Giriş
Darbeciler amaçlarına ulaşamadılar, kaybettiler. Bir büyük bela, toplumun kararlılığıyla, def edildi. 100'den fazla generalin, darbeye katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınması, yaşanan beklenmedik depremin çapını gösteriyor. Büyük bir kırılmayı, maddi-manevi hasarlarla olsa da, “şimdilik” geride bırakmış durumdayız. Darbenin hesabını yargıya havale ederken, “bundan sonra nasıl bir Türkiye?” sorusunun cevabını arıyoruz.
Duygu ve akıl
Cumhurbaşkanı”nın, “15 dakikayla ölümden kurtuldum” diyebildiği bu ortamda, fiziksel tahribatın yanında, duygusal tahribat da derinleşiyor. Devletin tepesindeki güçlerin en yakın çalışma arkadaşlarının darbecilikle suçlandığı kaotik bir ortamdayız. Başbakan Yıldırım, “İntikamcı olmayacağız” ifadesini kullandı. CHP lideri ile bir araya geldi, kritik zamandaki tutumu nedeniyle teşekkür etti. Darbe protestoları sırasında muhtemel provokatif saldırılara karşı uyanık olunması çağrısında bulundu. Bunlar umut verici görüntüler.
Darbeyi nasıl yenebildik
Türkiye, darbeyi, değişik görüşlerdeki kişi ve örgütlerin ortak duruşuyla bertaraf edebildi. Ordunun büyük çoğunluğu darbecilerin yanında yer almadı. Farklı siyasi eğilimdeki askerlerden, “Paralel Yapı”nın planına destek gelmemesi, belki de, kaderimizi belirledi. Tüm ayrışma ve psikolojik kopuşlara rağmen, bir ortak duruşun değerini, darbenin kritik saatlerinde, iliklerimize kadar hissettiğimizi düşünüyorum. Farklılıkların zenginlik olarak kavrandığı, muhalefet ve iktidar başta olmak üzere, çok farklı toplumsal renklerin, temel meselelerde uzlaşabildiği yeni bir tutum, eskiye oranla daha güçlü bir psikoloji şekillenebilir mi? Başbakan Yıldırım’la CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun dün kameraların karşısındaki olgun tutumları, olumluydu. Meclisteki dört partinin darbe girişiminin ertesi günü sergiledikleri ortak tavır, olumluydu. Bütün bunlar, bundan sonraki dönem için, birer ipucu olabilir. Ancak şurası bir gerçek: Söndürülse de, darbenin dumanları tütüyor. Acı büyük, tahribat büyük, farklılıklar büyük, iletişim, empati ve anlama ihtiyacı büyük. Yeni bir dil, yeni bir ortaklık, yeni bir umut oluşturabilecek miyiz? Toplumsal barışı, demokrasiyi, çok sesliliği koruyabilen, kutuplaşmayı kışkırtmayan bir siyasi çizgiye olan ihtiyaç, her zamankinden fazla. Aman dikkat...
