Sabanur Kıraç

19 Kasım 2020, Perşembe 11:21

Uzaktan eğitim artı karantina eşittir huni

“Okullar açıldı, açılmadı. Sen gönderiyor musun? Ben göndermeyeyim diyorum. Aman haftada iki gitsin evde çok bunaldı...” derken, hooop yeniden döndük mü uzaktan eğitime... Kimle konuşsam hunileri dizmiş sıraya. En başta da ben. Yemeği evde pişir, evde ye, okulu evde idare et, çocuğa ders yaptır, kafeye/ restorana gitme, marketi bile eve söyle. Sonra da evde huzur bekle. Çocuklarla evde delirmemenin tek yolu önce kendimize sonra onlara kaliteli zaman ayırmak. Şu evde en huzurlu zamanlar herkesin keyif aldığı etkinlikler yaptığımız zamanlar. O yüzden şimdiden günlük planımızı bu şekilde yapalım. Madem çocuklar evde, iç huzurumuz için gününün belirli zamanlarını etkinliğe ayıralım. Ha bu arada aman yanlış anlaşılmasın, evde kalınmasına karşı değilim. Aksine şu lanet hastalığa her zamankinden çok dikkat edilmesi gerektiğinin farkındayım ve alınan her kararın hatta daha fazlasının arkasındayım. Ama bu delirmeyeceğim veya delirirken eğlenmeyeceğim anlamına gelmez!

Bu hafta çocuklarımızla beraber ve çocuklarımız için birbirinden sevimli cüceler yapıyoruz. Uzun sakalları, sivri şapkaları ve koca burunlarıyla her biri ayrı sevimli. Etkinliğiniz bittikten sonra ister yaptığınız cüceler isimler takıp onları konuşturun isterseniz de tepelerine birer ip geçirerek yılbaşı ağacınıza asın!

Bu hafta anne etkinlikleri köşemizde çalı çırpıdan çok ama çok şık bir duvar aynası yapacağız. Yapması çok dinlendirici sonucuysa çok hoş bu etkinliği umarım sizler de keyifle yaparsınız.

Bu hafta size çocuk edebiyatının ne kadar güçlü bir silah olduğunu kanıtlayan bir kitap önereceğim. Sonja Danowski’nin yazıp çizdiği ve Ketebe Yayınları’ndan çıkan Komşudaki Tiyatro sayesinde aklı fikri arabalarda olan oğlumun ilgisini ilk defa yaratıcı bir yöne çekebildim. Kuklalarla oynayıp, onları konuşturmayı seven iki kardeşin hikayesiyle başlıyor kitap. Ama yan evlerine taşınan yeni komşuları kuklalarla değil, uçaklarla, trenlerle, arabalarla oynamayı biliyor ve seviyor. Ta ki bizim kardeşler onu kukla tiyatrosunun büyülü dünyasıyla tanıştırana dek. Sonja Danowski sadece harika bir hikaye yazmamış, onu eşsiz, gerçekçi ve rengarenk çizimlerle de yaşatmış okuyanlara. Oğlumla bu kitabı okurken her sayfadaki detayları incelemek istemesi, kuklaların tek tek isimlerini ezberlemesi ve kitap bitince onun da bir tiyatro sergileme çabası paha biçilmezdi. Hem hikayesiyle, hem mesajıyla hem de görselleriyle oğlumun da benim de ruhumuza işledi bu kitap. Sizin de kütüphanenizde olmasını şiddetle tavsiye ederim.

25 Mart 2020, Çarşamba 13:11

Eski sevgiliyi geri kazanmanın 8 yolu

Neden ve nasıl ayrıldığınız önemli değil. Önemli olan tek şey onu geri siteyip istemediğiniz. Eğer cevabınız evetse sizi zorlu bir süreç bekliyor. Her şeyden önce bunun farkına varmalısınız. “Ama biz birbirimize çok aşıktık” demekle olmaz. Bir anda her şeyin nasıl değiştiğini gördükçe şoka gireceksiniz.

Bir zamanlar gözlerinizin içine aşk ile bakan sevgilinizin şimdi her söylediğinize gözlerini devireceğine şahit olacaksınız. İçinizden “Bu kadar çabuk nasıl bizden vazgeçebilir” diyeceksiniz. Ama ümidinizi kaybetmeyin. Eğer onu gerçekten geri kazanmak istiyorsanız bunu yapabilirsiniz. Biraz sabır, biraz kendini geliştirme, biraz taktik, biraz da olanlarla yüzleşmek tek ihtiyacınız olan şey aslında.

Eskiden yeni olur mu? Yani diğer bir değişle ex’den next yaratılır mı? Bu tartışılır. Bir ilişki bitmişse elbette bitmesi için bir sebep vardır. Ama dedim ya önemli olan bu değil, önemli olan sevgilinizi geri isteyip istemediğiniz ve bunu yapmak için ne kadar emek harcamaya hazır olduğunuz. İşte eski sevgilinizi geri kazanmakta işinize yarayacak 8 madde...

1- Acele etmeyin

Eğer ciddi bir ayrılık sürecinden geçiyorsanız sevgilinizin kalbini tekrar kazanmak o kadar da kolay olmayacak. Öncelikle bunu aklınıza sokmalısınız. Bir gecede onu geri kazanamayacağınızın farkına varmalısınız. Ona da kendinize de zaman vermelisiniz. Aramak ya da görüşmek isterse o sizi zaten arayacaktır. Ama istemiyorsa onu zamanından önce ikna etmeye çalışmanız sadece sizi daha da itici kılacaktır. Onu geri kazanmak için evlilik kartını oynamayı ise aklınızdan bile geçirmeyin.

2- Bir süre tüm iletişimi kesin

Ayrılığın ardından yapabileceğiniz en büyük hata sevgilinizin üzerine gitmektir. Hiç durmadan aramayı, ardı arkası gelmeyen mesajları ve mailleri unutun. İçinizden kapısında yatmak, sabahlara kadar onu ikna etmeye çalışmak ya da ayaklarına kapanmak gelse de serinliğinizi korumanız lazım. Çünkü bu davranışlar sadece onu sizden daha çok uzaklaştırır. Özür dilemek ya da sinirlenip üste çıkmaya çalışmak ilk aşamada işinize yaramayacaktır.

3- Önce kendinize çeki düzen verin

25 Mart 2020, Çarşamba 13:09

Sevgilinin seninle sevişirken düşündüğü 10 şey

Sevişmek bir düşünce sporu değil aslında. Anı yaşamalı, zevk almaya ve zevk vermeye kendini bırakmalı insan. Ama söz konusu kadınlar olduğu sürece bu hiçbir zaman böyle olmayacak. Çünkü her durumda olduğu gibi seks sırasında gereğinden fazla düşünür kadınlar. Kimi zaman kendilerini, kimi zaman karşılarındakini kimi zaman da sevişmenin kendisini sorgularlar. İşte erkekler zevkten dört köşeyken kadınların akıllarından geçen 10 şey! 1- Lütfen durma! Kadınların erkeklerden daha zor ve daha geç orgazm olduğunu daha önce de defalarca kez yazmıştım. Durum böyle olunca kadın mutlu sona ulaşamadan erkeğin işini bitirip pijamalarını giydiği anlar da zannettiğinizden çok oluyor. Bu da kadında büyük bir baskı yaratıyor. Yani adam bitirmeden onun da orgazm olması gerek. Çünkü çoğu erkek kendi işi bittikten sonra birlikte olduğu kadının mutlu olup olmadığını umursamıyor. Sonuç: Seks sırasında yalvaran hatta dua eden kadınlar topluluğu! O yüzden bir kadın size sevişme sırasında “Lütfen durma” diyorsa elinizden geleni yapın eğer yapamıyorsanız da işiniz bittiğinde duruma bir “el” atın!

2- Lütfen dur/ Bitsin artık! Bir sevişmenin kısa sürmesinden daha kötü bir şey varsa o da gereğinden fazla uzun sürmesidir. Eğer kadın artık zevk almadığını belli ediyorsa, fizyolojik olarak da durumdan soğuduğunu anladıysanız (yani kadın kuruyup kaldıysa) ya durmalısınız ya da onu tekrar oyuna çekmeye yani onu tekrar heyecanlandırmaya çalışmalısınız. Siz “Vay be 3 saat seviştik, ne erkeğim ha” diye gururlanırken o, “Allah’ım hiç bitmeyecek sandım” diyor olabilir. Tabii bu kadar uzun süren sevişmeler genelde istisnadır. Ama unutmayın aynı duygular kadının zevk almadığı pozisyonlar için de geçerlidir. Kadın, sırf sevgilisi zevk alıyor diye sesini çıkarmadığı ya da nefesini tuttuğu bu anlarda eziyet hatta acı bile çekiyor olabilir. Bu durumda da erkeğin modunu kaçırmamak için sesini çıkarmamayı ama içten içe bitmesi için dua etmeyi seçiyor olabilir. Kendinizle meşgul olurken arada onun da yüzüne bakmayı, beden dilini okumayı unutmayın!

3- Acaba nasıl görünüyorum? Kadınlar takıntılı yaratıklardır. Yatakta nasıl göründüklerini çok umursarlar. Genelde ışığı kapatmak istemelerinin nedeni de budur! Poposunu, göbeğini, sellilütlerini ve hatta bazen de istenmeyen tüylerini göstermemeye çalışırlar. Memeleri yana kaymasın, küçük görünmesin, göbekleri katlanmasın diye pozisyon bile değiştirmeye çalışırlar. Çünkü sevişirken o Hollywood filmlerindeki yıldızlar gibi güzel göründüklerini hayal etmek isterler. Saçları fönlü, makyajları tam, surat ifadeleri seksi... Bazen kafayı o kadar görüntülerine takarlar ki sevişmeye odaklanamazlar bile. O yüzden kendinize ve seviştiğiniz kadına bir iyilik yapın ve sevişirken arada sırada ona iltifat edin ki hem rahatlayabilsinler hem moda girebilsinler hem de size teşekkür etmenin yollarını düşünebilsinler!

4- Zevk alıyor mu? Kadınlar genellikle erkeklere göre daha az tecrübeli oldukları için sevişirken çoğunlukla kafalarında bin bir soru ile uğraşırlar. “Acaba doğru yapıyor muyum, Zevk alıyor mu, onu mutlu edebiliyor muyum” en çok merak ettikleri şey olur. Bu bazen başarı kaygısından, bazen de erkeğin ereksiyonunu kaybetmesi korkusundan olur. Eğer adam sevişirken mutlu sona ulaşmazsa ya da yarıda bırakırsa bu pek çok kadında “Acaba hata bende miydi” duygusu yaratır. Adamın onu beğenmemesinden ya da yatakta eksik kaldığını düşünmesinden korkarlar. Eğer çok uzun süre sessiz kalırsanız, pozisyon değiştirmeye çalışmaları ya da gereksiz çabalar içine girmeleri de bu sebeptendir. O yüzden arada zevk aldığınızı gösteren sesler çıkartıp onları rahatlatmayı denemek isteyebilirsiniz....

5- Yeterince iyi miyim? Pek çok kadın yatakta diğer kadınlarla karşılaştırılmaktan korkar. Kimi sevişirken eski sevgililerinin nasıl olduğunu merak eder, kimi de kendinden iyi olup olmadıklarını! “Acaba onunla daha mı çok zevk alıyordu” sorusu dünyanın en saçma sorusu olmakla beraber pek çok kadının aklından geçmiştir. Bu kadınların yataktaki tecrübesizliğinden ve özgüven eksikliğinden kaynaklanır. O yüzden gerçek olmasa bile ona iltifat ederek ona azıcık özgüven depolamanız sizin yararınıza olacaktır. Hem daha rahat olmasını hem de yeni şeylere açık olmasını sağlayacaktır.

6- Konuşsam mı? Ses mi çıkarsam? “Şimdi ne yapmam gerekiyor” sorusu da kadınların sevişirken aklından geçenler arasında ilk 10’daki yerini alır. Öyle sessizce, ölü balık gibi yatmak istemezler ama ne yapmaları gerektiğini de bilmezler. Olaya konsantre olamadıkları için de zevk alamazlar. Sevişirken çıkan seslerin doğal yollardan değil de zorlayarak çıktığını sanırlar. Bir yerlerde “Sevişirken erkeğinizle konuşun” gibi bir şeyler okumuşlardır, bunu yerine getirmek isterler ama nasıl yapacaklarını bilemezler! İçlerinden geldiği gibi değil de kalıplara uygun davranmaya çalıştıklarından bazen biraz da saçmalarlar. Bazen de sırf adam çabuk bitirsin diye aşırı zevk alıyormuş gibi gözükmeye çalışırlar!

7- Bu pozisyondan hiç hoşlanmadım! Erkeklerin zevk aldığı her pozisyon kadınları mutlu edecek diye bir şey yok. Keşke olsaydı! Bazı pozisyonlar bazı kadınlara kendini garip ya da önemsiz hissettirebildiği gibi bazıları da canlarını acıtıyor. Eğer canı acıyorsa, durumdan memnun değilse, bunu söylüyor ya da surat ifadeleriyle belli ediyorsa bencilliği bıraksanız iyi edersiniz. Yoksa bir dahaki sevişme talebinizde “Başım ağrıyor” ile karşılaşmanız mümkündür, benden söylemesi! 8- Hadi ama biraz da beni düşün! Pek çok kadın sıranın kendisine gelmesi için içten içe yalvarır ve hatta bazen dua bile eder. Eğer bir kadın size hoşlandığı şeyleri söylediyse ya da gösterdiyse buna dikkat etseniz iyi olur. Sevişmek karşılıklı zevk alınması gereken bir şeydir. Eğer her sevişmenizde sadece siz zevk alıyorsanız bir şeyleri yanlış ya da eksik yapıyorsunuz demektir. Bencilliği bir kenara bırakın ve biraz da onu mutlu edecek şeyleri deneyin ki hem ilişkiniz hem sevişmeleriniz uzun sürsün ve çoğalsın!

9- Gözleri niye kapalı? Başka birini mi düşünüyor?

25 Mart 2020, Çarşamba 12:54

'Asla unutamam' dediğiniz kişiyi unutmanın 8 yolu

Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin unutamadığınız biri mi var? Her yeni sevgilide onu mu arıyorsunuz? Ya da belki de yeni aşklara yelken açmak yerine belki de döner diye onu mu bekliyorsunuz? Onu asla unutamayacağınıza kendinizi o kadar çok inandırmışsınız ki ne kendinize ne de hayata bir şans daha vermiyorsunuz. Ama artık yeter!

Asla unutamam dediğiniz kişiyi unutmak için çalışmalara başlama zamanı geldi. Bunu kendiniz için yapın! Kendinize de ileride yaşayabileceğiniz o daha mükemmel aşklara da bir şans verin!

Ayrılmanızın ya da birlikte olmamanızın bir sebebi vardı değil mi? Herkese söylediğiniz hatta belki de kendinizi kandırdığınız o saçma sebepten bahsetmiyorum. İçten içe her zaman bildiğiniz o “Neden birlikte olamayacağınız”la ilgili sebepten bahsediyorum. Belki sizi hiçbir zaman yeterince sevmedi veya sevemedi... Belki kalbi ve aklı hep başka birindeydi... Ya da belki işin özünde hiç birbirinize uygun değildiniz. Kısaca başka dünyaların insanıydınız. Gerçek sebebi herkesten iyi siz biliyorsunuz. O sebebi artık kabul edin. Artık, “Aslında çok mutluyduk, hiçbir sorunumuz yoktu” yalanından kurtulun. Birlikte olamayacağınızı ve olmamanız gerektiğini ne kadar çabuk kabullenirseniz, onu o kadar çabuk unutabilirsiniz.

Sürekli onu düşünmek yerine sürekli kendiniz için ne yapabileceğinizi düşünün. Tüm dünyanız oydu ve o gidince yaşamak için bir sebebiniz kalmadı gibi hissetmeniz normal. Her büyük ayrılık geride kalana bu hissi verir. Halbuki gerçekler bunun tam tersidir. Yapmak istediğiniz her şey için artık daha çok fırsatınız var. Ayrılığı kendiniz için avantaja çevirin. Gitmek istediğiniz yerlere gidin, yapmak istediklerinizi yapın. Kısacası biraz da kendiniz için yaşayın.

Birini unutmak istiyorsanız onu unutabilmek için kendinize şans tanımalısınız. Onunla her gün görüşür, telefonlaşır, mesaj atar, sosyal medyada gönderilerini takip ederseniz onu nasıl unutacaksınız? Sevişme konusuna hiç girmiyorum bile. İlişkinizi bitirmenize rağmen hâlâ onunla yatıyorsanız kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüğü yapıyorsunuz demektir. Onu aklınızdan ve kalbinizden çıkarmak istiyorsanız önce hayatınızdan çıkaracaksınız. Aynı iş yerinde çalışıyorsanız kendinize yeni bir iş arayın. Aynı mahallede oturuyorsanız taşının. Kulağa çok yorucu ve masraflı geliyor olabilir. Ama ruh ve kalp sağlığınız için gerekliyse hiç durmayın!

Onu görmüyor, onunla konuşmuyor, iletişim kurmuyorsunuz. Ama yine de onun hayatında neler olup bittiğini kendinizinkinden daha iyi biliyorsunuz! Neden? Çünkü tüm köprüleri yakmadınız. Ortak arkadaşlarınızdan onunla ilgili bilgiler toplamaya devam ediyorsunuz. Üzgünüm ama bunu yaparak hiçbir yere varamazsınız! Arkadaşlarınıza onun hakkında hiçbir şey duymak istemediğinizi söyleyin. Yine de size bilgi taşımaya devam ederlerse onlarla da aranıza mesafe koyun. Ailesiyle görüşme kısmını ise tamamen kafanızdan çıkarın. Eğer onlar sizi arıyorsa kibarca bunun sizi üzdüğünü onlara anlatın ve kendilerinden zaman isteyin...

09 Haziran 2017, Cuma 10:30

Kıskançsanız ilişkinizi kurtarmak için uygulamanız gereken 8 şey

Şunu açıkça söyleyeyim “Aşırı kıskançlık aşkı öldürüyor güzelim!” Dünyanın en gözde bekarı da olsanız eğer aşırı kıskançsanız eninde sonunda terk edilmeye mahkumsunuz demektir. Durup dururken, altında hiçbir mantıklı sebep yokken ve muhtemelen haksızken geçirdiğiniz her kıskançlık krizi sevgilinizi sizden biraz daha uzaklaştırıyor çünkü.

Eğer sevdiğiniz kişiyi boğmak, bunaltmak ve sonunda da kaybetmek istemiyorsanız bu huyunuzdan hemen vazgeçmeli ya da mümkün olduğunca törpülemelisiniz. Peki, bunu nasıl mı yapacaksınız? İşte size pek çok psikolojik makalede geçen birkaç yöntem...

1- Neden bu kadar kıskanç olduğunuzu kendinize sorun!

