Hakan Çelik Bir uçak kazasının anatomisi ve Ankara'nın sis sorunu
HABERİ PAYLAŞ

Bir uçak kazasının anatomisi ve Ankara'nın sis sorunu

Her uçak kazasından sonra onlarca senaryo ortaya atılır. Her kafadan bir ses çıkar. İlk 24 saat içinde konuyu yeterince incelememiş insanların ve yetkililerin “uçak şundan düştü, bundan düştü” diye açıklamaları yayınlanır. Oysa uçak kazalarının gerçek nedenlerini öğrenmek için aslında aylar süren uzun çalışmalar gerekir. Uçakları iniş ve kalkışta yönlendiren kule kayıtlarını dinlemeden ve uçuş bilgilerini içeren kara kutuları incelemeden bir şey söylemek yanlıştır. Bunun dışında ancak tahminler üzerinden konuşulabilir ki bu da bir tür spekülasyondur.

Haberin Devamı

Polonya Devlet Başkanı Leh Kaçinski ve bu ülkeden pek çok önemli kişiyi taşıyan Tupolev 154 tipindeki uçak Varşova’dan kalkıp Rusya’nın Smolensk kentine giderken tam inişe geçtiği sırada düştü. Uçakta bulunan Devlet Başkanı ve eşi ile birlikte 96 kişi hayatını kaybetti. Geçen hafta Devlet Bakanı ve Avrupa Birliği Baş Müzakerecisi Egemen Bağış ile birlikte Polonya’daydık. Kısa bir süre önce Varşova’da görmüş olduğumuz Devlet Başkanı’nın ölüm haberini almak benim açımdan da sarsıcı oldu. Polonya, gerek halkı gerekse hükümetiyle Avrupa Birliği içinde Türkiye’ye güçlü destek veren bir ülke.

Polonya liderinin ölümüne neden olan kazayı Rus gizli servisinin planladığını söyleyenler de var. Ancak bu bana göre çok düşük bir ihtimal. Bu tip şeyler soğuk savaş yıllarında olurdu. Bugünün koşullarında Moskova böyle bir riski göze alamaz.

“Uçan tabut” denebilir mi?

Kazanın yaşandığı Tupolev 154 (Tu- 154) özellikle eski Sovyet cumhuriyetlerinde, İran’da ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde yoğun olarak kullanılan bir uçak. Motorlarının çok gürültülü olması ve aşırı derecede yüksek yakıt tüketimi nedeniyle dünyanın diğer ülkelerinde ilgi görmüyor. Üstelik gürültülü motorları nedeniyle bu uçakların pek çok Avrupa ülkesine iniş izni verilmiyor. 1960’larda tasarlanmış olan bu uçaklar için Türk medyasında kullanılan “uçan tabut” ifadesi batılı uçak üreticilerinin şartlandırmasından kaynaklanan eksik ve yanlış bilgilere dayanıyor. Tupolev 154’lerin üretildiği ilk günden bu yana 63 ölümlü kaza geçirmiş olmasına rağmen şimdiye kadar milyonlarca yolcuyu da başarıyla taşımış olduğunu unutmamak lazım. Yaklaşık 975 kilometre seyir süratine sahip olan Tupolev 154 en hızlı jetlerden biri olma özelliğine sahip. Dünyanın en geri kalmış coğrafyalarında, yetersiz havaalanlarına inip kalkabilen ve Sibirya gibi bölgelerde ağır kış koşullarına başarıyla direnen Tupolev 154’ün kötü bir yolcu uçağı olduğunu söylemek doğru olmaz. Bugüne kadar kaza yapan Tupolev 154’lerin pek azının teknik nedenlerden ötürü düştüğünü unutmamak gerekir. Ancak neredeyse 40 yıldır hizmette olan bu uçakların artık eskimekte olduğunu kabul etmek zorundayız. Buna rağmen havacılıkta “Eski uçak tehlikelidir” diye bir kural yoktur. Bugün Amerika’da başarıyla uçmakta olan uçakların büyük bölümü “eski” sayılabilecek yaş aralığında bulunuyor. Ancak yaşlı uçak uçurmak işletme maliyetlerinin artması anlamına gelir. Nitekim Rusların milli havayolu kuruluşu Aeroflot, Ocak 2010’da filodaki bütün Tupolev 154’leri emekliye ayırdığını açıkladı. Benzer bir kararı Çin 2000’li yılların başında almıştı.

Haberin Devamı

Peki kaza neden yaşanmış olabilir?

Haberin Devamı

Uçağın Polonya Hava Kuvvetleri envanterinde bulunması bir bakım eksikliği olmadığını düşündürüyor. Devlet başkanlarını taşıyan uçakların bakımları eksiksiz yapılır ve en iyi pilotlar tarafından uçurulur.

Felaketin yaşandığı sırada Smolensk havalimanı çevresine yoğun sis hakimdi. Uçağın pisti tutturamayıp erken bir aşamada çakılmasında sisle birlikte ortaya çıkan pilot hatasının neden olması muhtemeldir. Polonya Devlet Başkanı Leh Kaçinski, Rusya- Gürcistan savaşı sırasında yetkililerin “tehlike var” uyarısına rağmen Gürcistan’a gitmekten vazgeçmemişti. Liderlerin kural dışına çıkarak ısrarcı davranmaları uçuş ekipleri üzerinde ağır bir baskı uyandırıyor. Pilot, eğer söz konusu uçuşu ya da inişi gerçekleştiremezse ülkesinin itibarının zarar göreceğini düşünüyor ve havacılıkta “over confidence” denen aşırı güven riski ortaya çıkıyor.

Rusya’daki kaza Türkiye’deki havalimanlarımızın sise karşı hazırlıksızlığını bir kere daha gündeme getirdi. Ülkemizdeki hiçbir pist sisli havalarda 75 metre görüşe kadar güvenli inişe imkan veren CAT III kategorisinde değil. Bu seviyeye ilk çıkacak havaalanı Esenboğa olacak. Çalışmaların hızlandırılıp bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder