Mehmet Coşkundeniz Her flört ettiğinizle 'ciddi' düşünmeyin
HABERİ PAYLAŞ

Her flört ettiğinizle 'ciddi' düşünmeyin

Flört bir tanıma aşamasıdır. Duyguların yoğun olduğu bu dönemde karşımızdaki kişiyle ilgili ‘doğru’ kararlar vermekte zorlanabiliriz. Aşkın kör ettiği gözlerimizin açılmasını beklemeden bazı ayrıntılara dikkat edersek ‘doğru’yu bulabiliriz. İşte flörtün evliliğe doğru yol alıp almayacağını gösteren önemli noktalar...

İstanbul’dan bir okurum şöyle yazıyor: “2 yıllık flört ve nişanlılık döneminden sonra geçen ay evlendik. Nişanlıyken beni el üstünde tutan, bir prensesmiş gibi davranan o adam gitti, yerine dediğim dedik, istediği olmayınca sinirlenen, sürekli kavga çıkarmaya yer arayan, bir adam geldi. Her akşam anne-babasının evine uğruyor, yemeğini orada yiyor, eve gelince de sadece televizyon izliyor. Nişanlıyken benimle sevişmek için can atarken, fırsat yaratmaya çalışırken, şimdi en seksi iç çamaşırlarımı giyip karşısına çıktığım halde dokunmuyor bile. Ben nerede hata yaptım? Neyi gözden kaçırdım? Boşanayım diyorum ama daha 1 aylık evliyken bunu aileme anlatamam. Değişir mi? Eski haline döner mi?”

Haberin Devamı

FLÖRT ZAMANI

Hayatınızı birlikte geçirmeyi düşündüğünüz insanın evlendikten sonra beklediğiniz gibi çıkmaması ne kadar üzücü öyle değil mi? Peki gerçekten evlendikten sonra mı değişti? Yoksa zaten öyleydi de okurum mu bunu görmemişti? İşin gerçeği, flört sırasında “Tam istediğim gibi. Her konuda uyum sağlıyoruz” yargısına çabuk varılır. Ama sorunlar genellikle balayının bitmesiyle başlar. Artık ‘tavlama’ oyunu bitmiştir. Kişinin, sevgiliyi etkilemek için kendisini farklı göstermesine gerek yoktur. Çünkü varılması gereken noktaya varılmış, imzalar atılmıştır. Aslında flört ve nişanlılık döneminde olaya sadece ‘duygusal’ açıdan değil, ‘mantıksal’ olarak bakıldığında gerçekler görülecek ve belki de bu evlilik gerçekleşmeyecekti.

Şimdi gelin, evliliğin kötü gideceğini gösteren sinyallere bir göz atalım: KİŞİLİK YAPISI: Aşırı sinirli yapı, takıntı, küçücük olayları büyütme, baskıcı davranma, kişilik yapısının sorunlu olduğunu gösteren en önemli ipuçları. Bunları ‘Evlendikten sonra düzelir’ diye geçiştirmeyin çünkü hiçbir zaman değişmiyor.

Haberin Devamı

GEÇMİŞTE YAŞADIKLARI: Sorunlu aile yapısı, duygusal anlamda hırpalanmışlık, aile içinde boşanmaların olması, kendi ilişkilerinde sürekli ayrılıklar yaşaması ve bunları anlatırken hep hatayı başkalarına yüklemesi, özellikle terk edilmiş ya da aldatılmış ise bunun travmasını atlatamamış olması evlilikte sorun yaratacak noktalar.

İŞ İLİŞKİLERİ: İstikrarlı bir iş yaşamının olmayışı, iş arkadaşlarıyla ilişki kurmakta zorlanması, iş yerindekilerin sürekli dedikodusunu yapması kişinin karakter yapısıyla ilgili ipuçları verecektir.

AŞIRI ŞIMARTILMIŞ OLMAK: Genellikle ailenin tek çocuklarında görülen bu durum evliliğin geleceği açısından sorun yaratır. Annesinin kendisine sunduklarını eşinde aramak, herhangi bir problemde işe ailesini sokmak, eşini annesiyle kıyaslamak gibi durumlar ortaya çıkacaktır.

AİLELERİN ONAY VERMEMESİ: Aileler onay vermediği halde evlenen çiftlerde taraflar küçük bir kavgada bile birbirlerini suçlayabiliyor. Aileleriyle iletişimde olmadıkları için bazı sorunlarda yardım alacak kimseyi bulamıyorlar.

Haberin Devamı

AİLELERİN UYUMU: Evlilikte her iki tarafın aile yapılarının aynı sosyo kültür çevresinden olması artı puan. Farklı yapıdaki aileler arasında çatışma kaçınılmaz hale geliyor. Bu durumda da geriye iki seçenek kalıyor: 1- Bu çatışmaya kurban olup evliliği bitirmek. 2- Ailelerle iletişimi en alt düzeyde tutup evliliğe karıştırmamak.

ÇİFTLERİN UYUMU: Aynı kültüre ve sosyal statüye sahip olmayan çiftlerin evlilikleri riskler içeriyor. Aynı şekilde ekonomik düzey de önem taşıyor.

ÖNEMLİ PÜF NOKTALARI

Yukarıda anlatmaya çalıştığım sorunlar tek tek ele alındığında aşılabilir noktalar olarak görünüyor. Ancak saydıklarımın birkaçı aynı kişide varsa o zaman evlilikte risk puanı artıyor. Şimdi gelelim dikkat etmeniz gereken bazı püf noktalarına:

KOLAY İLETİŞİM KURUYOR MUSUNUZ?

Yaşamınızı birlikte geçirmeye karar verdiğiniz kişiyle konuşabildiğinizden hatta derin tartışmalar yapabildiğinizden emin olun. Hep aynı şeyleri konuşmak ya da hep geyik yapmak bir süre sonra sıkıcı olabilir. Günün sonunda birbirinize özet bilgiler sunan diyaloglarınızı fikirlerinizi tartıştığınız konuşmalara dönüştürün. Eğer her konuda kafadarsanız bu duygusal anlamda da doğru yolda olduğunuzu gösterir.

SIK SIK BİRBİRİNİZE DOKUNUYOR MUSUNUZ?

Mutsuz çiftler bile güzel bir seks hayatına sahip olabilir ancak gerçekten neşeli olanların yatak odasının dışına uzanan fiziksel bir bağlılıkları vardır. İyi bir evliliğe sahip çiftlerin kaç yıllık evli olursa olsun çoğunun birbirlerine seks dışında da dokunmaktan hoşlanan çiftler olduğu görülmüş. Birbirlerinin elini tutan konuşurken kollara dokunan çiftler aşk yaşamlarına uzun yıllar ekleyecek bir bağlılık yaratmış olurlar.

KARARINIZ KESİN Mİ?

Her ikiniz de hayatta neler yapacağınızdan ve hayattan ne beklediğinizden emin olmadan evlenme kararı almamalısınız. Hayata dair soruların tamamının yanıtını bulamamış olabilirsiniz ancak en azından bu konuda çaba harcamanız yeteri kadar olgunlaştığınızı gösterir. Ancak bundan sonra evliliğinizin gerçek amaçlarına odaklanabilir ve evcilik oynayan çocuk durumuna düşmezsiniz.

ARKADAŞLIK YAPABİLİYOR MUSUNUZ?

Uzun süreli aşıklar tartışsalar bile birbirlerine büyük bir saygı duyarlar. Kavga ederken bile karşınızdaki kişinin en yakın arkadaşınız olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız. Hatalı olduğunu düşünseniz bile daha ılımlı davranarak tartışmanın büyümemesini sağlayabilirsiniz. Dost olmanız her zaman her şeyin süt liman olmasını gerektirmez ama en azından gergin günleri daha kolay atlatmanızı sağlar.

(15.09.2013 tarihli Posta Karnaval ekinden alınmıştır.)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder