Yazgülü Aldoğan Üzülmeyin, İmam Hatip'e gitmek şart değil!
HABERİ PAYLAŞ

Üzülmeyin, İmam Hatip'e gitmek şart değil!

Haftasonunun haberi TEOG’un açıklanmasıydı. Tercih yapmayan 40 bin öğrenci, istemediği halde bir imam hatip lisesine yerleştirildi. Medyada öne çıkan, gayrımüslimlerin bu okullara yerleştirildiği saçmalığıydı ama ille de rum ya da ermeni mi olmak lazım? Çocuğunu sünni mezhebinin dini doğmaları içinde yetiştirmek istemeyen bir entellektüel, ya da alevi olamaz mısınız? İmam hatip demek, kızların tesettüre büründüğü, kız erkek ayrı okuyan, teorik ve pratik din derslerinin yoğun olduğu bir eğitim; ayrıca sorgulama, bilimsel düşünceden çok biat kültürünün verildiği bir insan biçimlendirmesi. Bunu istemiyorsanız aslında zorlama yok. Özel okullara kayıt yaptırabilirsiniz, tabii yılda en az 20-30 bin TL ödeyebilecekseniz? Şaka gibi, onlara da 11 saat seçmeli din dersi koymayı düşünüyorlarmış!

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Askeri Casuslar Beşiktaş’daydı

İçeride bir tek onlar kaldı. En son bir üsteğmen daha olduğunu farketmişler, İçeridekiler 6 oldu. Dışarıda kaçak olan 43 kişi. İçine girdikçe anlıyorum ki bu dava aslında Balyoz’dan da, Ergenekon’dan da daha irrasyonel! Dertlerini kimseye anlatmaya fırsat bulamadan casusluk, kadın satıcılığı, fuhuş, nelerle suçlandılar; kendilerini savunamadan mahkum oldular, seslerini duyuramadan Yargıtay onayladı, tek güvendikleri Anayasa Mahkemesi kaldı. Onun da kararı gecikiyor! Avukatlarına son tutuklanan polislerin kumpasçılar içinde olup olmadığını soruyorum, ‘neredeyse hepsi’ diyorlar ve çoktan suç duyurularında bulunmaya da başlamışlar. Adaletin gerçekleşmesi için sadece onların kurtulması değil, öbürlerinin de cezalanması gerekiyor!

Sivas, şimdiden başarmış

Bu bir şans mı, yoksa yetenek ve çalışmanın sonucu mu? Yozgat’ta doğup büyüyor, sonra çekip Almanya’ya gidiyor, eğitimini almadan, kendinizi film endüstrisinin içinde buluyorsunuz. Bir iki kısa metrajdan sonra memlekete dönüp doğduğunuz bozkırın içinde, hikayesini yazdığınız bir filmi çekiyor ve Venedik Film Festivali’nde ana yarışma bölümüne seçiliyorsunuz! Ki bu bir Türk yönetmenin başına ilk kez geliyor! Genç yönetmen Kaan Müjdeci’nin filmi “Sivas”ı izledim. Film bittikten sonra karnıma bir yumruk yemiş gibi hissettiğim için kendini dışarı ilk atan ben oldum ve fırçayı da yönetmenin kendisinden yedim! Basın toplantısı yapmak için heyecanla gösterimin bitmesini bekleyen Kaan, “Film bitmeden nereye gidiyorsunuz?” diye söylendi. “Ama film bitti” dedim. Bu kadar etkileyici bir film yaptığı için kendisini kutladım, barıştık. Filmin tamamı Yozgat’ın küçük bir köyünde geçiyor, oyuncuların neredeyse tamamı da o köyde yaşayanlar! Sivas’ı dövüş sonrası öldü sanıp bıraktıkları için sahiplenen Aslan köyün “Prens” olmak isteyen asi çocuğu. Kırsalın acımasız yaşamı, akıl yürütmesi içinde gidip geliyor, insanıyla hayvanıyla onların yaşamını değiştirmek için uğraşmak istemenin yanında bunun ne kadar da zor olduğunu düşünüp kararıyorsunuz! Kaan Müjdeci, Venedik’e seçilerek bile büyük bir başarı sağlamış, sonrası gelir. Film daha çok ödül alır.

Haberin Devamı

Sıradaki haber yükleniyor...
holder