldu. Artık çıkışı konuşmak gerek. Hepimiz aynı gemideyiz. Öncelikle tekrar “Yurtta barış dünyada barış” denmeli, sonra iç kutuplaşmayı aşmalıyız.

İç huzuru bulamamış ülke dosta güven vermiyor, rakibine fırsat yaratıyor. Ancak ‘başkanlık sistemi’ gibi sinir uçlarına dokunan bir konuyu böyle kritik günlerde bile konuşmak huzurlu gelecek umudu vermiyor. Davutoğlu, “Başkanlık, birinci gündem maddesi değil. Çok konuşmayalım” diyerek durumu gördüğünü gösterdi. Bakalım bu sözün karşılığı olacak mı?

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder