Erkut Can Yılbaşı hediye paketinizi istemiyoruz
HABERİ PAYLAŞ

Yılbaşı hediye paketinizi istemiyoruz

Hükümet, hepimize bir yeni yıl hediyesi olarak hazırladığı ‘İç Güvenlik Paketi’ni Meclis’e sundu. Şimdi alt komisyonda. Bu hediye paketinin içeriği ise tartışma konusu. Peki neler var pakette?

* En önemlisi ‘makul şüphe’ ile gözaltı, dinleme ve arama.

* Polise yan baktın diye hedef alınarak vurulmak.

* Yine polisin makul şüphesi ile başına buyruk gözaltı.

* Sosyal medyaya şiddet içeriyor yakıştırması ile yasak.

* Ayrıca benimle ve sizinle ilgisi olmayan molotof kokteyli ve yüzü maskelemek.

Evet, dayanak noktaları olan Batıda da yasaklar var ama hukuk sistemi içinde. ‘Ben yaptım oldu sistemi’ içinde değil. Her teknolojiyi kullan ama ahlaksızca. Yasakları uygula ama hak, hukuk gözetmeden. Yok böyle şey.

Haberin Devamı

Yeni Türkiye’den kasıt bu mu? Bu gidiş otoriterleşmedir. Ne özgürlük, ne de güvenlik. Ha güvenlik ama polise. Halka değil. İşte bütün bunlar komisyonda tartışılırken, Meclis’e bütçe girdi. O da tartışılıyor. AK Saray’la, Recep Amca’yla. Demirtaş’ın “Hakkımızı sokakta ararız” lafı da tuz biber ekti.

Söylemler kan revan içinde. İktidar hırsı ile sokaktan korkmak niye ki? Evet Kobani olaylarında 40 kişi öldü ama, beceriksizlikten, yanlış teşhisten. Demem o ki; sizce ambalajı şık olan bu yeni yıl hediye paketinizi bizler bu haliyle istemiyoruz.

Bir kere daha gözden geçirin. Bir şey kaybetmezsiniz.

BÖYLE PERSONELE CAN KURBAN

Böbrek yetmezliği ile mücadele eden Grand Yazıcı Otelleri’nin sahibi Hayri Yazıcı, geçen hafta başarıyla gerçekleşen böbrek nakliyle sağlığına kavuştu. Geçmiş olsun. Peki Hayri Bey’e bir böbreğini veren canlı donör kimmiş biliyor musunuz?

Bir çalışanı. Bu alış-verişin karşılığını bilemem ama, ne olursa olsun şu insanlığa, şu sevgiye bakın. Patronuna hayat veren bir çalışan. Onun için başlıkta ‘böyle personele can kurban’ dedim zaten. İnşallah Yazıcı Ailesi için bu son sağlık sorunu olur.

Çünkü eşi Lale Yazıcı da beyin ve by-pass ameliyatı geçirmişti geçen yıl.

Tekrar geçmiş olsun.

KİMYAYI BOŞVER OSMANLICAN KAÇ?

Yaşamayan, ölmüş bir dili Osmanlıca’yı isteseniz de, istemeseniz de öğreneceksiniz liseli gençler. Başkan öyle istiyor. Matematiği, fiziği, kimyayı öğrenmeseniz de olur. Yeter ki kimin olduğu belli bile olmayan mezar taşlarını belki dedemin dedesidir diye okuyun. Şüphe yok anlamayacaksınız ama olsun. Okumak şart. Fatiha okumak ise ihtiyari. İşin özü ne biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Cumhuriyetle hesaplaşmak. Osmanlıca okuyamamanın cehalet olduğu safsata. Aslında Osmanlıca özgün bir dil de değil. Diller karışımı. Yani önce Arapça ve Farsça’yı da bileceksiniz. İşte bu yüzden de Cumhuriyet’in ilk yıllarında okuma-yazma oranı sadece yüzde 4’tü. Bunu gören Atatürk, Harf Devrimi ile Türkiye’nin önünü açtı. Kara bahtını aklaştırdı.

AK Parti ise yeniden karartmaya çalışıyor. “Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz” demişlerdi kendileri ama görülüyor ki eksik. ‘Osmanlıca bilen’i de eklemek lazım. Benim neslim ve benden sonraki nesil Osmanlıca’dan yırttı. Torunların vay haline.

Şile ile Şili’yi bilmesinler ama Osmanlıca’yı ya bilecek, ya bilecekler.

DÖNEMİN ŞEREFİ İÇİN

AK Parti’de ‘3 dönem’ korkulu rüyası, dönem sonu yaklaştıkça ‘hani bana statü’ kanunu için de çalışmalar hızlandı. Fitili de mağdur Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bütçe görüşmelerinde ateşledi. İşi tavında dövmenin önemine binaen. Önce seçim öncesi milletvekili maaşlarının arttırılmasını istedi. Normal. Gerek duydukça enflasyonla orantılı (!) zam alıyorlar ya.

Haberin Devamı

İşçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmemek için 2 aşamada yüzde 6 zam yaparken (30-150 lira) nalıncı keserinin 15.000 liranın üstüne yontması ilk talepti. Daha önemlisi “Bizlerin yazlığı yok” dedi Arınç. Kendilerinin iktidarına kadar geçen dönemlerde milletvekilleri sahillerde hep villa sahibi olmuş. O da “Hani bize, bizim neyimiz eksik” diyor. Hep ‘laf olur’ endişesi taşımışlar.

Ancak Arınç ona da çare bulmuş. “3 gün konuşurlar, 4. gün biter.” Bu isteğin tek nedeni de, dönemlerinin şerefini kurtarmak. “Kendim için istiyorsam namerdim” misali. Eh o zaman tamamdır Sayın Arınç oldu bil.

NE DİYOR BU ADAM?

Gözlerden kaçtı. Hak ve Hakikat diye bir parti. Başkanı Dursun Güneş bir mitingde çıkmış konuşuyor. Parti adının ne demek olduğunu haykırıyor. “Suç işleyen cezasını çekecek” diyor. İyi de nasıl? Adalet kılıcını masanın üstüne koyup, adaletle asıp, adaletle keseceklermiş. Kısasa kısas getireceklermiş. Şeriatın kestiği parmak acımazmış.

Demek ki hak ve adaletin yolu buymuş. 20 kişi bir araya geldiğinde polisi, gazı ve TOMA’ları karşısında bulurken, bu adam Ankara Tandoğan Meydanı’nda bağırıyor. Kimse de sen ne diyorsun demiyor. Şeriat isteyenlere gösterilen bu hoşgörünün onda biri laikliği savunanlara gösterilmiyor. Yeni Türkiye’ye gelen yenilik bu olsa gerek.

DEPREM SES VERİYOR!

İki haftadır Ege sallanıyor. Midilli Adası ve Gökçeada çevresi kaynaklı depremler 5 şiddetinde ama Çanakkale, Balıkesir, Ayvalık ve İzmir’de hissediliyor. Kaydedilen sayısı ise 50’nin üstünde. Bu ne demek? Önümüzdeki günlerde ilgili hocaların ekranları işgal etmesi demek. İlk konuşan da Prof. Ahmet Ercan oldu. “Arka arkaya olması şaşırtıcı.

Gerginlik bitmedi. Yeniden gelip vuracağım diyor” diyerek. Tahminler, şiddetini belirlemeler, buna göre ölü sayısı hesapları. Netice korku. Bir başka açıdan da AKP’nin şansı. Çünkü gündem yaratma profesörü olan partili akıl hocaları, yarattıkları son gündemlerle köşeye sıkıştılar. Yüzde 10 barajı, iç güvenlik yasası ve Osmanlıca’ya tepki büyük oldu.

Aldırdıkları yok gibi gözükse de işin aslı öyle değil. Ne yapmak lazım? Her zaman olduğu gibi bir süre uyutmak. İşte size yeni gündem. Korkulu beklenti. Hadi bakalım yer kabuğu uzmanları sahne sizin. Perdee.

MERAK BU YA...

* Cumhurbaşkanı koltuğuna ısınmaya başladı. Teşkilatını ‘gizli’ bir kararname ile büyütüverdi. Şimdilik 7 başkanlık daha ekledi. Bakanları uyarmak için. 2015’de de kabineye istediği zaman başkanlık edecek. Soruyorlar: Bunun adı gölge kabine mi, diye.

* İyiyi de yazalım. Uyuşturucu ile mücadelede 11 ilde 1000 kişilik Narkotim kuruldu. Başbakan da “gençlerimiz size emanet” dedi. Dilerim başarılı olurlar. Kaç kişiyi kurtarırlarsa kardır.

* CHP’li Haluk Koç’un açıkladığı 85 kişilik torpil listesi hiçbir AK Partili tarafından yalanlanamadı. Koç’a senin kızın, Kılıçdaroğlu’na sigortalı çocukların dediler cılız bir sesle. Düşünüyorum da, bu liste CHP için yayınlansaydı ne olurdu acaba?

* Eski dışişleri bakanı AKP’li Yaşar Yakış, “Türkiye Mısır’la boy ölçüşemez. İşbirliği yapması lazım” diyor. ‘Ha şunu bileydiniz’ derler ya...

* Dink cinayetini Cemaate yıkmaya çalışırken, şimdi de, “PKK ile paralel yapı ortak” dediler. Başbakan’ın elinde de belgesi varmış. Sayın Başbakan açıklamak için neyi bekliyorsunuz?

CIZZZ...

‘Aşer zilhicce-rüz i Hakk-i cihan ul ademmiyet’ kutlu olsun. Anlamadınız mı? İstesen de, istemesen de anlayacaksın liseli genç. Çünkü gelecek yıl Dünya İnsan Hakları Günü’nü böyle diyerek kutlayacaksın

Sıradaki haber yükleniyor...
holder