Giriş
Gastronomi araştırmacıları ve yazarları olan bizler bu sayfalara bilgi aktarırken her türlü gelişimi takip etmemiz gerekiyor. Son iki haftadır, uzun zamandır uzak kaldığım alışveriş merkezlerinin ‘foodcourt’ yemek alanı hakkında gözlem yapmaktayım...
Bir dönem uluslararası fastfood çılgınlığı yaşanan ‘Foodcourt’larda (alışveriş merkezlerindeki yemek alanları) müthiş bir değişim yaşanmakta. Foodcourt yani yemek alanı ziyaretçileri son duruma göre karın doyurmak için ucuz fiyat arayanlar ile lezzet-fiyat dengesi arayanlar olarak ikiye ayrılıyor. Bu doğrultuda akılcı davranan bazı alışveriş merkezleri ise iki gruba ayrı noktalarda hitap etmek üzere sınırları çizmiş görünüyorlar. Bu sınırlar nasıl çiziliyor derseniz metrekare hesabı ile kuzey-güney cepheleri olarak ifade edebiliriz. Promosyonlar bu işletmelerin en büyük kozu. Eğer lezzetiyle farklılık yaratıp fiyatını biraz yükseltmeye kalkan olursa biraz ‘ayvayı yiyor’.
Çok daha net söylemek gerekirse kişi başı fiyatınız 10 TL’nin üzerindeyse foodcourt’ta işiniz olmamalı. Bu arada rekabet öyle yoğun ki sadece fiyat adaptasyonu da yetmiyor, garsonlar tezgahların önünden sarkıyor ve ucuz turist bölgelerimizden alıştığımız ‘müşteri çağırıcı’ davranışları sergiliyorlar. Fiyatlar açısından biraz daha burnu havada olan, yemek ve hizmet kalitesine özen gösteren, kişi başi averaj hesap fiyatı 15-20 TL arasında olanlar sınırların ötesinde kalıyor, hali hazırda tanınan bir marka ise şansı oluyor, yoksa ezilip gidiyor. Öte yandan verilen hava paraları da öylece eriyip gidiyor.
Biraz da yemek içerikleri olarak incelediğimizde eskiye göre farklılıklar gözlememek imkansız. 2-3 uluslararası fastfood zinciri dışında nüfusu azalmak bilmeyen kahveciler, tatlıcıdan dönme cafe menüleri, vitaminciler, mısırcılar derken köfte, döner, köfte, döner ve yine köfte!!! Halkımız et seviyor anladık ama bu kadar aynı tercih de yapılır mı kardeşim diye kendi kendime sorup duruyorum. Gastronomi araştırmacısı olarak benim asıl sıkıldığım nokta seçilen malzeme de bir kenara, tüm bu köftecilerin ve dönercilerin üç aşağı-beş yukarı aynı menüye sahip olması ve kendilerini farklı konumlandırmak üzere hiçbir gayret göstermeyişleri. Bugün 1 hafta sürecek bir araştırma sonucu mevcut sunumlara çeşitlilik getirilebilir, düşük maliyetli birkaç ek malzeme ile her türlü hedef kitleye yönelik çalışmalar yapılabilir.
Bu yazıdan çıkartılmasını arzu ettiğim mesaj şu: Lütfen, ‘Foodcourt’ deyip geçmeyin, sadece ucuz fiyata razı olmayın, beklentinizi arttırın, istikrarı ölçümleyin ve çocuklarınıza onları mutlu edecek sağlıklı yemekler yedirin. Şimdi sizi Zeyno usulü köfte tarifim ile baş başa bırakıyorum:
Tatlı & Ekşi Soslu Köfte
Malzemeler:
* 500 gr top köfte * 2 adet konserve ananas * 100 gr hardal (Dijon tipi tercih ediniz) * 1 adet kırmızı soğan, doğranmış * 4 sap doğranmış, taze soğan * 6 diş sarımsak * İri taneli kara biber
Tatlı ekşi sos hazırlığı:
* 500 gr ketçap * 6 cl su * 2 yemek kaşığı Worcestershire sos * 200 gr toz şeker * 6 cl üzüm veya beyaz şarap sirkesi * 2 yemek kaşığı karabiber * 2 yemek kaşığı ananas suyu
Bütün malzemeleri karıştıralım ve yüksek ateşte 2-3 dakika ısıtalım. Biraz karıştırıp 2-3 dakika daha ısıtalım. Ateşten alıp 2-3 dakika daha karıştırmaya devam edelim ki malzemeler iyice iç içe geçsin. Bu sosu önceden de hazırlayabiliriz.
Köfteler için: Köfte yapmayı kimseye öğretmeye niyetim yok. Bu tarif için tek tavsiyem maydanoz yerine fesleğen kullanmanız ve kimyon, yenibahar gibi dominant lezzetlerden uzak durmanız olacaktır. Neredeyse unutuyordum... Köftelere yusyuvarlak şekil vermeyi unutmayın!
Öncelikle fırını 180 dereceye ayarlayalım. Hazırladığımız köfte toplarının üzerine ananasları döşeyelim. (Konservede kalan ananas suyunu saklayalım-bu arada taze ananas kullanmanızda hiçbir sakınca yok) Derin bir kabın içinde kırmızı soğan, taze soğan, hardal ve sarımsağı harmanlayalım. Hazırladığımız bu sosu ve tatlı-ekşi sosu sırasıyla ananaslı köftelerimizin üstünde gezdirelim.
Şimdi ısınmış fırınımızı 30 dakikaya ayarlayıp soslu köftelerimizin bulunduğu ısıya dayanıklı kabımızı içine yerleştirelim. İlk 30 dakika bittiğinde aynı kabın içine ananas suyunu ekleyelim ve bir 30 dakika daha pişmeye bırakalım. Evet, artık köfteler hazır. Daha keyifli bir sunum için her bir köfte topunu bir tahta çubuğun ucuna yerleştirirseniz çok eğlenceli gözükecektir. Afiyet olsun!
2