Yüksek elektrik faturasına son

Ağırlığı 18.6 kg, ısıtma alanı ise 10-15 metrekare olan bir ısıtıcı düşünün. Fon ısıtıcılar ev, ofis, restoran, cafe, sera, hayvan barınakları, yat ve tekne, hastane, otel gibi tüm kapalı mekanlarda sağlıklı ısıtma ortamı yaratıyor. Kapatıldıktan sonra da mevcut ısısını uzun süre koruduğu için ekstra enerji tasarrufu sağlıyor.

Çalıştığı ortamda mikroorganizmaların üremesini önlüyor. Oksijeni tüketmiyor, bulunduğu ortamdaki havayı kurutmuyor. Isı ve kararma yapmaması, kolay temizlenir, taşınabilir, sessiz ve duvara monte edilebilir olması da ayrıca avantaj. Boru, baca, kazan, kombi, yakıt tankı gibi dış ünite ekipmanlarına ihtiyaç bırakmayan Fon ısıtıcıyla, elektriğin olduğu her yerde yüzde 38 tasarruf sağlayabiliyorsunuz.

“Kalitenin tarifi değişiyor”

Elektrikli ev aletleri konusunda uzman markalardan olan Fon Isı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Arpacı şöyle diyor;

“Markayı bir çok şekilde tarif edebilirsiniz. Bana sorarsanız marka temelde ‘ürünün tüketiciye kendini ifade ediş biçimi’dir. Markanın kendini ifade ederken kullanacağı en etkin silahlardan biri kalitedir. Ama kalite de tek başına yeterli değildir. Tüketici, giderek daha pragmatik şekilde tüketim anında sağlanan faydayı maksimize eden ürünlere yöneliyor. Kalitenin tarifi sürekli değişiyor. Beğeni çizgisi sürekli yükseliyor.

Tüketicinin bizi marka olarak görebilmesi için aramızdaki yazılı olmayan sözleşmenin şartlarını yerine getirmesi gerekiyor. Pazarda lider olmak; genelde pazarda ürünün ilk olmasıyla doğru orantılıdır. Ve önemli bir avantajdır. Bizim ürünümüz de kendine özgü özellikleri itibariyle bir ilk’tir. Biz de bu avantajımızı iyi kullanacağız.

Milton Friedman’ın tüketici denklemi şöyle der; a) Kişi kendi parasını harcıyorsa fiyatı da kalite de önemlidir. b) Başkasının parasını kendisi için harcıyorsa, fiyat önemli değildir, kalite önemlidir. c) Kendi parasını başkası için harcıyorsa fiyat önemli, kalite önemsizdir. d) Başkasının parasını başkası için harcıyorsa fiyat da kalite de önemli değildir.

(Bu yazı 23.10.2010 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

Biz birinci tüketici grubunu hedef müşteri olarak gördüğümüz (fiyat-kalitesağladığı fayda) için onlara yönelik politika izleyeceğiz. İmalatçı bir firma olmamıza rağmen üretim ve satıcı ağırlıklı düşünmeyi değil, pazarlama ağırlıklı düşünmeyi, günübirlik düşünme ve davranmayı değil, strateji üretmeyi, herşeyci olmak yerine uzmanlaşmayı ilke edindik. Marka olmanın günü kurtarmak değil, yarını inşa etmek olduğunu biliyoruz. Özetle, Fon markasına yatırım yapan kazançlı çıkar”.