Giriş
Başkalarına çatacağına, orayı burayı yakıp yıkacağına, iktidara gelirse ne yapacağını anlatmak, daha iyi bir yol.
Kılıçdaroğlu bu üslubu benimsemişe benzer.
Derhal seçim varmış gibi, hem vaatlerini sıralıyor hem de insanlara umut dağıtıyor...
Yâni öldün, bittin, mahvoldun, yarınlarını da kaybettin kâbusu yerine biz burdayız, korkma güvencesi veriyor. Yâni felâket tellâllığına paydos, nihayet paydos.
CHP’de ne değişti derseniz, derim ki işte bu değişti... Daha ne olsun?
***
Diğer notumuz, futbolla ilgili. Dünya Kupası’ndaki hakem hataları, FİFA’yı yeni tedbirlere zorluyor.
Eyvah...
Futbolun ruhunu teknolojiyle delecekler, oraya buraya kamera ve video koyarak yeni tüfek icad edecekler ve mertliği iyice bozacaklar.
Hormonlu futbol o.
Öylesinin tadı tuzu ve zevki olmaz.
Futbol, insan hatalarıyla birlikte güzeldir. Kaleci nasıl yumurtluyorsa, santrfor nasıl gol kaçırma rekoru kırıyorsa, hakem de hata yapacak ki bize tartışılacak birşeyler kalsın.
Yoksa, hakemliği feshet, sistemi bilgisayara bağla, atari gibi oyna gitsin... Al sana Genetiği Değiştirilmiş Futbol.
Şiddetle karşıyım.
***
Biraz da kendimize bakalım. Dünya çapında teknik direktörler ve futbolcular geldi Türk Kulüplerine.
Yıllardır.
Hepsini alkışlarla karşıladık, omuzlarda taşıdık, fakat yollarken arkalarından hep teneke çaldık.
- Kovmadığımız tek kişi yok.
Gelişleri Türkiye için nasıl birer reklam ve güzellik idiyse, gidişleri de Türkiye için birer rezillik oldu.
Artı-Eksi.
Acaba kârlı mıyız?
Yoksa felâket bir şekilde zararlı mı?
