Giriş
Eskiden el ele tutuşmak, öpüşmek, sevişmek, birbirine sevgilim demek neredeyse aylar süren flörtün sonunda olurdu. Günümüzdeyse insanlar artık tek gecelik ilişkilerini bile eski sevgilim diye çağırmaya başladı. Her şeyin bu kadar hızlı yaşandığı bir devirde birlikte olan iki kişi ne zaman gerçekten bir çift olur? Bir ay çıktıktan sonra mı? Bir yıl mı? Yoksa 10 yıl mı?
Biriyle yeterince uzun zamandır çıktığınızı, onunla sadece sevgili değil gerçek anlamda partner olduğunu gösteren bazı işaretler vardır. Bu işaretler onun yanında gerçekten rahat olmanıza hatta bazen de gereğinden fazla rahat olmanıza neden olur.
İşte size o işaretlerden bazıları...
1- Tuvaleti aynı anda kullanmak
Tuvalet kapınızda kilit olup olmadığını bile unutacak noktaya geldiyseniz hatırı sayılır bir süredir berabersiniz demektir. Utanmayın canım, yalnız değilsiniz. Biri duş alırken diğerinin tuvaleti kullandığı ya da dişini fırçaladığı senaryolarını sadece siz yaşamıyorsunuz! İlişki süresi ve seviyesi arttıkça çiftlerin birbirinden utanma duyguları da o kadar azalıyor.
2- Seksi geceliklerin yerini eski pijamaların alması
İlk zamanlar akşam ne giydiğinize en az sabah giydikleriniz kadar özen gösterirdiniz. Bu birbirine uyumlu, takım ve seksi iç çamaşırlarının yerini eski ve alakasız donlar almadan önceydi. Şimdi ne iç çamaşırlarınıza ne de gece yatarken giydiklerinize dikkat ediyorsunuz. Atletleriniz delik, çamaşırlarınızın rengi soluk, pijamalarınızın ise diz izleri var. Çünkü artık partnerinizi etkilemek ya da onu baştan çıkarmak gibi bir derdiniz yok. O, ne giyerseniz giyin nasılsa her gece sizinle yatacak. O zaman neden rahat bir pijama giymeyesiniz ki?
3- Anlattığı hikayeleri daha önce en az 10 kez dinlemiş olmak
Ne zaman yeni bir ortama girse insanları güldürmek ya da havayı yumuşatmak için anlattığı esprileri ya da hikayeleri ezbere biliyorsunuz. Hatta onu o kadar iyi tanıyorsunuz ki hangi hikayeden sonra ne geleceğini bile ezberlediniz. İlk duyduğunuzda kahkahalarla güldükleriniz bile artık içinizi bayıyor. Korkmayın bu ona karşı ilginizi kaybettiğinizden değil. Onu uzun zamandır tanıyıp bu hikayeleri dinlemekten sıkıldığınızdan...
4- Hangi durumda nasıl davranacağını bilmek
O kızgınken onu nasıl sakinleştireceğinizi, üzgünken hangi yemeği yerse keyfinin yerine geleceğini, ailesiyle konuşurken ki ses tonunu, neye sinirlenip neden utanacağını çok iyi biliyorsunuz. Onu deli etmesinin de mutlu etmesinin de formülü sizde. Bazen sırf sinirleneceğini bildiğiniz için bile bazı şeyleri onun inadına yapmayı seçiyor olmanız hem onu çok iyi tanımanızdan hem de uzun süreli ilişkinizin doğasından.
5- Sevişmek istediği zamanları gözlerine bakıp anlayabiliyorsunuz
Henüz her aklından geçeni okuyamasanız da çoğu hakkında bir fikriniz var. Artık hangi bakışın hangi anlama geldiğini anlayacak kıvamdasınız. Özellikle de ne zaman gözlerinde “Sevişmek istiyorum” ışığı yanacağını iyi biliyorsunuz. Canınız seks istemediğinde bir anda hastalanmanız, erken yatmanız ya da erken kalkacak numarası yapmanız da hep o ışığı görüp tanımanızdan!
6- Adınızı söylediği zaman başınızın belada olduğunu biliyorsunuz
Size her zaman takma isimler veya sevgi sözcükleriyle seslenen sevgilinizin size kimliğinizde yazan isimle hitap etmesinin hiçbir zaman iyi bir şey olmadığını biliyorsunuz. Bu az sonra paparayı yiyeceğiniz anlamına geliyor. Çünkü normalde “Aşkım, sevgilim, çiçeğim, böceğim” diyen sevgiliniz bir anda resmiyete geçtiyse bir şeyleri yanlış yaptığınızdan emin olabilirsiniz.
7- Başkalarına karşı daha kibar ve sabırlı olmak
Aynı espriyi ya da hatayı başkası yapınca kibarca gülebilecekken o yaptığında pençelerinizi çıkartmanız, onu artık sevmediğinizi göstermez. Bu sadece onun sizi daha iyi tanımasını beklemenizden kaynaklı yapacağı hatalara daha az sabrınız olmasındandır. Ona karşı kibar olmaya ya da kendinizi ona sevdirmek için sabırlı davranmaya ihtiyacınız yok. O en çok nazınızın geçtiği ve kredinizin en yüksek olduğu insan. O yüzden de en çok onu kırıp onu üzüyor ve ona saygısızlık ediyorsunuz...
8- Ona kötü bir şey söylerken çok acımasızsınız
Eskiden olsa ağzının koktuğunu, tüylerinin uzadığını ya da köpek gibi terlediğini ona asla söylemezdiniz. Görmezden gelir veya şirin bulmaya çalışırdınız. Şimdiyse her şeyi pat pat söylüyorsunuz. Hem de en olmadık yerde ve zamanda. O da buna bozulmuyor zaten. Siz artık birbirinize gerçekleri söyleyebilecek samimiyettesiniz. Numara yapmaya ya da görmezden gelmeye ihtiyacınız yok!
9- Bağırsak hareketleriniz günlük sohbet konularınız arasında
Kim ne zaman kabız, ne zaman ishal oluyor, kimin ritmi bozuldu ya da gazı var biliyorsunuz. Çünkü artık bu konuları gönül rahatlığıyla konuşabiliyorsunuz. Hatta biraz da fazla rahat konuşuyorsunuz. Eskiden gaz sancınızdan bile utanırken şimdi neredeyse tuvaletinizin rengi, kokusu ve kıvamını bile anlatacak duruma geldiniz.
10- Onun kredi kartından kendinize doğum günü ve yılbaşı hediyeleri alıyorsunuz
İlk zamanlar özel günlerde, haftalarca birbirinize ne alacağınızı, hangi sürprizi yapacağınızı planlarken artık ya ne istediğinizi açıkça söylüyorsunuz ya da direk birbirinizin kredi kartlarını alıp kendi işinizi kendiniz görüyorsunuz. Bu da romantizmin ölmesinden değil uzun süreli ilişkilerin doğal gidişatından!
11- Eve gelen temizlikçi bazı kıyafetlerin size mi yoksa ona mı ait olduğunu ayırt edemiyor
Birbirinizin yanında o kadar salaş ve rahat giyiniyorsunuz ki artık tarzlarınız bile birbirine benzemeye başladı. Bol ve eski tişörtler, hırkalar ya da sweatshirtler çoğu zaman karışıyor ve yanlış dolaplara giriyor. Kim eline ne geçerse giydiği dönemde haliyle eve gelen temizlikçi de uzun ve bol basket şortlarını kızların dolabına, beş bıçaklı jiletleri erkeklerin çekmecesine koyabiliyor!
12- İlk kez gidilen restoranda bile birbirinin ne sipariş edeceğini bilmek
Sevgiliniz ne yemeyi sever, neye alerjisi vardır, eti nasıl pişmiş ister, çayına kaç şeker atar hepsini biliyorsunuz. Bir restorana gittiğinizde menüden ne seçeceği hakkında bir fikriniz var. Hatta çoğu zaman onun yerine siz sipariş veriyorsunuz. Çünkü o bile neyi seveceği konusunda sizin fikirlerinize daha çok güveniyor. Bu da uzun süreli ilişkilerin monotonluğunu değil aksine samimiyetini gösteriyor.
