Giriş
Televizyon programlarındaki siyasi tartışmalar, belki de ilk def’a nezaket içinde geçiyor.
Mesela... CHP adayı Aydın Ayaydın’ı dinledim. Hem sakin, hem bilgili, hem de birleştirici... Mesela Binnaz Toprak’ı dinledim. Mantıklı, dikkatli ve sabırlı... Hem de seviye sergiliyor.
Halbuki meydanlara bakar mısınız? Son derece sert konuşmalar var.
[[HAFTAYA]]
***
Merhum Ecevit üzerinden yapılan tartışmaları hiç beğenmiyorum. Hatta ayıplıyorum. Adamcağıza 30 sene bir bölen diyeceksiniz, şimdi ise onursal genel başkan muamelesi çekeceksiniz. Hiç inandırıcı değil...
Kaldı ki Zonguldaklılara reva gördüğünüz liste sizi müthiş bir çelişkiye düşürdü...
***
Gerginliğin başkalarına yaradığını bile bile, Kılıçdaroğlu ortalığı geriyor. Sâkin bir insan olmasına rağmen, kalabalığı görünce kendini tutamıyor.
Bereket ekranlardaki CHP sözcüleri, tansiyonu düşürmektedir.
Bu arada, bir tespitimi söyleyeceğim: Tayyip Erdoğan, belli ki çok akıllıca bir takvim yapmış, nefesini 12 Haziran’a göre ayarlamış, öyle koşuyor. Finiş’e doğru bir iki malzeme daha sunacağını söylüyorlar.
Sunmasa da olur.
O kadar şanslı bir politikacı ki, nasıl olsa birkaç sürpriz, kendiliğinden doğar.
***
Medya, adeta 3 parti varmış gibi davranıyor. Öbür partiler hiç gündemde yok.
Bağımsızlar bile daha büyük ilgi odağı. Bağımsızlar deyince hatırladım. Çetin Doğan, Tuncay Özkan ve Ankara 1. Bölge’de Hulki Cevizoğlu büyük mesafe alıyorlar. Haberiniz olsun.
Ah... Unutmadan söyleyeyim. İstanbul 2. Bölge’de, Sırrı Süreyya Önder, çoktan işi bitirdi bile.
