Yaşam Boynumuza sarılacak olan amel defteri

Boynumuza sarılacak olan amel defteri

Paylaş
Boynumuza sarılacak olan amel defteri

Hureys İbn i Kabisa anlatıyor: “Medine'ye geldim ve 'Ey Allah'ım! Bana Salih bir arkadaş nasip et' diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre'nin yanına oturdum. Kendisine 'Ben Allah'a bana Salih bir arkadaş nasip etmesi için dua ettim, bana Resulullah'tan işittiğin bir hadis söyle. Olur ki Allah Teala hazretleri ondan faydalanmamı nasip eder' dedim. Bunun üzerine dedi ki: 'Ben, resulullah ayelhisselatu vesselamın şöyle söylediğini işittim:günü kişi amelleri arasında önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa hüsrana düştü demektir. Eğer farsında eksiklik çıkarsa rab teala hazretleri: 'Bakın, kulumun (defterine yazılmış) nafilesi var mı?' buyurur. Böylece farzın eksiklikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir.” Tirmizi, Salat 305, (413); Nesai, Salat 9, (1232)

KIYAMET GÜNÜ AÇILMIŞ KİTAP

“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.” (İsra Suresi 13) İbrahim b. Edhem şöyle derdi: “Herkesin boynunda bir gerdanlık vardır. Ona amellerinin nüshası yazılır, öldüğü zaman dürülür. Dirildiği zaman kendisine: Kitabını oku! Bugün hesap görücü olarak sen kendine yetersin.” (İsra Suresi 14) denilir. İbn i Abbas (r.a.)’dan: “O gün kitabı solundan verilen ki Nesai, Tahrim 2, (7, 83)

KIYAMET GÜNÜNDE SORGU

İbni Mesud anlatıyor: Resulullah aleyhisselatu vesselam buyurdular ki: “Ben havzın başına sizden önce geleceğim. Bana sizden bazı ki Müslim, Fezcül 32, (2297). Allah (c.c.) şöyle buyurdu: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra Suresi 36) Ve yine şöyle buyurmuştur: “Sonra o gün size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür Suresi 8)

'Allah’ın laneti haksızlık yapanlaradır'

Tirmizi rivayet ediyor: Kıyamet gününde kula ilk sorulacak husus şudur. Ona ilk defa şöyle denilir. “Biz senin vücuduna sıhhat vermedik mi, biz sana soğuk sular içirmedik mi?” Ebu Nuaym rivayet ediyor: “Hiçbir kul yoktur ki, attığı her adımdan ne murat ettiği sorulmasın.” Hz. Ömer (r.a.) rivayet: Resulullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu duydum: “Kıyamet günü olduğu zaman Allah kullarından biri getirtip önünde (huzurunda) durdurtur. Ona ilmi ve amelinden sorduğu gibi canından da sorar.” “Kıyamet gününde Allah mümini yaklaştırır, nihayet Setrini, keremini ve lütfünü onun üzerine koyup günahlarını itiraf ettirip şöyle der: “Şu günde işlediğin günahını biliyor musun?”Biliyorum” der. Allah (c.c.) “Ben onu, dünyada yüzüne vurmadım, örtüverdim, ahirette de onu sana bağışlıyorum” der ve sevap dolu defterini verir. Kafir ve münafıklara gelince; bütün mahlukatın yanında onlara şöyle seslenir: “Rablerine yalan söyleyenler bunlardır” derler. Bilin ki Allah’ın laneti haksızlık yapanlaradır.” (Müslim)

“Gizlilik içinde amel defteri verilecek”

Ebu Hureyre (r.a.) derdi ki: “Allah kıyamet gününde kulu kendine yaklaştıracak, üzerine kefenini koyacak, bütün mahlukattan onu gizleyecek. O gizlilik içinde ona amel defterini verip “Ey Ademoğlu haydi kitabını oku” diyecek. Okuma esnasında sevapla karşılaştığı zaman yüzü apaydınlık olacak, günahla karşılaştığında ise yüzü kapkarakesilecek. Allah (c.c.) o anda şöyle buyuracak: “Ben onları senden daha iyi biliyorum. Onları sana bağışladım.” Bir sevabı kabul edildiğinde veya bir günahı bağışlandığında devamlı olarak Allah’ın huzurunda secdeye kapanacak. Mahlukat ancak o secdeyi görecek. Nihayet yaratıklar birbirlerine şöyle seslenecekler: “Asla Rabbine asi gelmeyen bu kula ne mutlu!” Oysa Allah onu huzurunda durdurduğunda Allah ile onun arasında neler geçtiğini bilmiyorlar...” El Hafız Ebu Nuaym, İmam Abdurrahman el Evzai’den naklediyor: “Allah günahları affedecek fakat kayımet gününde onları kula göstermeden silmeyecektir, tövbe etse bile.” Abdullah b. Mesud (r.a.)’dan: “Kim dünyada bir Müslüman’ın ayıbını örterse Allah da kıyamette onun ayıbını örter.”

EVRENDEKİ BİLGİ KAYNAĞI LEVHİ MAHFUZ

Ömer b. El Hattab (r.a.), Kabul Ehbar’a dedi ki: “Haydi bana ahiret olaylarından biraz söz et.” Şu cevabı verdi: “Ey müzminlerin emiri, kıyamet koptuğu zaman Levhi mahfuz kaldırılacak, yaratıklardan hemen herkes orada yazılı olan amellerine bakacak. Sonra kulların amellerinin yazılı olduğu sahifeler (amel defterleri) getirelecek. Arşın etrafında neşredilip yayılacak. İşte Cenabı Hakk’ın: Kitap ortaya konur; suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf Suresi 49) Ayetinin beyan ettiği husus budur.” Kabul Ehbar der ki: “Kime kitabı sağından verilirse hesabı çok kolay bir şekilde görülecek, sevinçli olarak ailesine dönecektir.” (İnşikak 7-8 -9) Fıdayl b. İyad (r.a.) bu ayeti okuduğu zaman ağlar ve şöyle derdi: “Vay halimize büyük günahlardan önce küçük günahlar yazılıyor.”

KUR’AN-I KERiM’iN SIRLARI

ART ARDA BİRBİRİYLE BAĞLANTILI MUCİZELER

Kur’an’ın son surelerinin içinde bulunduğumuz çağa, 1900-2000’li yıllara işaret ettiğini düşünüyorum. Kur’an ı Kerim’de 19 sayısı çok önemlidir. Son surelerinin bazılarının başına 19 eklediğimizde ilginç mucizeler karşımıza çıkıyor:

82’nci sure İntifar Suresi’dir. İntifar’ın kelime anlamı yarılma, parçalanmadır. Bu sure göğün delinmesine işaret ediyor. 82’nin başına 19 eklediğimizde ozon tabakasında birtakım değişikliklerin fark edildiği yıl olan 1982 ortaya çıkıyor.

84’üncü sure İnşikak Suresi’dir. Bu kelime de delinme, yarılma anlamına geliyor. Bu surenin başına 19 eklediğimizde ozon tabakasının delindiği yıl olan 1984 ortaya çıkıyor.

86’ncı sure (Tarık Suresi) yıldızlardan bahseder. 19/86 yani 1986 yılında Halley yıldızı dünyaya çok yakın geçti.

90’ıncı sure Beled Suresi’dir. Beled bir ülke anlamındadır. Bu surenin Mekke ve Arabistan’a işaret ettiği söylenir. Gerçekten de 1990 yılında Arap coğrafyasında Körfez Savaşı çıktı. 19’a 90 yani 1990 yılında.

91’inci Sure Şems Suresi’dir. Şems’in kelime anlamı güneştir. 19 /91 yani 1991 yılında en uzun güneş tutulması oldu. Tutulma 6 dakika 53 saniye sürdü. 96’ncı sure Alak Suresi’dir. Bu süre anne karnında hücresel gelişime işaret eder. Surenin başına 19 koyduğumuzda 1996 yılı ortaya çıkıyor. Yani ilk kez bir canlının (koyun Dolly) kopyalandığı yıl.

99’uncu sure Zilzal Suresi’dir. Zilzal deprem demektir. Surenin başına 19 koyduğumuzda 1999 yılı ortaya çıkıyor. Türkiye başta olmak üzere dünyada pek çok büyük deprem meydana geldi. Peki, bunun devamı gelir mi? Kuranı Kerim 114’üncü surede bitiyor. Eğer bu söylediğim örnekler doğruysa, devamı 100’lü surelerde de geçerliyse çok önemli bir çağdayız

YARIN: KIYAMET GÜNÜNDE İNSANLARIN BİRBİRİYLE HESAPLAŞMASI

3

Haberin Devamı