Nedim Şener HANGİSİ GERÇEK?
HABERİ PAYLAŞ

HANGİSİ GERÇEK?

Haberin Devamı

Televizyonda izlemeye değer az sayıda programlardan biri Habertürk’teki ‘Tarihin Arka Odası’dır. Bu programın değişmez üç ‘yıldızı’ var: Gazeteci-tarihçi Murat Bardakçı, oyuncu Pelin Batu ve tarihçi Doç. Dr. Erhan Afyoncu. Erhan Hoca, Murat Bardakçı ve Pelin Batu’ya kıyasla programda çok daha muhafazakar bir görünüm sergiliyor.
“Muhteşem Yüzyıl”ın danışmanı olan Doç. Dr. Erhan Afyoncu dizinin ‘aşırı erotik’ olduğuna yönelik sert eleştirilere öyle bir tepki gösterdi ki vallahi aklım karıştı. POSTA Gazetesi Magazin Müdürü Müge Dağıstanlı ile Vatan Gazetesi Magazin Müdürü Gülşen Yüksel’in Kanaltürk’te sundukları ‘İkinci Sayfa’ya konuk olan Erhan Hoca bakın ne dedi: “Zamanında TRT tek kanalken 4. Murat dizisi çekilmişti. Orada içki vardı mesela. Demek ki Türkiye o zaman bugünkünden çok daha tahammüllüymüş! ‘Muhteşem Yüzyıl’a gelen ‘Abuk subuk ilişkiler yaşanıyor’ eleştirisini özellikle çok anlamsız buluyorum. Son yıllarda muhafazakar sermaye çok güçlendi, onlar da bir dizi çeksin... Mesela padişahın elinden kılıcını hiç düşürmesinler.”
[[HAFTAYA]]
Şu televizyon dünyası, ortada dönen paralar, reyting savaşı herkesi yoldan çıkarıyor. ‘Tarihin Arka Odası’ndaki Erhan Hoca ile ‘Muhteşem Yüzyıl’ın danışmanı Erhan Hoca sanki aynı kişi değil! “Acaba hangisi gerçek” diye düşünüyor insan. Aman sakın ‘Muhteşem Yüzyıl’a karşı olduğum gibi bir izlenim ortaya çıkmasın.
Muhafazakar bir bilim adamının, ileri demokrasi getirdiği iddia edilen muhafakazar bir siyasi iktidar dönemindeki liberal söylemi ve bunu yaparken “statükocu” diye eleştirilen bir dönemi referans alması beni şaşırtıyor sadece. Umarım Erhan Hoca ve diğerleri yalnızca aldıkları danışmanlık ücreti gereği böyle konuşmuyordur.
Umarım düşünce ve fikir özgürlüğü ile eleştiri hakkının bir gün herkese lazım olacağını kimseler unutmaz. En çok da muhafazakarlar.

O taksiciyi hatırladım

‘Kurtlar Vadisi’nin ilk bölümlerinde bir taksici, “Abi, bu dizi televizyonda oynadıktan sonra Kocamustafapaşa’yı bir göreceksin. Diziyi izleyip kahveden çıkan millet çağanoz gibi yürüyor” demişti. Taksicinin demek istediği şuydu: ‘Kurtlar Vadisi’ni izleyen herkes kendisini Polat Alemdar zannediyor ve ortada dolaşıyor.
Zaman Gazetesi’nin önemli bir yazarı, Nurculuk’un kurucusu Said-i Nursi’nin hayatını konu alan filmi izledikten sonra şöyle yazdı: ‘Hür Adam’ın sonunda hissiyatımı yokladım. ‘Ne anladın?’ dedim. ‘Allah’ın tuttuğuna kimse bir şey yapamaz, O’nun bıraktığını da kimse tutamaz’ hakikatini bir daha anladım.
İçimden haykırmak geldi: Onca baskı, onca zulüm, onca işkence... Ne oldu? Neyi başarabildiler? Kazanabildiler mi? Bugün onlar nerede, Said-i Nursi nerede? Zalimler savunulamazken, Bediiüzzaman’ın mazlumiyeti, fikirleri, üslubu, eserleri milyonların kalbini nurla dolduruyor. ‘İrtica’ ve ‘gericilik’ deyip susturmaya çalıştığınız inanç ve fikirler, şimdi sinema salonlarında seslendiriliyor.
Nereden nereye... Kimler ne umdu, ne buldu?” Peki bu film ne umdu ne buldu? ‘Hür Adam’ı ilk 3 günde 239 bin kişi seyretti. Kıyaslama yapın diye söyleyeyim: ‘Hür Adam’ ile aynı dönemde vizyona giren ‘Eyvah Eyvah 2’yi ilk 3 günde 801 bin kişi izledi. ‘Hür Adam’a Nur cemaati mensupları ilgi gösterdi, ‘Eyvah Eyvah 2’ye tüm Türkiye... Filmi gerçek sanıp coşan yazarın o satırları, bana yıllar önce Kocamustafapaşa’daki taksicinin sözlerini hatırlattı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder