Tamer Heper Umarım yanlış anlamışsınızdır
HABERİ PAYLAŞ

Umarım yanlış anlamışsınızdır

Haberin Devamı

Küçük bir işhanının girişinde iki metrekarelik bir alanın tapulu sahibiyim. Burası çay ocağı olmak üzere inşa edilmiş. Bir bağımsız bölüm maliki buranın ortak alan olduğunu iddia ederek dava açtı, davayı kaybetti. Buranın bağımsız bölüm olduğu, bana ait olduğu tespit edildikten sonra hakim 33’üncü maddeye göre benim bu yeri çay ocağı olarak işletmem için bana 30 gün süre verdi. Böyle emirle işyeri açılır mı? Üstelik işhanının altında çayı kahvesi olan pastane var, yani ben işyeri açsam tek bardak çay satamam. Üstelik benim yapacağım iş de değil. Böyle karar olur mu? H.K.

İlginç. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 33’üncü maddesi hakime gereken hallerde uygun bulacağı kararı verebileceğini söylüyor. Ancak bu tedbir makul ve mantıklı olmalı. Sair hukuki konularla çatışmamalıdır. Sizin olayınıza benzer olaylar şöyledir: Bir bağımsız bölümün ne maksatla kullanılacağı tapuda görülür. Meskendir, işyeridir, depodur.

[[HAFTAYA]]

Bunlar tapu kütüğünde ve tapu senedinde görülür. Ancak buna aykırı davranış görülmektedir. Örneğin meskenlerde işyeri açılması, deponun meskene kiralanması gibi. Bu gibi hallerde mahkemeye başvurulduğunda hakim örneğin otuz gün içinde eski hale getirilmesi kararı verir. Yani işyerine dönüştürülen meskenin yeniden mesken haline getirilmesine veya mesken haline dönüştürülen deponun yeniden depo haline dönüştürülmesine karar verir. Sizin olayda olsa olsa tapuda işyeri (çay ocağı) olarak görülen bu yeri, yine örnek olarak söyleyeyim, depoya çevirdiyseniz hakim işyerine dönüştürülmesi için size otuz gün süre verebilir. Ancak size bu yeri çay ocağı olarak işletmek için süre veremez. Çünkü herkes ticaret yapmakta serbesttir. Bu bir özgürlüktür. Dolayısı ile size zorla çay ocağı işleteceksin demek sizin temel özgürlüğünüze müdahaledir. İster bir işyeri açarsınız, isterseniz açmazsınız, açma konusunda zorlanamazsınız. İşyerini mesken yapma denilir ama işyerinde gel çay ocağı aç işlet denmez. Diyorum ki yukarıda anlattığım şekilde, acaba dükkanı-işyerini eski haline getir gibi bir karar çıktı da siz mi yanlış yorumluyorsunuz? Bir de yeri gelmişken bir noktaya daha dikkat çekmek isterim. Tapuda bağımsız bölümlerin mesken, işyeri, depo olarak tescili mümkün. Ancak işyeri ayırımı yapmak yanlış. İşyerini örneğin, manav veya kasap diye nitelemek olmaz. Bunun tescilinin tapuda yapılmaması lazım. Ancak yapıldığını görüyorum. Bu husus da kısa zamanda önemli problemlere neden oluyor. İş kolu açıkça belirtildiğinde onu, “bu yer işyeridir” diye anlamak gerekir. Dikkat çekeyim istedim.

İflas etmemiş

Babam iflas etti. İki evi var ikisi de ayrı kişilerce haciz edildi. Ancak yeni yasaya göre bunlardan biri haczedilemezmiş. Bu doğru mu? ?A.A.

Önce şu iflas konusunu açıklığa kavuşturalım. Babanızın iki evinin üzerinde iki kişinin haczi varsa ve bu takip sürüyor ise babanız hukuki anlamda iflas etmiş değildir, buna sadece borca batmak denilebilir. Şayet hukuken iflas etmiş olsaydı babanızın malları ile ilgili takip süreci iflas masası tarafından yapılırdı. Bu önemli bir detay onun için açıkladım. Bir insanın hukuken iflası mahkeme kararı ile olur. Karardan sonra da mallarının idaresi iflas masasına verilir. Babanız borca batık yani borcunu ödemede acze düşmüş. Bu nedenle alacaklılar icra takibi yapmış ve takip kesinleşmekle mallarına haciz tatbik etmişler. Bu hukuken iflas değildir. Bu durumda oturmakta olduğu, ihtiyacına yeter miktardaki evinin satışına izin verilmez. Buna meskeniyet iddiası denilir ve yeni bir kanun da değildir. İcra İflas Kanunu’nun bir hükmüdür. Ancak bunun için babanızın meskeniyet iddiasında bulunması lazımdır. Bu halde sosyal durumuna uygun meskeni üzerinden haciz işleminin devamı yapılmaz. Şayet mesken makul ihtiyaçların dışında, değerli bir mesken ise bu halde satışı yapılır, ihtiyaca yeter miktarda para babanıza aktarılır, gerisi alacaklıya ödenir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder