Spor Yılların eskitemediği kadın atletler

Yılların eskitemediği kadın atletler

Paylaş
Yılların eskitemediği kadın atletler

Kariyerlerine sayısız başarı sığdırmış iki milli atlet Aycan Önel ile Sevim Çilingir, pistlere veda etmelerinin üzerinden neredeyse yarım asır geçmiş olsa da ne milli formayı giymenin heyecanını unutabiliyor, ne de yaşanan onca güzel anıyı.

1960 Roma Olimpiyatları’na katılan, 20 yıllık kariyerinde 8 farklı branşta Türkiye rekoru kıran Aycan Önel ile sayısız Türkiye rekoruna imza atan Sevim Çilingir, zaman zaman bir araya gelerek eski günleri yad etmeye devam ediyor.

Atletizme 13 yaşında katıldığı bir sokak koşusuyla başladığını anlatan Aycan Önel, eski milli atletlerden Cahit Önel ile evlendikten sonra performansının oldukça yükseldiğini belirterek, "Evlendikten sonra beni Cahit çalıştırmaya başladı ve peş peşe rekor kırmaya başladım" dedi.

1933 Çorum doğumlu olan ve veteranlar da dahil olmak üzere 45 yıllık kariyeri boyunca 80 metre engelli, 100 ve 200 metre, uzun atlama, gülle, disk atma, pentatlon ve 4x100 metre bayrak kategorilerinde yarışan Önel, "Hepsinde Türkiye rekorum var.
Rekorlarımın tamamı kırıldı, gülledeki rekorum 29 yıl sonra ancak kırılabildi. Roma Olimpiyatları’nın yanı sıra dünya, Avrupa, Balkan şampiyonalarında yarıştım. 1962’de kızım doğunca ara verdim. 1968’de tekrar dönerek veteranlarda Avrupa ve dünya 3’üncüsü oldum" diye konuştu.

"Bizler amatördük, tek kuruş almazdık"

Başarısının sırrını atletizmi çok sevmeye ve disipline bağlayan Önel, şöyle devam etti:
"O dönemde milli takımda çok güzel dostluklar kurardık. Dışarıda can ciğer arkadaştık, pistte ise rakip. Antrenmandan sonra Gençlik Parkı’na gider tüm gün yine atletizm konuşurduk. Bizler amatördük, tek kuruş almazdık. Zaten veren de yoktu. Çok yokluklar içinde yaptık sporu. Çok sever, çok çalışır ve azmederdik. Antrenörümüzün gözünün içine bakardık. Şimdiki gençlerde pek bunları göremiyorum."

4 yıllık kısa kariyerine kısa ve orta mesafe koşularında sayısız Türkiye rekoru sığdırmayı başaran Sevim Çilingir ise o zamanlar branşlaşma olmadığını ifade ederek, "Koş derlerse koşar, atla derlerse atlardık. Ben tasnif dışı katıldığımı bir yarışta birinci gelince dikkati çektim ve hemen takıma aldılar. Ne koşsam 1. gelirdim. Derece bilmezdim, tek amacım 1. gelmekti" dedi.

"Duş alacak sıcak suyumuz yoktu"

Olimpiyat seçmelerinde geçirdiği talihsiz kaza sonrasında atletizmi bıraktığını alatan Çilingir, şunları söyledi:
"Takım arkadaşımla birbirimize takılıp düştük ve çivili ayakkabılarıyla üzerimden geçti. Tedavi sürecinin ardından sporu bıraktım ama kısa süre yapmış olsam da atletizmden çok zevk alım. Aycan ile Cahit’in üzerimde çok emeği vardır. Gecenin zifiri karanlığında antrenman yapardım, başımda beklerlerdi. Seçmeleri lastik ayakkabıyla koşardık. Milli takıma seçilirsek ancak çivili ayakkabımız olurdu. Pistteki karları ellerimizle temizlediğimizi bilirim. Duş alacak sıcak suyumuz yoktu. Bu sporu çok yokluk içinde yaptık. Doğru düzgün ne formamız ne şortumuz vardı ama çok severek yapardık. Takımda müthiş bir arkadaşlık vardı."
Milli formayı giymeyi "servet" olarak değerlendiren Çilingir, "Saçımı bile uzatmazdım hızımı kesmesin diye. İlk sene milli takıma seçildiğimi söyleyemedim aileme. Kız başıma beni Avrupa’ya yollamazlar sandım ama bir gün eve federasyon başkanı gelip durumu anlatmış. Babam, ’milli görevden mi kaçıyorsun’ diyerek bana kızmıştı" şeklinde o günleri anlattık.

Türk kadınının, istediği zaman en zor işlerin bile üstesinden gelebileceğini vurgulayan ikili, kadının toplumdaki değerinin artması için eğitimin şart olduğunu dile getirdiler. Şimdiki sporculara çok çalışmalarını ve disiplinli olmalarını öğütleyen Önel ile Çilingir, "En önemlisi bu sporu çok sevmek ve azmetmek. Sağlıklı beslensinler, dopingten uzak dursunlar" şeklinde sözlerini tamamladılar.

AA

Haberin Devamı