Katılım...

Yarın pazar. Öbür pazar sandıktayız. Bütün mesele katılım oranı. Diyelim ki mesela yüzde 60 katılım... İşte o 60’ın yüzde 50’si için yarışacaklar. Adı milli irade.

[[HAFTAYA]]

Sonuçta kim kazanırsa kazansın, Yeni Cumhurbaşkanı, 28 Ağustos’ta göreve başlayacak. Tam da Zafer Haftası... Ve hemen ardından 30 Ağustos Zafer Bayramı. Resepsiyonlara pek meraklıyız ya, aldı Ankara’yı bir telaş: “Davet sahibi kim olacak?” “Davetiyeler ne zaman ve nasıl dağıtılacak?”

Tek derdimiz bu olsun. Bizde resepsiyon dediğiniz nedir ki? Kalabalıktan birbirinin ayağına basarak, devlet büyüklerini çepeçevre ablukaya alan, dedikodu düzeyinde onlara sorular soran, arada esprili cevaplar alınca kahkaha atan, fazlaca samimi insan topluluğu... Cumba’dan rumba’ya geçişin tescili... Hep beraber matilda...

Yani, tek derdimiz o olsun. Eşli geldi, eşsiz geldi, eşi örtülüydü, değildi... Bari bunlar geride kaldı. Daima tek başına sap gibi gelen erkekleri saymazsak, işte çağdaş Türkiye diye övünebilirsiniz. Yeter ki Köşkü protesto için davete katılmayan birkaç aksi adam da çıksın. Kolay değil. Cumhuriyetin kazanımları bunlar.

Haydi bakalım. Gelecek pazar, seçim. Sandık başına. Ne var ki Dış Türkler epey fire verecek. Kabahat kimin? Yahu bizim millete randevuyla oy attırılır mı?