Yazgülü Aldoğan Dibin dibine vurduk mu, daha var mı?
HABERİ PAYLAŞ

Dibin dibine vurduk mu, daha var mı?

Yaşıtlarımla son olayları konuşurken hep aynı şeyi söylüyoruz: Şu ömrümüzde neler gördük ama böylesini görmedik! 12 Mart, 12 Eylül’leri yaşamış bir nesiliz biz. Kaç darbe gördük. Başbakan, iki bakan asıldı. Ona inat, üç gençlik lideri asıldı. Üniversitelerden, adaletten, binlerce öğretim üyesini, memuru, doktoru, hakimi, savcıyı herkesi attılar. Neler neler. Ama sokakta iki canlı bomba kendini patlatıp da 100’den fazla kişiyi öldürmemişti hiç! Meydanda kol bacak parçaları uçuşmamıştı! Irak’ta olurdu bunlar. Libya’da. Lübnan’da. Çarşıda pazarda bomba yüklü kamyon patlar, insanlar ölür. Vah vah deriz. Biz hiç böylesini yaşamadık!

Haberin Devamı

Başkentin göbeğinde

Diyarbakır’da, Suruç’ta olduğu zaman, orda bir köy var uzakta durumu. Üzüldük. Kahrolduk. Ama başkent Ankara’da olması ne demek biliyor musunuz? Dibe vurduk demek! Bundan sonrası Suriye! Bunu mu kastetmişti, “Kaosu seçtiniz” derken birileri? Daha da beteri var tabii, dibe vurmanın. Yapanın yanına kâr kalması. Kim olduğunun, niye olduğunun bile bulunamaması. Diyarbakır, Suruç belli mi? Afaki laflar. Birkaç maşa. Kim niye yaptırdı belli mi? Bir mafya babası ülkenin en büyük partisine destek için miting yapıp da “oluk oluk kan akacak” dediği zaman, önce o parti bağırmalı, “Sen kimsin de bana destek çıkıyorsun, haddini bil, şerefsiz!” diye. Çıt yok. Savcı ensesinden tutup sorgulamalı: “Ne demek oluk oluk kan akacak?” diye. Tık yok. Burası Libya mı? Dibin dibi de mi var? Var: Üç bakan çıktı meydane, biri “zafiyet yok” dedi. Biri “İstifa edecek misiniz?” diye sorulduğunda güldü. Biri de uyudu! Dibin dibi burası.

Kimin hükümeti?

Bitmedi, dahası var: Başbakan çıkıp “Bu hükümet, AKP hükümeti değil” demesin mi? Seçim hükümetiymiş. AKP’li olmayan var mı içinde? YOK! Dibin dibi bunların halkı aptal yerine koymasıdır. Dibin dibi, Ahmet Hakan gibi bir gazeteciye 4 çakal tutulup saldırtıldığında, “Örgütlü hareket yok” deyip hepsini salıvermektir. Dibin dibi, bütün bunlar olurken her şeye rağmen susup oturmaktır. Biz bu kadar fecisini görmedik. Yazıklar olsun!

Haberin Devamı

Bombalar niye sadece bu mitingde patlıyor?

Şunu soralım: Barış mitingini önce hükümet yanlısı sivil toplum örgütleri yaptı Ankara’da: MÜSİAD, TOBB filan. Hiç bir şey olmadı. Sonra Devlet adı altında AKP yaptı İstanbul’da, Kazlıçeşme’de bir milyon insan toplandı, kimsenin burnu kanamadı. Ne zaman ki ülkemizde ne kadar sol kalmışsa, DİSK, KESK gibi sendikalar, mimarlar, doktorlar, avukatlar, CHP - HDP, Aleviler, Kürtler, gençler barış mitingi yapmaya kalktı...

Daha toplanmaya başlarken iki bombayla PARAMPARÇA oldular! Bunun yanıtını versin DEVLET! AKP yaptı demiyorum ama bunun yanıtını, hatta önceden alınmış istihbaratını ve önlemini istiyorum. Bir avuç solcudan bu ne korkudur? Bu ne nefrettir? Ne yaptı bu ülkede solcular şimdiye kadar? İktidara bile gelemediler! Hiç kimseye bir kötülükleri dokunmadı. Ülkenin aydınlık yüzü onlar.

Kendilerine bile bir hayırları olamadı. Ama bir solcu nefreti, sosyal demokrata bile tahammül edememe durumu nedir? Bu ülkeyi hep sağcı iktidarlar yönetti, hep milliyetçi muhafazakâr, din istismarcıları yönetti. Solcular hem askerden, hem devletten, ülkeyi yönetenlerden hep baskı gördü, inim inim inledi. Şimdi de toplu ölümü tadıyorlar? Siz ne insafsız, ne imansızsınız yahu?

Haberin Devamı

Kanı durdurmak için ne lazımsa yapmak

7 Haziran seçimlerinden bu yana Cumhuriyet Gazetesi’nin pazar günkü derlemesine göre, tam 694 kişi ölmüş. Bu satırların yazıldığı saate göre 700’ü geçmiştir. Kılıçdaroğlu, umutsuz ve canhıraş bir şekilde “Akan kanın durması için ne lazımsa yapmaya hazırım” diyor. Ne gerekiyorsa, ne istiyorsanız! Hani neredeyse Başkan olmana bile razıyım, yeter ki kan akmasın diyecek.

Yok işte orada dur. Bu kan onun için akıyorsa, daha çok akmaması için dur! Ama 1 Kasım’a kadar, artık ne CHP, ne HDP miting filan yapmasın, toplanmayalım, canımıza kastettiler, boşa çıkaralım

Sıradaki haber yükleniyor...
holder