Magazin 'Yılbaşına kadar Türkiye'nin ilk 3 kanalı arasına gireriz'

'Yılbaşına kadar Türkiye'nin ilk 3 kanalı arasına gireriz'

Paylaş
'Yılbaşına kadar Türkiye'nin ilk 3 kanalı arasına gireriz'

TV8'in yeni patronu Acun Ilıcalı projelerini ve hedeflerini Mehmet Coşkundeniz'e anlattı

Röportaj: Mehmet COŞKUNDENİZ

Acun Ilıcalı TV8'i yeni yayın döneminde, yani Eylül'de yarışa sokacak. Eylül'e kadar strateji belirleyecek, TV8'de zarar eden programları bitirecek, kar edenleri tutacak. Acun, “Prime Time'daki programlarımızla zaten biz ilk 3'ü kısa sürede yakalarız. Diğer saatlerde ise özgürce yayıncılık yapacağım, kafamdaki her şeyi yayınlayacağım. Sloganım 'Mutlu Eden Kanal'. Gerginlik ve dram olmayacak” diyor.

Türkiye’de ilk kez televizyon muhabirliğinden gelen biri televizyon kanalı sahibi oldu. Zirve basamaklarını birer birer tırmanarak bu noktaya gelen Acun Ilıcalı ile kanalı satın aldığı günün gecesi buluştuk. Gecesi diyorum çünkü bu röportajı yapmaya saat 01.30’da başladık. Acun Ilıcalı’nın temposu farklı. Gece yaşamayı seviyor. Ben Acun’un ofisine gittiğimde bahçede onunla ‘ayak tenisi’ oynamayı bekleyenler vardı. Eski futbolcular, ‘Acun Medya’ çalışanları her gece buluşup neredeyse sabaha kadar bu oyunu oynuyor. Zaten Acun’un iki tutkusu var. Biri futbol biri de otomobiller...

Röportajı yaptığımız gece Acun Florya’dan Milli Takım kampından dönüyordu. Yeni bir otomobille geldi. Yani kampa gitmişken bir de otomobil alıp dönmüş, o derece. Bugüne kadar yaptığı her programda başarılı olan Acun, yeni kanalı TV8 ile de çok iddialı.

İşte Acun’un yeni kanalı ve kendi hayatı ile ilgili söyledikleri...

Tüm programlarınız iyi giderken, reyting rekorları kırarken bir kanal alarak riske girmediniz mi?

Risk aldığımı düşünüyorum evet. Ama hayatımda hep risk aldığım için bu noktadayım zaten. Kendi matematiğimde aptalca bir risk almadım. Sezgilerime ve elbette kendime güveniyorum.

Neden TV8? Almayı düşündüğünüz başka bir kanal var mıydı?

İki alternatifim vardı. Ya yeni bir kanal kuracaktım ya da TV8 olacaktı. Çünkü bütün formatımı sonuna kadar yerleştirip istediğim yayını yapabileceğim, geçmişi bana göre çok temiz, insana hep ‘iyi kanal’ izlenimi veren bir kanal TV8.

Kanalın adı değişecek mi? Formatı nasıl olacak?

Allah bana bu günleri gösterdiği için çok mutluyum. Ben bir televizyoncuyum, yapımcıyım ve artık bir kanal sahibiyim. Kanal sahibi olarak da sınırsız özgürlüğe sahip oldum. Beni dünyada bundan daha fazla bir şey mutlu edemez. Herhangi bir kanalla iş yaptığınız zaman kendi programlarınızdan sorumlusunuz. Başka bir oynama alanınız olamaz. Şu anda kafamdaki her şeyi hayata geçirebileceğim, reyting kaygım olmadan istediğim programları yayınlayacağım bir kanalım var. Çünkü kanalın lokomotif programları gerekli reytingi elde edecek zaten. Onun dışında ben hayal ettiğim programları yayınlayacağım. Şurada biraz sonra ayak tenisi oynayacağız mesela, belki de onun görüntüsünü koyacağım. Kendi eğlendiğimiz, belli programları yaparak halkla biraz daha yakınlaşacağız diye düşünüyorum. Televizyonlarda gelirin yüzde 80’i akşam 20.00-23.00 arası ‘prime time’ kuşağından gelir. Bizim ‘prime time’ımız zaten yeteri kadar güçlü. ‘Prime time’da Türkiye’nin ilk 3 kanalı arasında olacağımızı düşünüyorum. Gündüz ya da gece kuşağında kanallar hemen hemen birbirine denktir. Biz burada daha rahat hareket edeceğiz. Kanalın adı da değişmeyecek.

'BAŞKA KANALLARA PROGRAM YAPMAM'

Diğer kanallara yaptığınız bütün programları TV8’e taşıyacak mısınız?

Evet hepsini TV8’de yayınlayacağız. Peki TV8’de var olan programları ne yapacaksınız? İlk planda Eylül’e kadar kanala net bir giriş yapmayacağız. Ama bu kanal şu an kar eden bir kanal değil. Önce kanalın ekonomik durumunu düzeltmek gerek. Kar ettiren programlar kalacak, zarar ettiren programları bitireceğiz.

Kanalı siz mi yöneteceksiniz yoksa profesyonellere mi devredeceksiniz?

Kanımızın tuttuğu profesyonel bir ekip olacak. Ama ilk defa televizyonculuğun içindeki biri patron olacak. Onunda bir farkı olsun. Kararları ben vereceğim.

Televizyonculuğa başladığınızda, mesela ‘Acun Firarda’yı yaparken kafanızda bir gün kanal sahibi olmak gibi bir şey var mıydı?

Kesinlikle yoktu. Bir muhabirin kafaya kanal patronu olmayı takması manyaklık. Ben muhabirken “Müdür olabilir miyim?” derdim. Çünkü o an görebildiğin o. Ama sana yemin ediyorum ben muhabirken çok mutluydum şimdi de çok mutluyum. Muhabirken de arkadaşlarımla aynı şekilde vakit geçiriyordum şimdi de öyle. O zaman futbolu kendi bahçemizde oynamıyorduk oynayacak bahçe buluyorduk. Tek fark o.

Acun Medya varlığını devam ettirecek mi? Başka kanallara program yapacak mısınız?

Hayır yapmayacağız. Biz hep bir kanala iş yaptık. Bir yerde yoğunlaşarak kanalı zirveye taşıdık. Show TV’de böyle yaptık, şimdi Star’da böyle yapıyoruz. Bu sayede kendi kanalımıza da çok güçlü bir şekilde geliyoruz.

Transfer yapacak mısınız?

Evet bazı kişileri kanalımıza alacağız. Ama başka kanallardan program transfer etmeyeceğiz. Bir eğlence kanalı yapacaksınız. Spor, haber, dizi olacak mı? Kesin bir şey söylemeyeyim ama spor ve haber olmayacak gibi. Ben mutluluk veren bir kanal yapmak istiyorum. Bu yüzden sit-com olacak. Bakın birçok insan istemediği meslekleri yapıp eve yorgun argın ve mutsuz geliyor. Ben bu insanların hayatını güzelleştirmek, mutlu etmek istiyorum.

Hedef ilk 3’mü?

Bence 3’üncü ayda ilk 3’te oluruz.

Elinizde başka yarışma formatları var mı TV8 için düşündüğünüz?

En az 10 tane yeni format olur.

Acun Medya’ya hiç ortaklık teklifi gelmedi mi?

Çok geldi, çok iyi teklifler aldım. Ama ben birisine bir şey anlatmak istemiyorum. Kanalı da o yüzden aldım zaten. İnsanları bir şeye ikna etmek istemiyorum. Ben istediğini yapmayınca daralan tiplerdenim.

Peki kanalı satar mısınız?

Bunu bilemiyorum ama bu satışın sonunda ben hisse olarak azınlıkta kalacaksam, biri beni yönetecekse bu olmaz. Yarın bir gün bu kanal Türkiye’nin en çok izlenen kanalı olur, Amerika’dan bir medya grubu gelir, iyi de para verir satarım. Ama kanalı satmak için almadım.

"ARTIK EKRAN ÖNÜNDE FAZLA KONUŞMAYACAĞIM"

Siz hep başarısız programları aldınız, ve en çok izlenen programlar haline getirdiniz. ‘Var mısın Yok musun’, ‘Survivor’, ‘En Zayıf Halka’ gibi. Bunun sihri ne? Tecrübe ve birikim o kadar değerli ki... Biz bu işteki en büyük tecrübemizi ‘Acun Firarda’ ile edindik. O zaman Acun Medya sadece 6 kişiden oluşuyordu. O 6 kişi, bir gezi programını herkese seyrettirdiğimiz gün her şeyin farklı olacağını anladım zaten. ‘Acun Firarda’dan başka reyting listesinde ilk 10’a girmiş bir gezi programı yok. Bizim ekip olarak kendimizi en çok geliştirdiğimiz program ‘Var mısın Yok musun’ olmuştur. Belki 400 bölüm yaptık, 300’ünde birinci olduk. ‘Var mısın Yok musun’ normal bir stüdyo programı ve sen orada 15 reyting alıyorsun. Bu akıl alacak bir şey değil. İnsanlara dokunmanla, insanların hikayesiyle oldu bu. Orada kendimizi o kadar geliştirdik ki artık neyi nasıl sunacağımızı biliyoruz. Yani bir sihir değil bu. Birikim ve tecrübe.

Sizin ekran önünde olduğunuz programlar hep iyi reyting alıyor. Şimdi kanal patronu oldunuz. Eskisi kadar ekran önüne çıkacak mısınız?

Kesinlikle eskisi kadar görünmeyeceğim. Ben görünsem de insanları yormam. Hep kendimi doğru konumlandırdığımı düşünüyorum. ‘O Ses Türkiye’de kendimi çektim mesela. Ben televizyonda kendi üzerimden insanları eğlendiren biri değilim. Ben pasörüm, etrafımda hep birileri vardır.

Ama siz Türk halkı için ‘Ailenin iyi çocuğu’sunuz. Sizi görmek isterler...

Ben kendi ortamımı insanların evlerine sıcak bir şekilde iletebiliyorum. Burada nasılsam ekranda öyle olabilme yeteneğim var. Burada başka, ekranda başka olmuyorum. Halk bunu anladı ve beni evlerine kabul etti. Bu sayede bulunduğum ortamı da ısıtıyorum. Yanımdaki insanlar da doğallaşıyor, kendileri gibi davranmaya başlıyor.

"ACUN MEDYA BİR ARA BATMAK ÜZEREYDİ"

Bir şeyi merak ediyorum. Bu röportajı gecenin ortasında yapıyoruz. Nasıl bir temponuz var?

Ya son geldiğimiz boyutu sana anlatsam inanamazsın. Ben zaten kendimi normal görmüyordum ama ya ben bulaştırdım ya zaten deliler beni buldu. Biz her gece bu ofiste 24.00’te falan buluşuyoruz, sabah 5-6 bazen 7’de dağılıyoruz. Ben herkese ‘Erkenden yatıyorum’ diyorum ama sabah erkenden. Gece trafik yok, konsantrasyonu bozacak bir şey yok. Gece aslında hayatın kendimize ayırdığımız bölümü.

Paranızı nasıl harcıyorsunuz? Çok mazbut bir hayatınız var gibi görünüyorsunuz.

* Benim araba merakım var. Çünkü hız merakım var. Ben adrenalin bağımlısıyım. Aslında iyi bir şey değil. Kaza da geçirdim ama değişmedim. Hayatım boyunca bana ait bir param olmadı. Hep alacaklı oldum. O alacağıma güvenerek krediler aldım. Biz Show TV döneminde 6 yıl birinci olup batma tehlikesi atlattık. Show TV o dönemde batsaydı, ben de batacaktım. Ben bankalarla baş başa kalacaktım ve ödeyemeyecektim. Bir ara bankalara 30 milyon TL borcum vardı. Batık bankerlerin ne hissettiğini o zaman anladım. Öyle büyük borcun var ki gidip bir araba daha alıyorsun ve “30 milyon borcum var, 31 milyon olsa ne olacak” diyorsun. O rahatlıkla istediğim her şeyi aldım. Uzun yıllar bankada garanti param olmadı. Ama Star’la anlaşınca ilk defa para gelmeye başladı. Parayla buluşunca da ilk işim gördüğünüz gibi kanal almak oldu.

"İYİLİK YAPANI DA KÖTÜLÜK YAPANI DA UNUTMAM"

Bir de sizin için ‘Çok vefalı’ derler...

Annemi, babamı çok genç yaşta kaybettim. Çevremin desteği benim için önemliydi. Onların desteğiyle bu noktaya geldiğim için o yoldaki birçok arkadaşımı ‘Acun Medya’ya aldım. Muhabirken montajımı yapan arkadaş teknik ekibin başında. Çocukluk arkadaşım Esat, genel koordinatörümüz. Acun Firarda’daki kameraman Birol şu an çok önemli görevde. O dönem bana dokunan herkesi yanıma aldım. Alamadıklarımı takipteyim, üzülmelerine izin vermem. Ama ben kötülükleri de unutmam. Bu anlamda kindarım.

Kötülükleri cezalandırıyor musunuz?

Hayır cezalandırmıyorum ama o insanları dünyama sokmuyorum. Futbol terimiyle konuşayım, pozisyon gereği istemeden faul yaparsın mesela. Bir de kasti faul vardır. İşte bana hayatta kasti faul yapan insanları, zirveye gelirken beni indirmeye çalışan, karalayan insanları hayatıma sokmam.

Çocuklarınızın bu işi yapmasını ister misiniz? Mesela sizinle çalışmalarını?

İsterim. Büyük kızım Banu şu an reklam bölümümüzde benimle çalışıyor. Sıradan bir eleman muamelesi görüyor. “Burası babamın yeri” dediği an biter. Üzerinde 2 tane yöneticisi var. Buranın normal çalışanı gibidir ve bu beni çok mutlu ediyor.

"UÇAK YOLCULARI HÜLYA AVŞAR'I YUHALADI"

Tekneleriniz ismi hep programlarınızın adını taşıyor doğru mu?

Evet bir tanesi ‘Talent’ (Yetenek), bir tanesi ‘Survivor’ bir tanesi ‘Voice’ (Ses).

Bir de yeni uçak almışsınız?

Evet aldım ama inanın bana ben hayata yetişemiyorum. Uçak hayatımı çok kolaylaştırdı. Uçakları hep kaçırıyordum, kaçırmasam bile yolculara ayıp ediyordum. Yoldan arayıp ‘Ben geliyorum’ diyordum, uçağa binince bekleyen yolcuların yüz ifadesi zaten yetiyordu. Uçak alarak hayatımdaki en büyük yükü attım. ‘O Ses Türkiye’ için ‘Yetenek Sizsiniz’ için Türkiye’yi dolaşıyoruz, halimizi görmeliydiniz. Artık bir gün yine geciktik, ben Hülya Avşar’a ‘Önden sen gir uçağa’ dedim. Çünkü ilk gireni yuhalayacaklar biliyorum. Hülya girer girmez ‘Yuhh’ sesleri yükseldi tabii. Hülya 15 gün bunun sitemini yaptı bana. Uçak hayatımı kolaylaştırdı. Kiraya da veriyorum, masrafı korktuğum kadar olmadı.

8

Haberin Devamı