Hakan Çelik Klişeler üzerinden öcü yaratmak
HABERİ PAYLAŞ

Klişeler üzerinden öcü yaratmak

Haberin Devamı

İngiltere’nin ünlü The Financial Times gazetesinde önceki gün ilginç bir makale yayımlandı. Başlığı “Liderleri etiketlemek fayda sağlamıyor” idi. Konu ABD başkanlığına seçilen Cumhuriyetçi aday Donald Trump. Kampanyası sırasında onun hakkında kampanya ‘faşist’ gibi ifadeler kullanılmıştı.

Hatta Amerikalı sanatçılar ve bazı aydınlar “Bu aday seçilirse ülkeyi terk ederiz” gibi sözler sarf etmişti. Kimsenin bir yere gideceği yok. İnsanın evini barkını terk etmesi bu kadar kolay mı? Bir itirazınız varsa bunu demokratik yollardan dile getirirsiniz. Her iktidar değiştiğinde ülke mi değiştireceksiniz? Barack Obama’nın başkanlığında dünya dikensiz gül bahçesi miydi?

Hillary Clinton dünyayı kurtaracak mı sanılıyordu? Aksine, bugün dünya hiç olmadığı kadar tehlikeli ve güvensiz bir yer haline geldi. “Soğuk Savaş” döneminde bile böyle bir durum oluşmamıştı.

Cumhuriyetçi adayın bazı söylem ve çıkışlarının endişe yarattığı doğru ancak Trump’ın seçilmesini “faşizm geldi” diye tarif etmek en basit tarifiyle sığ bir yorum.

Trump’ın nasıl bir başkan olacağını görebilmek için icraatlarına tanık olmalıyız. Onun dışında kesin hüküm taşıyan her türlü olumsuz yorum önyargının ötesine geçmez.



Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde benzer tepkiler verenler olmuştu. Sonra aynı şeyleri başbakan olunca söylediler. Cumhurbaşkanı seçildiğinde daha sert tepkiler geldi. Şimdi başkanlık tartışması var. Eğer başkanlık modeline geçilirse “Biteriz, dibe vururuz, faşizme geçeriz” gibi görüşler dile getiriliyor. “Başkanlık sistemi gelirse ülkeyi terk ederim” diyenlerin sayısı da az değil.

The Financial Times gazetesinin yorumunu tekrarlamak istiyorum: Liderleri “faşist”, “diktatör” gibi sıfatlarla kolayca etiketlemek fayda getirmiyor. Kutuplaşmadan şikâyet ederken, siyasi liderler üzerinden kutuplaştırıcı söylem pompalamak da iyi bir fikir değil.



Türkiye son 15 yılda uygulanan politikalarla refah düzeyi, yaşam kalitesi açısından belli bir seviyeye ulaştı. Demokratik hak ve özgürlükler açısından daha alınması gereken yol var. Ancak bir felaket senaryosu üretecek durumda değiliz.

Sistemin kodları ne olursa olsun bir arada yaşama kültürümüzü, demokrasi standartlarımızı güçlendirecek bir siyaset kültürüne ihtiyacımız var. Bu yolda her kesimden gelecek katkılar değerli olacak diye düşünüyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder