Giriş
Biliyorsunuz ki bu yazı, sandıklar açılmadan önce yazılmıştır. İlerleyen saatlerde belki bazı eklemeler olur. Önce, oy kullandığım sandıktan bir iki not aktarayım.
[[HAFTAYA]]
***
Kuyrukta beklerken, arkalardan biri bağırdı: - Vay Rauf abi, nasılsınız? Baktım, tanımıyorum ama sağolun deyip döndüm. Herif, yine aynı tonda sordu: - Abi, hangi partiye?
Eş dost duyuyor. - Sana ne ulan dedim. Kuyruktakiler de ters ters bakınca, pıstı terbiyesiz herif.
***
Sonra...
Sıram gelince, sandık kuruluna Basın Kartımı sundum. (Tevfik Fikret İlkokulu, 1064 nolu sandık)
Karşımdaki görevli dedi ki: - Bu olmaz, nüfus cüzdanı lazım.
- Niye olmaz? İşte sana kimlik. Daha da söylenecektim, mesela diyecektim ki “Kuralları öğren de gel, seni buraya kim oturttu?” Demedim. Çünkü yanıbaşında oturan kadın görevli, hemen müdahale etti, TC kimlik numaramın kartta yazılı olduğunu herife gösterdi...
Böylece paçayı kurtardım.
***
Girdim kulübeye. Mühürü, yuvarlağın tam böğrüne nasıl isabet ettirebilirim de dışarıya taşırmam diye epey ter döktüm ama yine de biraz taştı.
Acaba bu oy iptal mi? Eğer iptalse, milyonlarca oy da iptaldir. Yahu bu millet, nişan alıp da o küçücük yuvarlağın tam ortasına mührü nasıl basar? Niye yazıyorum?
YSK adına bir sözcü, günlerdir televizyonda “nasıl oy kullanacağımızı” anlatırken, hep dedi ki: - Yuvarlağın dışına taşmayacaksınız. Ciddi misiniz beyim?
Siz bir pot daha kırdınız.
Hep dediniz ki: - Yanınıza seçmen bilgi pusulasını da mutlaka alın. Hayır efendim. İkisi de yanlış.
***
Seçim sonuçlarını nasıl olsa, öğrendiniz...
İleri saatlerde yazıya ek yapmama artık gerek kalmadı. Yorumlar, yarınki yazıda.