“Benim yapım bu, hep böyleydim” yeteri kadar iyi bir cevap değil. Neden bazı ilişkilerinizde daha çok diğerlerinde daha az kıskanç olduğunuzu bir düşünün. Acaba kıskançlığınızın kaynağı sevgiliniz mi yoksa siz misiniz? Belki de içten içe sevgilinizin sizin için fazla iyi olduğunu düşünüyor ve bu nedenle her an sizi aldatmasını bekliyorsunuz. Belki de kendinize yeterinizce güvenmiyorsunuz. Ya da belki de bu kadar kıskanç olmanızda sevgilinizin hiç günahı yok, belki de tüm günah eski sevgilinizde. Onun sizi aldatması sizi ebediyen yaraladı ve şimdi yeni sevgilinize güvenmekten zorluk çekiyorsunuz? Sebebin ne olduğunu kendi içinizde aramalı ve bulmalısınız. Eğer kıskançlığınızın kaynağı sevgilinizse belki de o doğru kişi değildir. Eğer sizseniz, o zaman bir an önce kendinizi iyileştirmeli, kırılan hangi yanınızsa onarmalısınız. Daha önce yaşadığınız olumsuz tecrübeleri yeni ilişkinize taşımamalı ve birlikte olduğunuz kişiye bir şans vermelisiniz. Kendinizi değerli hissedemiyorsanız, kendinizle barışmalısınız. Kafanızda başka sorular varsa da doğru yanıtları bulmalısınız.

2- Güvenmeyi öğrenin

Sevgiliniz size bir şey anlattığında ilk düşünceni onun yalanını ya da açığını yakalamak olmamalı! Hemen onun yalan söylediğine kanaat getirmek yerine sevgilinize inanmayı seçin. Onu gereksiz yere suçlamalarınız hata yapmasına ve sizden bir şeyler saklamasına neden olacaktır. Bu da ilişkinizin temelinin sarsılmasına neden olur.

3- Geçmişi geçmişte bırakın

Sevgilinizin eski sevgililerini unutun. Yaşanmış ve bitmiş şeylere takılmayın. Kendinizi onlarla kıyaslamaktan vazgeçin! Onlar mı daha iyi yoksa siz mi diye düşünmenizi gerektirecek hiçbir sebep yok. Sevgiliniz sizi seçmiş demek ki sizi onlardan daha iyi görüyor! Siz de kendinizi sevin ve güvenin!

4- Ayağınızı denk alın

Bugünlerden birinde sırf bu gereksiz kıskançlıklarınız yüzünden terk edileceksiniz. Bu bir tehdit değil. Bu bir gerçek. Herkes ilişkinin başında kıskanılmaktan hoşlanır. Ama ilişki ilerledikçe aşırı kıskançlık kabak tadı vermeye başlar. Şimdi sevgilinizin sizi bu kıskançlık krizleri nedeniyle terk ettiğini hayal edin. Hala o saçma kavgaları çıkartmak istiyor musunuz? Eğer davranışlarınızı düzeltmezseniz eninde sonunda terk edileceksiniz!

19 Mayıs 2017, Cuma 13:10

Sevgilinizin sizi gizli gizli ve duygusal olarak aldattığının 10 işareti

Henüz sevgilinizin eli başka birinin eline değmemiş olabilir. Sizden başkasına dokunmamış, öpmemiş, onunla sevişmemiş de olabilir. Ama bu aldatılmadığınız anlamına gelmez. Belki de sevgiliniz gizliden gizliye başka biriyle flörtleşiyordur. Belki başka birine karşı bir şeyler hissediyordur. Belki de o kişiye ümit bile veriyordur.

Sizce bu da yeterince aldatma sayılmaz mı? Bence sayılır. Sizce de öyleyse belki de bu aldatmanın işaretlerini merak edersiniz diye derledim. İşte sevgilinizin sizi gizli gizli ve duygusal olarak aldattığının 10 işareti:

1- Gizemli davranıyorsa


Eğer yakınlarda özel bir gününüz yoksa ve sevgiliniz size büyük bir sürpriz parti veya hediye hazırlamıyorsa durup dururken neden gizemli davrandığını merak etmek hakkınız. Sizden telefonunu saklıyor, sosyal medya hesaplarında veya WhatsApp'ta gizli gizli birileriyle yazışıyorsa... Gittiği yerleri, görüştüğü insanları gizliyorsa bu işte bir iş olabilir.

