Oral Çalışlar Kararsızlar
HABERİ PAYLAŞ
Haberin Devamı

Dünya bir kargaşa içinde. Otoriter liderlerin maceracı ve bazen de savaşçı söylemleri, yürekleri hoplatıyor.

Kargaşanın büyük bölümü, Ortadoğu'da yaşanıyor. Biz de bunun içindeyiz. Avrupa ise sosyal demokrat iktidarlardan, sağcı ya da aşırı sağcı iktidarlara doğru bir yönelim gösteriyor. Otoriterlik ile milliyetçilik el ele yürüyor. Brexit, Katalonya-İspanya meselesi… Dünyada yeni bir hava var…

Bütün bu ortamda Türkiye, epey bir süredir seçim havasında. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi seçime motive etmek amacıyla olağanüstü enerji harcıyor.

Peki geniş seçmen kitlesi bu havanın ne kadar içinde? Siyasetin gündemiyle seçmenin gündemi arasında bir paralellikten söz etmek ne kadar mümkün?

Kim bunlar?

Anketçiler, iddialı konuşmalardan uzak duruyor. Ancak, çok geniş bir kitlenin, bunca propagandaya rağmen, kararsız olduğunu görmek mümkün.

Son 3-4 yıldır yapılan seçimlerde ve referandumda, karar değiştiren bir seçmen kitlesi oluşmuş durumda: 7 Haziran ve 1 Kasım 2015'te yapılan iki genel seçimde, iktidar partisinin oylarında yüzde 9'luk değişim oldu.

7 Haziran'da yüzde 2'nin üzerinde oy alan Saadet Partisi, 5 ay sonra yapılan 1 Kasım seçimlerinde, yüzde 0.6'da kaldı. Bu kadar kısa sürede, 625 bin SP seçmeni, fikrini değiştirip, AK Parti'ye oy verdi.

MHP'de de yüzde 4.4'lük bir kitle, AK Parti'ye yöneldi. HDP'nin oylarındaki yüzde 3'lük düşüşü de eklediğimizde, 1 Kasım 2015’te AK Parti lehine ortaya çıkan yüzde 9'luk farkı anlayabiliyoruz.

16 Nisan 2017 başkanlık referandumunda ise; parti merkezi olarak "evet"ten yana olan AK Parti ve MHP'nin toplam oylarının yüzde 9'a yakını, "hayır" cephesine geçti.

Ortak tepki göstermeye başlayan önemli bir seçmen kitlesi, veya teknik bir ifadeyle söylersek yeni bir “seçmen davranışı” oluşmuş durumda. Daha çok bu değişimin muhafazakar seçmenlerde ortaya çıktığını da görüyoruz.

Son dönemde ilgi odağı haline gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçmendeki değişimin ipuçlarını yakalamamızı kolaylaştırabilecek bazı değerlendirmelerde bulunuyor: “Biz ‘Başkanlık Sistemi'yle ilgili düşüncelerimizi söyledik. Dedik ki, bu sistem baskıya götürür, yanlışa götürür. Biz prensip olarak ‘Başkanlık Sistemi’ne karşı değiliz. Ancak denetlenemeyen bir ‘Başkanlık Sistemi’ne karşıyız ve biz Meclis’in mutlaka güçlü olmasını, bunun yanında adalet mekanizmasının yürütmenin emrinde olmamasını istiyoruz." (Ayşe Baykal'la söyleşi, Hürriyet)

Kararsızlar, kafası karışıklar, yapılan son değişiklikleri sorgulayanlar; karar verdiğinde; büyük olasılıkla, 2019'daki iktidar mücadelesinin galibi de netleşecek.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder