Giriş
Dünya Kupası’na katılan takımların içinde en kaliteli kadroya sahip ülke Brezilya. Kaka, Robinho, Luis Fabiano, Maicon, Gilberto Silva, hangisine baksanız gerçekten dünyanın en büyük yıldızları. Ama dün gece gördük ki, bazen yıldızlar da maç kazanmak için yetersiz kalıyor. İlk yarı Brezilya’nın önde olması, herhalde bütün takımı ‘nasıl olsa yarı finale kaldık’ diye rehavete sokmuş. İkinci, üçüncü golleri bulacak pozisyonlar yakalamalarına rağmen farkı artıramadılar. İkinci yarı ise sahada farklı bir Hollanda vardı.
Bayern Münih’te forma giyen Robben, İnter’li Sneijder Portakallar’ı resmen sırtladı. İnsanüstü mücadele ettiler. Brezilya’yı darmadağın ettiler. Son 45 dakikada oynadıkları futbolla da yarı finali hak ettiler. Hollanda’nın futbol tarihine bakın; herkes tarafından en sevilen takımdır. Ama yıllardır şanssızlıkları vardı. Arjantin’e 1978’de finalde yenildiler. Çeyrek finallerde, yarı finallerde hep iyi oynayan takım Hollanda oldu. Fakat şanssızlıklarını bir türlü kıramadılar. Dün ise şans Hollanda’nın yanındaydı. Brezilyalı Felipe Melo’nun kendi kalesine attığı gol, Hollanda’nın belki de futbol tarihini değiştirecek.
Bu takım büyük bir ihtimalle final oynayacak. Finalde ne yaparlar bilmiyorum. Karşılarına Almanya mı, Arjantin mi, yoksa İspanya mı gelecek bunu bilemiyoruz. Ama bu turnuvada sahaya koydukları mücadele, oynadıkları futbolla herkese keyif verdiler ve alkışı hak ettiler. Brezilya için futbol her şeydir. Herhalde bugün kendi ülkelerinde matem ilan etmişlerdir. Ama futbol bu. Biraz rehavete kapılırsan tokadı yiyorsun.