2- Sosyal medyada bireysel ve göndermeler içeren şeyler paylaşıyorsa


Bir zamanlar her sosyal medya paylaşımı ikinizle ilgili olan sevgiliniz artık sadece kendi fotoğraflarını paylaşıyorsa... Bu da yetmez gibi altına birilerine gönderme yapan içerikler yazıyorsa... Ne demek istediğini sorduğunuzda da sizi geçiştiriyorsa en azından ayıp ediyor diyebiliriz. Ama keşke o kadarla da kalsa. Sizi duygusal olarak da aldatmasa...

02 Mayıs 2017, Salı 10:05

Yatak odasında özgüven kazanmanın 8 yolu

Dünyada sayılı Victoria’s Secret meleği ve Calvin Klein erkeği olduğuna göre çoğumuz fiziksel olarak onlar kadar şanslı değiliz demektir. Her ne kadar sıfır beden modası da baklava dilimli vücut baskısı da geçtiğimiz senelere göre azalmış olsa da pek çoğumuz hala yatak odasında fiziğimize yeterince güvenemiyoruz.

Fazlalıkları saklayan kıyafetler çıktıktan sonra ışıkları kapatmayı ve belirli yerlerimize dokunulmamasını tercih ediyoruz. Halbuki yatak odasındaki hazzın ve başarının temeli önce insanın kendini ve kendi fiziğini sevmesiyle başlıyor. Eğer siz de sevişirken vücuduna güvenemeyenlerdenseniz korkmayın, yalnız değilsiniz. Hatta çoğunluğun içindesiniz. Ama gelin bugün bu gerçeği değiştirmek için bir şeyler yapalım ve size yatak odasında vücudunuza güvenmenizi sağlayacak bazı maddeleri sıralayalım...

1- Önce çıplaklığınıza alışın


Geceleri yatağa çıplak girin. Aynanın karşısında vücudunuzu inceleyin. Öncelikle kendi çıplaklığınızla barışın. Vücudunuzdan utanmaktan vazgeçmenin ilk yolu onu tanımaktan geçer. Hatlarınızı, iyi ve iyi olmadığını düşündüğünüz yerlerinizi sevmek sizin elinizde. Siz kendinizi sevdikçe, vücudunuza güvendikçe (mükemmel olmasa bile) o enerji karşı tarafa da yansıyacaktır.

2- Ne hissettiğinize odaklanın


Vücudunuzun nasıl göründüğüne kafayı takmak yerine partnerinizin size nasıl hissettirdiğine odaklanın. Zevk almak istiyorsanız konsantre olmalısınız. Başka şeyler düşünmek hele de olumsuz şeylere kafa yormak orgazm olmanızı zorlaştırır.

3- Kendinizi acımasızca eleştirmekten vazgeçin


Partneriniz sizi beğenmiş ki sizle yatağa girmiş. Demek ki kendinizi eleştirdiğiniz ya da güvensiz hissettiğiniz kadar karamsar bir durum yok ortada. Ayrıca siz vücudunuzda beğenmediğiniz şeyleri söyleyerek sadece onlara daha fazla dikkat çekmiş olursunuz. Belki de partneriniz göbeğinizden çok boynunuzdan ya da gözlerinizden veyahut bacaklarınızdan etkileniyor. Belki de onu tahrik eden yeriniz başka bir yer ve siz ona zorla hoşlanmadığınız yerinize odaklanmasını söylüyorsunuz.

4- Sporun faydasını göreceksiniz


Spor yapın. Zayıflamasanız bile sıkılaşırsınız. Sıkılaşmasanız bile esnekleşirsiniz. Yatakta iyi olmak istiyorsanız da esnek olmanın faydasını her zaman görebilirsiniz! Ayrıca spor yapmak mutluluk hormonu da salgılatacağı için her türlü kardasınız.

5- Doğru iç çamaşırları giymelisiniz