Giriş
Bugüne kadar, Amerika’daki kritik oylamalarda “nasıl olsa Beyaz Saray son dakikada müdahale eder ya da Yahudi lobisi bizim için çalışır” gibi bir rahatlık içindeydik. Artık durum böyle değil, şartlar değişti. Bir çok nedenden ötürü Beyaz Saray, Türkiye’nin avukatı rolünü terk etmek zorunda kaldı. İsrail’le ilişkilerin geldiği noktada Yahudi lobisinin tutumu da ortada. Oysa eskiden Yahudi kuruluşları her şartta Türk tezlerinin yanında yer alırdı. Amerikan Temsilciler Meclisi’nin, bu yıl sona ermeden Ermeni iddialarını yeniden gündeme alacağı ve sürpriz bir şekilde kabul edeceğinden endişe ediliyordu. Ancak korkulan olmadı. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin çevirdiği bütün dolaplara rağmen tasarı gündemden düştü.
[[HAFTAYA]]
Bu kez “Türkiye ve Türk lobisi” ağır bastı. Kararın çıkmamasında Amerika seçim takviminin ve Noel rehavetinin de etkisi var. Ermeni karar tasarısının Amerikan Temsilciler Meclisi’nden geçmemesinde Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın büyük rolü oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminden bu yana Türk diplomasisinin kilit isimlerinden olan Namık Tan, bu kez de etkili bir oyun kurucu gibi Ermeni tasarısını önlemek için çalıştı. Namık Tan, daha düne kadar dağınık ve yetersiz durumda bulunan Türk lobisini çok güzel ateşlediği için lobi güven kazandı. Amerika’daki Türk lobisinin önde gelen iki ismi Günay Evinch ve Kaya Boztepe ile Amerika’daki “Türk Koalisyonu” örgütünün Başkanı Lincoln McCurdy de 252 sayılı tasarının engellenmesi için seferber oldu. Bu başarıyla büyük moral bulan Türk lobisi gelecekte yaşanabilecek benzer olaylarda daha güçlü bir tutum takınacak. Ancak Ankara, topu tek başına lobilere havale ederse hata yapar. Neler yapmak gerektiğini bir başka yazıya bırakıyorum.
Serdar Bilgili söz verdi
Dünkü köşe yazımda “Serdar Bilgili’nin Fatih Ormanı’nı Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan 29 yıllığına kiraladığını hatırlatarak bu bölgede yapılacak her türlü yapılaşmanın şehrin kuzeyindeki ormanların sonunu getireceğini” söylemiştim. Beşiktaş Kulübü eski Başkanı ve iş adamı Serdar Bilgili yazımla ilgili aradı. Gayet nazik bir üslupla önce teşekkür etti, sonra da giriştikleri projeyle ilgili olarak kaygılanacak bir şey olmadığına dair güvence verdi. Serdar Bilgili, öncelikli çalışmayı halk arasında “Park Orman” olarak bilinen alanda başlatacaklarını ve bu yazdan itibaren orayı yeniden düzenleyerek konserler organize edeceklerini söyledi. İşletme sorunları nedeniyle bugüne kadar kâr edemeyen Park Orman’ı bir takım düzenlemelerle cazip hale getireceklerini anlattı. Çevre Bakanlığı’nın kısıtlamaları nedeniyle Boğaz hattında yüksek sesle müzik çalınmasının mümkün olmadığının altını çizen Bilgili, Park Orman’daki konserlerin kimseyi rahatsız etmeyeceğini söyledi. Bilgili’ye göre Fatih Ormanı konusunda ise endişelenecek hiçbir şey yok.
Bilgili’nin söylediklerini şöyle özetleyebilirim:
- Sarıyer ilçesine bağlı olan ve Fatih Ormanı olarak kabul edilen alanın büyüklüğü yaklaşık 1,5 milyon metrekare, yani 15 dönüm. Şu anda burası çok bakımsız ve adeta sahipsiz...
- Bu bölgenin işletmesi 29 yıllığına “Bilgili Holding” tarafından alındı. Fatih Ormanı, doğal yaşam hiçbir şekilde bozulmadan İstanbulluların istifade edebileceği bir yer haline getirilecek.
- Ormanın korunması ve bakımı Bilgili tarafından yapılacak. Hiç kimseye ateş yakma izni verilmeyecek, olası bir yangına karşı gerekli önlemler alınacak.
Serdar Bilgili, sohbetimizin sonunda “İstanbul için gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkür ediyorum. İçinizi rahatlatmak için sizi aradım. Ormana hiçbir şekilde zarar vermeyeceğimize dair size ve bu şehirdeki herkese söz veriyorum. Oranın bir mezbelelik haline gelmesine gönlüm razı olmadığı için kolları sıvadım” diye konuştu.
Ben de hassasiyet gösterdiği için Serdar Bilgili’ye teşekkür ediyorum, verdiği sözlerin arkasında duracağına inanıyorum.
