Giriş
İşyeri maaşımızın artık bankaya yatacağını söyledi, bir de kredi kartı geldi. Derken ikinci aydı banka değiştirdiler ama ilk bankanın kartı elimizde, ben henüz zarfından çıkarmamışken bana kart borcu geldi. Nedir dedik, kartı sigortalamışlar. Ödemedim, bir süre daha geçti yine bir bildirim, bu defa 120 TL borç. Ama kart hâlâ zarfta. Bu sefer hem kart sigortası hem de kart ücreti. Yine ödemedim şimdi de takibe almışlar. Bu ne demek, ben ne yapayım? Y.B.
Dünya medeniyetin nimetlerinden yararlanıyor, biz bu nimetlerden yararlanmaya kalktığımızda başımıza bela alıyoruz. Bu kart meselesi de öyle oldu. Şimdi aklı başında olanlarımız şu kartlardan virüsten kaçar gibi kaçmaya başladık. Önce şunu söyleyeyim. Her ücret bir hizmetin karşılığıdır. Hizmet yoksa para da yoktur. Size kart veren banka size hizmet ettiği sürece sizden para alma hakkına sahiptir. Örneğin kart aidatı adı altında para almak yasal değildir. Kartın kullanılması halinde para alınır.
[[HAFTAYA]]
Bu iş mahkemelere kadar gitti sonrasında ancak sözleşmede yer aldıysa kart bedeli alınabilir haline geldi. Ancak bunun da geçerli olması için sözleşmenin de tüketici haklarında gösterilen şartları taşıyan bir sözleşme olması lazım. Sizin sigorta bedeliniz ancak sizin talebiniz veya kabulünüz halinde mümkündür, böyle bir talebiniz olmadığına göre sigorta bedeli de ödemezsiniz. Bu durumları önce tüketici hakları hakem heyetine götürün. Kaymakamlık bünyesinde bulunuyorlar ve iyi kararlar veriyorlar. Gerekirse sonradan tüketici mahkemelerine başvurmak gerekebilir ama bunları yapmaktan çekinmeyin zira bu başvurular ve davalar harçsızdır, yani masrafsızdır. Vatandaş bu yollara başvurmadıkça cebindeki paradan olacaktır. Bir ipoteğin kaldırılması yazısı -ki neticede beş satırlık bir yazıdır- için vatandaştan en az 100 lira alınmaktadır. Bunları akıl almaz ama vatandaşa bir mecburiyet olarak tanıtılıyor, oysa ki değildir. Yazıktır, günahtır.
