Mesut Yar Adile Naşit'in kuzusu olmak!
HABERİ PAYLAŞ

Adile Naşit'in kuzusu olmak!

Haberin Devamı

Rahmetli büyük usta Adile Naşit aramızdan ayrılalı 27 yıl olmuş. Ben onun TV ekranından seslendiği kuzucuklarından biri olarak “nereye, ne zaman aktı bu ömür?” diye düşünmeden edemedim. Ekranlar Adile Teyzemizin yokluğunu hiç hissettirmedi... Gülüşüyle ya da telaşlı koşuşturmasıyla ekranda sürekli gösterilen filmlerinin içinde yaşayıp durdu. Ama ne yalan söyleyeyim “Uykudan Önce” isimli programdaki hali benim için çok farklıydı... O masalları anlatırken, ardından ekrandan uzanan şefkatli eliyle bizi uykuya gönderirken gerçekten hepimizin annesi oluyordu; bilmem hatırlar mısınız? Siz hatırlamadıysanız da TRT hatırladı. Ve iki dakikalık klipler halinde Adile Naşit’i ölüm yıldönümünde yeni kuşağın ekranına taşıdı... Belki kaçırdınız ama ben gördüm. Ve Adile Teyzemi unutamadığımı hissettim. Rahat uyusun; TRT gibi, benim gibi, kuzucuklar gibi binlerce insan ismini kolay unutmayacak...


* [[HAFTAYA]]

Sevdaluk yüz güldürdü!


Bu yıl dizi ve programlardan yana şansı hiç yaver gitmeyen kanalların başında Show TV geliyordu. Ve önceki akşam elindeki son kurşunu reyting tahtasına sıkacaktı... Sıktı da. “Sevdaluk” isimli yeni dizisiyle sezonun en iddialı kozunu oynadı. Öyle ki dizinin ilk bölümü için çarşamba akşamları garanti reytingi olan “Pis Yedili”nin yayını başka bir güne ertelendi... Neyse, dizi yayına girdiği andan itibaren ben de dahil olmak üzere ciddi bir kitleyi ekrana esir etti. Karadeniz dizilerine ekstra bir ilgim vardır.

Resim olarak en iyi malzemeyi bu dizilerden alırsınız. Coğrafya muhteşemdir... İçerik olarak eğer mizaha yönelmişseniz yöre insanının doğal halleri bile dudağınıza şaşırtıcı bir gülümseme yapıştırır. Hele ki Karadeniz kültürünü çok yakından tanıyorsanız, dizinin sahneleri içerisinde hayatınızla benzerlikler ararsınız... “Sevdaluk” şu saydığım meselelerin yanında hakikaten sağlam bir kadro ve hikaye ağıyla karşımıza çıktı. Tek tek oyuncuların isimlerini anmayacağım. Çünkü durum öyle gösteriyor ki bu dizi çok kolektif bir başarının ürünü... Minibüsün camındaki “I Of The TAYYAR” çıkartmasından tutun da ayıya Badem ismini veren ince zekaya, “derelerimizle oynamayın” mesajını veren çevreci kafaya kadar “Sevdaluk”un farklı ama samimi bir seyirciye geçişi var... Bu rüzgar diziyi önemli bir süre havalandırır. Yeter ki ilk bölümden yakalanan doğru aritmetik bozulmasın. Yeter ki güldüreceğiz diye yola çıkıp mesele “yalandan imkansızlıklar” ve entrikalar yoluyla ağlatmaya meyletmesin...

*

Azrail’e ses veren sadrazam...


“Muhteşem Yüzyıl” (Star TV) dizisinde birkaç hafta öncesine kadar rahmetli usta Tuncel Kurtiz’in canlandırdığı Ebu Suud efendinin sesi ne zaman devreye girse dizide kelleler uçuşmaya, urganlar yağlanmaya başlardı... Kanuni’nin katline ferman verdiği karakterlerin öte dünyaya gidişi ve nedenleri şiirsel bir dille anlatılır, ardından hünkarın vicdan muhasebesi dile getirilirdi... Son bir iki bölümdür o sesi Pargalı İbrahim (Okan Yalabık) devraldı. Pargalı’nın sesiyle benzer bir şiirsel metin duyulmaya başlıyor ve ardından o an ya da birkaç bölüme kadar kellesi gidecekleri ekranda görmeye başlıyoruz... Önceki akşam Kanuni’nin göz bebeğinin içinde Şehzade Mustafa’nın yüzünü görünce, arka fonda da Pargalı’nın vicdan tiradını duyunca içimden “hadi geçmiş olsun” dedim. Şehzade gidiyor! O değil de senaristler izleyiciyi bir nevi Azrail sesine alıştırdı. Artık ister istemez Pargalı ne zaman şakımaya başlayacak diye merak içindeyiz. Çünkü “sırada kim var?” sorusunun yanıtı o seste gizli...

*

14 ve final...

Şanslı diziler genelde 13’üncü bölüm itibarıyla yayından kaldırılır. Çünkü TV dünyasında dizi anlaşmaları 13’er bölüm halinde yapılır... Şimdilerde anlaşmalar 39 bölüm yani sezonun tamamı üzerinden yapılıyor olsa da TV sözleşmelerinde 13 rakamı vazgeçilmezdir... Neyse, “Kayıp” (Kanal D) dizisi 13’ü bir geçe bitiyor. Yani 14’üncü bölümüyle bu sezonun en iddialı, içerikli ve sıkı dizisine “hoşça kal” diyeceğiz... “Kayıp” iyi bir projeydi. Ama yaratıcıları da biliyordu ki, yeni izleyici evreninde kendine yer bulamayacaktı. Fazla batılı bir hali vardı. Günü, saati, inceden de içeriği değiştikten sonra beklenen oldu ve dizi yayından kalktı... Ben bir süre sonra “Kayıp”ın zamanının geleceğini düşünüyorum. Belki birkaç sezon sonra kaybolan bu diziyi çok arayacağız gibi geliyor bana. Bakalım zaman ne gösterecek?

*

Devamı da yola çıktı!

“Muhteşem Yüzyıl” topuna girmişken notunu düşelim. Derinden bir yerlerden yoğun bir kulis geliyor. İddia o ki dizinin devam bölümleri çekilmeye başlanacakmış... Aynı ekip, Kanuni sonrasını anlatan bir dönem dizisi daha çekmeye karar vermiş. Öyle ya, Osmanlı bu fantastik diziler için her dönemiyle iyi malzeme çıkarabilir... Eh alınan reytingler ortada. Kanal altın yumurtlayan tavuğu durduk yerde kesmeme kararıyla sürdürülebilir bir reytingin peşine düştüğünü de gösteriyor. Doğru olan da bu zaten; “mevtayı dürtmemek”...



Sıradaki haber yükleniyor...
holder