Renan Kaleli Hayat ne güzelmiş hissine takılıp düştüm
HABERİ PAYLAŞ

Hayat ne güzelmiş hissine takılıp düştüm

Haberin Devamı

Sürpriz yumurtadan oyuncak çıkmadı. Sürprizi bu zaar.



Yalnızlık iyi de, hapşırınca “Çok yaşa” diyen yok!



Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, kendimize yapmayalım.



İletişimdeki en önemli şey, kaş gözdür.



Eğitim hayatım ‘soruya soruyla cevap vermek’le geçti. İlk evliliğim de...



İlkokul sınıf arkadaşım olan amcaları ve teyzeleri görünce artık şaşırmıyorum.



Özünde Ankaralıyım.



Hareket eden her şeyi haşlayıp, sonra onları küçük sopalarla yiyen kültürden çok uzak batıdayım.



‘Dinlenme tesisi soğuğu’na denk geldim.



Şehirler arası yolculuklarda, benzin ve ihtiyaç molasında, arabanın markasına göre ondan inildiğinde yürüyüş şekli değişen bir salak gençlik idik. Sonradan uzun cümleler de kuramaz olduk.



Tanıdık olsun olmasın, isterse yan daireden hapşırılsın, illaki “Çok yaşa” diyenlerdenim.



“Düşünmeden konuşanlar, konuştuktan sonra düşünürler” derken ne diyeceğimi unuttum.



Medeniyetsizlik belirtisi: Abuk sabuk işleri ‘çağdaş sanat’ diye pazarlamak.



Vedalaştığım kişiyle aynı tarafa doğru yürürken kuru temizlemeciye girmişliğim vardır.



“En çok da bıraktığın gibi bulmak istediğin kişiler, sana ne kadar çok değiştiklerini göstermek isterler.”



“Suskunluk sadece günahları değil, masumiyeti de gizler.” (Irina Andreeva)



En büyük iltifat; güvendir.



Herkesin aklına ilk gelen, o işin en doğrusudur.



Sadece ‘özlü söz’ söyleyerek sohbet edebilen bir arkadaşım, rüyaları gerçekleşsin diye erken uyanmaya başlamış.



“Propaganda öyIe bir sanattır ki, insan başkasının ayağına basarken kendisi ‘Ahh’ der.” (Bob Hope)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder