Yasemin Candemir Dizi ve reklam senaryolarını önce bir psikolog okusa keşke...
HABERİ PAYLAŞ

Dizi ve reklam senaryolarını önce bir psikolog okusa keşke...

Haberin Devamı

Çocuklar Duymasın'ın pazar akşamı yayınlanacak yeni bölümünden ilk fragman geldi. Yeni bölümde Gönül karakterinin öldüğü iddia edildi. “Bunu duyar duymaz ilk tepkim psikolojik bir danışmanla çalışmadıkları ne kadar da belli” oldu. Çocukların ruh dünyasından bihaber reklam filmlerine çok alışığız. Fakat ailelerin birlikte uzun yıllardır seyrettiği, hatta öncesinde mısırların patlatılıp TV karşısına geçildiği bir dizi ise pedagojiye konu olan, çıldırmak içten değil.

Ne demek genç yaşta, hiçbir hastalığı olmadan öldü demek. O karaktere bağlananlara, sevenlere özellikle de çocuklara nasıl açıklayacaklar durumu. Bu öldü haberinin sonradan başka bir formüle çevrileceğini de okudum. Ama başlangıçta yaydıkları haber, yeterince korkutucu ve sinir bozucu olduğu için bundan sonra ne yaptıkları, durumu nasıl pozitive edecekleri beni çok da ilgilendirmiyor açıkçası.

Dizi ve reklam senaryolarını önce bir psikolog okusa keşke...

Hadi pedagojik bir danışmanla çalışmadınız. Hepiniz iyi anne-babasınız ve çok iyi biliyorsunuz ya, dizinizde kızı için gerçekten formasyonlu emek veren Pınar Altuğ’dan görüş almakta mı aklınıza gelmedi? Diziyi canlandırmak, daha fazla izleyici çekmek ya da Zeyno Günenç diziden ayrılmak istediği için yaptığınız manevra ciddi şekilde ters tepti bilesiniz.

Psikolojik açıdan senaryoları inceletmek hem dizi hem de reklam sektörünün kuralı olmalı. Her şeyi ince eleyip sık dokuduğunu ilan eden RTÜK bunu olmazsa olmaz ilan etmeli gerekirse. Gerçi silahlar, bombalar, cinayetler dizilerde havada uçuşurken neyin psikolojisinden, hangi çocuğun önemsendiğinden bahsediyorsun diyeceksin eee o da doğru. Çocuklar Duymasın bu dizi furyasının içinde bizden, gerçekçi, yönlendirici hatta öğretici bir misyon üstlendiği için eleştiri oklarımın hedefinde. Bu yüzden en çok onların daha dikkatli olması gerekiyordu zannımca.

Geçen yıllarda Lumberjack’in reklamları dönmeye başladığında da aynı tepkiyi vermiştim. “Aaa ne güzel geri dönmüşler Türkiye’ye diyecektim” ki, lafım boğazımda takılı kalmıştı. Yıllar önce oğlu trende kalan ve kapı kapandığı için oğlunun peşinden metrelerce sürüklenip ölen anneyi hiçbirimiz unutmamışken reklam hepimizin kanayan yarasını açmıştı. Lumberjack reklamında da oğlan trende kalıyor ve kapı kapanıyordu.

Ellerine mama sandalyesinde cep telefonu verilip çekilen bebekler, sadece çikolata ve cips yiyince neşelenirsin mesajı içeren reklamlar içimde aynı kaçma, kusma hissini yaratıyor sadece.

Dizi ve reklam senaryolarını önce bir psikolog okusa keşke...

Yüksek otizm riski var bu yüzden üç yaşına kadar hiç, beş yaşına kadar ise günde 40 dakikadan fazla ekran yüzü görmemeleri gerekiyor. Benim oğlum 10 yaşında hala süreleri kısıtlı. Biraz fazla kaçsa anne-baba birlikte dengemiz kaçıyor, nasıl kapatacağımızı şaşırıyoruz. Eskiden bu kadar kolay ulaşılamıyordu doğru pedagog görüşlerine. Şimdi sayfalar ayrılıyor gazetelerde, dergilerde toplum bilinçlensin diye.

Reklamları çocukların sağlığı yönünden seyretmeyi deneyin olur mu? Bu kısacık görüntülerin en az diziler kadar reytingi, bu yüzden de toplumsal sorumluluğu var. Korka, korka televizyon seyrettirmeyelim çocuklara. Anneler bilinçlensin diye elimiz bilgisayara yapışmışken siz de destek oluverin ucundan bu sorumluluğa.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder