Giriş
Bu köşeye en çok yöneltilen sorulardan bir demet sunuyorum. Aslında onlarca soru var. Ama yerimiz dar. Neyse şu alttaki sorulardan biri de sizin sorunuz olabilir mi acaba?
İşte sorular...
“Çukur” (Show TV) dizisinin son bölümünde toplu bir katliam yaşanmış, ahalinin yarısı kevgire dönmüştü. Tüm o karakterler öldü mü?
“Sen Anlat Karadeniz”de (atv) karakterlerin bazıları ve senarist ekibi değişti. Bunun diziye yansıması iyi mi olacak yoksa kötü mü; ne dersiniz?
“Ufak Tefek Cinayetler”de (Star TV) iki cinayet birden işlendi. Hadi doktorun ölümünü anladık ama Edip karakterini kim neden öldürmüş olabilir acaba? O mevzuu da Edip’in son görüntüsü gibi fazlasıyla havada kalmadı mı?
İki ana karakteri ayrılan “Adını Sen Koy”da (Star TV) hangi karakterler bu önemli boşluğu dolduracak?
Hikaye sil baştan yenileniyor mu yoksa? “Kadın” (FOX) dizisinde yeni sezonda da hikaye “teğet geçmeler” ya da bakan körlükler üzerinden mi akacak? Bahar ile Sarp diyoruz, anlıyor musunuz?
GELENEKSEL PİŞTİ DÖNEMİ!
“Darısı Başımıza” (Show TV) dizisinde aşk acısı çeken esas kız Öykü, otelde öpüştüğü gizemli adamın kim olduğunu bulmaya çalışırken, onun aslında kendisini aldattığını düşündüğü sevdiği adam Cem’in ağabeyi Ozan olduğunu öğrendi...
“Erkenci Kuş” (Star TV) dizisinde de Sanem, karanlık bir odada öpüştüğü ve kim olduğunu göremediği gizemli adamı çalıştığı şirkette aramaya başladı. Aradığı adamın patronu Can olduğunu hepimiz biliyoruz...
Neyse. Yaz dizileri, ne yazık ki içerik açısından birbirine paralel giden benzer hikayeleri anlatmak konusunda her türlü pişti olmaya devam ediyorlar. Haksız mıyım?
ORJİNALİ DAHA MI SICAKTI?
“Meleklerin Aşkı” (Show TV) dizisinde Necmettin ve Melike’nin çocukları ile olan ilişkileri soğuk ve samimiyetten uzak gibi geliyor bana...
Geleneksel Türk ailesinde gördüğümüz ebeveyn ve çocuk arasındaki sıcaklık, içtenlik ve saygı gibi kavramlara şahit olamıyoruz sanki...
Dizinin esinlendiği bir dönemin ünlü yabancı serisi “Charles İş Başında”da bile bundan daha sıcak ve gerçekçi bir aile imajı çiziliyordu. Bu küçük eleştiriyi, zaman içinde düzeleceğine olan inancımla şuraya iliştiriveriyorum...
SANKİ HİÇ ARA VERMEMİŞ GİBİ!
Müge Dağıstanlı Erdoğan ve Gülşen Yüksel Salt’ın sunduğu ‘2. Sayfa’ya (teve2) geçtiğimiz gün Sacit Aslan konuk oldu. Sacit ağabey çoktandır ekranlarda değildi...
Sanırım birileri kendisini fazla sert buluyor. Ama dikkatle izlediğinizde olayları ince gören neşeli bir analizci olduğunu fark edebiliyorsunuz...
Sacit ağabeyi sadece konuk olarak değil, eğer yapılacaksa bu tarz programların birinde mutlaka analizcilerden biri olarak görmek istiyorum, bu çok net bir temennidir! Türkçe’yi iyi kullanan, on kelimeyle yirmi cümlelik yorumlar yapmayan “analizcilere” hasret kaldık yahu.
Neyse...
Bu arada “2. Sayfa”nın sanki hiç ara vermemiş (1.5 yıl ara verdi) gibi yeniden aynı samimiyetle topa girmesi kaç puan? Benden 10 üzerinden 10 aldı bile!
BİR BEN MİYİM PERİŞAN?
Haber kanallarında yayınlanan tartışma programlarının sürekli “CHP’de neler oluyor?” öznesinde yayın yapmasından sıkılan bir ben miyim? Haber bültenlerinin tamamında konuların üçte birinin taciz ya da tecavüz haberleri olduğunu gören ve bunun buhranında morali sıfırlanan tek izleyici de ben olamam sanki...
Güvenlik kamerası haberciliğinin haber merkezlerini hantallaştırdığını ve muhabirlik denilen meslek ustalığını yerle yeksan ettiğini benden başka seslendirebilecek birileri daha vardır değil mi? Olsun lütfen!
