Filiz Aygüngüz’ü Milliyet Sanat ve Milliyet Kültür- Sanat sayfalarından tanıyorum. ‘Kaç Zil Kaldı Örtmenim?’ Filiz’in ilk romanı. Buna rağmen ‘Kaç Zil Çaldı Örtmenim?’i elimden bırakamadım. Yazar, pek bilmediğimiz Diyarbakır’ı çok anlamlı bir şekilde anlatmayı başarıyor. Gece yarısı silah sesleri arasında PKK, Hizbullah ve asker kontrolünde geçen zamanları bu romanda okurken cesur bir öğretmeni gördüm. Haftanın kitaplarına gelince;
DİLİN YOKSA YALNIZMIŞSIN
Kaç Zil Kaldı Örtmenim?
Filiz Aygündüz/Doğan Kitap
[[HAFTAYA]]
Hayata bir adım geriden başlamak, kadını daha güçlü kılıyor. Küçük bir Diyarbakır kasabasına atanan yirmi üç yaşında bir öğretmen... O güne kadar İstanbul’daki güvenli evinde, ancak televizyon haberlerinde seyrettiği “uzaktaki köy”de yeni bir hayata başlar. Bu kitabı okurken “İki Dil Bir Bavul” adlı film aklıma geldi. Türk öğretmenin, uzak bir Kürt köyündeki bir yılı anlatılıyordu. Öğretmen Kürtçe bilmez, çocuklar Türkçe... Bu kitapta da benzer temalar var. Filiz Aygündüz’ün samimi anlatımıyla farklılıkları, kimlikleri, dili, ölümü ve hayatı sorguladığı ‘Kaç Zil Kaldı Örtmenim?i mutlaka okumalısınız.
FANTASTİK VE SOYUT BİR EDEBİYAT
Karanlık Oda
Hakan Bıçakçı/İletişim Yayınları
Hakan Bıçakçı’nın beşinci romanı psikolojik gerilim türünde. Roman, İstanbul’da yalnız yaşayan genç bir adamın, bir gece otobüste uyuyakalmasıyla başlıyor. Son durakta uyandırılıyor. Tuhaf, her şeyiyle kendine yabancı bir mahallede... O gece mecburen orada kalıyor. Düzenli hayatına döndüğünde hiç bir şey eskisi gibi devam etmiyor. Çünkü ertesi gün omzunda bir ize rastlıyor: Bir morluk... Ve bu izler çoğalıp tüm vücuduna yayılıyor. İzlerin tek sorumlusunun kendisi olduğunu öğrenince hayatı kâbusa dönüyor. Psikolojik gerilim sevenlere şiddetle öneririm.
BİR PİYANİSTİN TÜRKİYE’Sİ
İçimdeki Türkiyem
Anjelika Akbar/Türkiye İş Bankası
Besteci ve piyanist Anjelika Akbar’ın, Türkiye’deki 20 yılını anlattığı ilk kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı. Kazakistan’da, müzisyen bir ailede dünyaya gelen Akbar ilk kitabında, 4 Aralık 1990’da ilk kez uluslararası bir belgeselin bestecisi olarak geldiği İstanbul’a, Türkiye’ye bağlanış öyküsünü sıcak ve samimi anlatımıyla paylaşıyor. Akbar, Türkçe yazdığı, 14 bölümden oluşan kitabında geldiği andan itibaren yaşadıklarını, gözlemlerini, deneyimlerini, İstanbul’u, Türk insanını, yeni bir dili öğrenmeye ve anlamaya çalıştığı ilk iki yıl süren suskunluğunu, kurduğu dostlukları samimiyetle aktarıyor.
TEMEL BESLENME BİLGİLERİ
7’den 70’e Taş Devri Diyeti
Prof. Dr. Ahmet Aydın/HayyKitap
Bu, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız, hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizi nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilk.
BİTMEYEN BİR KIŞ
Soğuktan Korkmayan Tek Kuş
Zoran Drvenkar/Resimleyen: Martin Baltscheit/Günışığı Kitaplığı
Dünya edebiyatının özgün ismi, gençlere olduğu kadar yetişkinlere de yazan Zoran Drvenkar, çocuklar için yarattığı bu masalda, mevsimleri ve dünyanın yıllık döngüsünü benzersiz bir kurguyla anlatıyor. Bitmek bilmeyen acı bir soğuğun hüküm sürdüğü dünyada, bir çocuğun kış mevsimiyle yüzleşmesini anlatan kitap, şairane bir öyküden fazlası. Okurlarını komik bir karakter olan Kuş’la tanıştıran yazar, çok boyutlu, sıradışı bir dünya anlatırken çocuk ve yetişkin gerçekliği arasındaki uçurumu da gözler önüne seriyor. Martin Baltscheit’ın etkileyici, renkli desenleriyle bezeli kitap, modern anlatımıyla da bir çocuk klasiği olarak kabul edilmekte.
PAMUK HELVA TADINDA BİR KİTAP
Sinemayı Seven Çocuk
Kemal Özer/Tudem Yayınları
Kemal Özer’in ölümsüz kaleminden sinemanın büyülü dünyasına doğru ‘nostaljik’ bir yolculuk. ‘Sinemayı Seven Çocuk’ usta yazar Kemal Özer’in çocukluğundan kesitler sunan, anı tadında okunacak keyifli bir öykü kitabı. Çocukluğu İkinci Dünya Savaşı yıllarına denk gelen Kemal Özer, sinemayla nasıl tanıştığını ve daha sonra kendini nasıl onun büyülü dünyasına kaptırdığını renkli anekdotlarla anlatmış. Kitap, çocukları, televizyonun icadının bile bilinmediği, tek eğlencenin sinema olduğu sıkıntılı savaş günlerine götürüyor.