Mehmet Coşkundeniz AŞK ARANARAK BULUNUR MU?
HABERİ PAYLAŞ

AŞK ARANARAK BULUNUR MU?

Haberin Devamı

Hesabı, kitabı olmaz bu işin. Aşktan söz ediyorum, anlaşmalardan, önceden planlanmış ilişkilerden değil. Aşk varsa ille de ilişki olacak diye bir kural yok. Siz hiç platonik aşkları duymadınız mı? Birini gizli gizli seven ama bunu bir türlü açık edemeyen aşıkları tanımadınız mı? Yürekli olup itiraf etmek gerekli, hepimizin başına gelmiştir böyle bir şey. Bu yüzden her aşk ilişkiyle sonuçlanmaz, her ilişkide de aşk olmaz. Elbette en güzeli, en ideali, birbirini karşılıklı olarak seven iki kişinin ilişkisi. Her zaman mümkün değil. Aşkı yüreğinde hisseden insan, karşılık beklemeden sever. Aşkı, diğer sevgi türlerinden ayıran en önemli özellik budur. Dostluğu düşünün örneğin. Dostunuz sizi sevmezse siz onu sever misiniz? Hatta ailelerimiz... Sizi sevmeyen bir anneyi, babayı, kardeşi ne kadar sevebilirsiniz ki? Bu işin tek istisnasıdır aşk. Bir gün sizi sevebilme ihtimali bile o aşkı yıllarca yüreğinizde taşımaya yeter. Karşılık almanızın önemi yok ki... Hem insan sadece kendisi için aşık olur, bir başkası için değil.

* [[HAFTAYA]]

Aşkı arama çabamızın altında yüreğimizi tatmin etme duygusu yatıyor. Tensel temasa dayalı ilişkiler insanın sadece bedeninin doyurur, yüreğini değil. Aşk gelip yüreğinize yerleştiğinde o tatmin süreci de başlamış demektir. Aşkı beslediğiniz kişi -ki ben bu yazıda ona maşuk diyeceğim- size aynı şekilde karşılık vermese de bunun hiçbir önemi olmaz. Karşılıksız aşk, acı verse de, sizi çok üzse de vazgeçemezsiniz. Beyniniz size “Bunun sonu yok” diye haykırsa bile bunu önemsemezsiniz. Dedim ya, yürektir aslolan aşkta. Hele hele bir kez yıkıldıysanız aşkta, aynı acıları yeniden yaşamamak için kaparsınız kendinizi dünyaya. Yine de o mutsuzluk krizinden sizi kurtaracak tek şey bir başka aşktır. İşte bu yüzden, aşk sonu gelmeyen bir arama sürecidir.


*

Bir bakın çevrenize, yalnız ve mutsuz insanlar göreceksiniz. Kendileri söylemeseler de, “Aşk mı? Bir daha asla” deseler de inanmayın, onların da tek beklentisi ayaklarını yerden kesecek bir maşuk, yüreklerini tatmin edecek bir büyük aşktır. Ama olmuyor işte, öyle beklemekle gelmiyor aşk. Aramakla bulunduğu da söylenemez elbette. Öyleyse bir ortak noktası olmalı bu işin. Sen gelmezsen, aşk da gelmez. Sen aramazsan aşk bulmaz seni. “Çık dışarı, bak insanların yüzüne aşkı bul” demiyorum, böyle bir şey mümkün değil elbette. Ancak yüreğinin antenleri açık olacak, aşkı algılayabilecek frekansa ayarlı olacak. Aşkı reddederek mümkün değil bu. Önce kendini inandıracaksın. Tüm benliğinle aşkı yeniden bulacağına inanacaksın. Anlık bir şeydir aşk, o anı kaçırırsan bir daha elde etme fırsatı bulamazsın. Bu yüzden aşkın geldiği o anı yakalamaya hazır olacaksın her daim. İyi ve zeki insanların becerebileceği bir şeydir aşk. İçinde kötülük barındıran kimse aşkı yaşayamaz, başkasına aşk sunamaz. Zekasını çalıştırmayanlar da öyle. Bir yaşam biçimi olarak benimsemek gerekiyor aşkı, hayatın her alanına yaymak gerekiyor. Yaşamın diğer her şeyini ciddiye alıyorsun da neden aşkı ciddiyetsiz bir duygu olarak görüyorsun ki? Yaptığın başka her şeyden çok daha ciddi bir duygu aşk.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder