Şirin Sever Yüzyılın çılgınlığı ‘selfie’nin ettikleri
HABERİ PAYLAŞ

Yüzyılın çılgınlığı ‘selfie’nin ettikleri

Haberin Devamı

Ne çılgınlıkmış arkadaş! Ne kadar olmazsa olmaz bir şeymiş! Toptan kafayı yeme sebebimiz olmuş selfie. Eskiden de vardı fotoğraf çekme/çektirme merakımız ama sosyal medyada fotoğraf yayınlama modası başladığı andan beri çılgınlık diz boyu. Artık fotoğrafı çekecek kişiye de ihtiyaç yok.

Bir telefon, bir biz yetiyoruz. Kendimizi kaybederek, kendimizden geçerek her halimizi görüntülemeye bayılıyoruz. Kendi kendimize yetmezsek başkalarını da yanımıza çekiyoruz. O anlarda da dünya umrumuzda olmuyor. Bakın, Yavuz Sultan Selim köprüsünde selfie çekmek için duran TIR’a arkadan gelen TIR çarptı; 1 kişi öldü.

Konya’da yük vagonunun üzerine çıkıp selfie çekmek isteyen genç ağır yaralandı. Köprünün açıldığı gün de selfie çekmekten trafiği felç etmişti halkımız hatırlarsınız.

GÖSTERİŞ DÜNYASI

Kazalar ölümler bir yana… Selfie merakı insanların arasını da bozuyor. Bakın işte, Safiye Soyman Kıbrıs havalimanında Candan Erçetin’e rastlamış, selfie istemiş. ‘Hayır’ deyince de “Artık selam bile vermem” diye veryansın etmiş. Valla Candan Hanım bayağı kabalık etmiş. Ayıp.

Netice de tanımasa da ünlüler dünyasından bir isim. Ama ünlü görünce hemen yanına kafa uzatıp selfie yapmaya ne bayılıyoruz ya! Öyle çok insan gördüm ki, hatta bunların çoğu gazetelerde köşe yazanlar…

Hiç tanımasa da ünlü görünce kafayı uzatıyor, fotoğraf çekiyor, arkasına bakmadan da gidiyor.

Sonra sosyal medyada altına ‘canım cicimli’ yazılar döşeyip çevresi ne kadar geniş diye hava basıyor. Var böyle bir gösteriş dünyası evet. Ama herkes o dünyanın içine girmek zorunda değil!

Koca koca insanlarsınız, kendinize bunu yapmayın, ergen muhabbetlerinin içine dalmayın. Komik oluyorsunuz.

GENÇLERİ AZARLAYAYIM DERKEN KENDİNİ AŞMAK

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Rize’nin Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilişinin 555. yılı kutlamasında yine kendini aşmış. Daha önce “Yeni anayasada laiklik maddesi olmamalı” diyerek tepki çeken Meclis Başkanımız, bu kez de gençlerin neden Fatih Sultan Mehmet yerine Che’yi yücelttiğine alınmış olmalı ki, konuşmasında şöyle demiş: “Liseli devrimciler...

Che Guevera’nın tişörtünü giymişler. 39 yaşında öldürülen, bizzat kendisinin infazlar yaptığı katil bir kişilik. Bolivya’da, Küba’da, Güney Amerika’da faaliyette bulunan bir eşkiya liseli gencimin yakasında göğsünde olamaz, olmamalı….”

Neresinden baksan garabet, neresinden baksan trajikomik. Adamların kutsalına, kahramanına eşkiya diyorsun ya! Üstelik sen bu ülkenin meclisinin başkanısın, olacak iş mi!

KÜBA ANLAR MI?

Ortalık karıştığı için de tabii TBMM’den açıklama yapıldı hemen. O da ayrı komik.

“Öyle demek istemedik, İsmail Kahraman’ın sözleri Che’ye değil gençlerimize yönelikti” diye. Yersen! Küba’ya bunu anlatamazsın, bir. Adamlar ayıplasa ve “Sen gençlerine böyle mi terbiye veriyorsun” diye, ne diyeceksin?

Bu da iki. Ya biraz duyarlılık, biraz tutarlılık, azıcık insan sevgisi istiyoruz çok mu zor bu?

KÜBA BÜYÜKELÇİSİ'NE TANE TANE ANLATMALI...

Küba Büyükelçisi Alberto Gonzales Casals, ‘Eşkiya’ açıklamasına “En büyük düşmanlarımız bile böyle bir ifade kullanmadı” dedi. Şaşkınlık içindeler. Bütün dünyada devrimci bir kahraman olarak tanınan, hediyelik eşyaların üzerine bile resimleri basılan birine niye saldırıldığına anlam verememişler belli ki. Onlara birinin olanları anlatması lazım…

Bizde böyledir işte, durup dururken devlet büyüklerinin aklına bir şey gelir, oradan yürürler... Birilerini yücelteyim derken, diğerini batırırlar…

Ortası yoktur bizde; ötekileştirir, ayırır bölerler, kendileri gibi olmayanı sevmezler, ‘gavur bu’ der suçlarlar, dışlarlar…

Siz üzerinize alınmayın, bu sizle ilgili değil, bizim fıtratımız böyle. Sonra da çıkar sizden özür dilerler... Biz böyleyiz takılmayın diye biri tane tane anlatsın. Yoksa adamlar kafayı yiyecek ‘neydi bu’ diye!

Makarnayla deprem yardımı

İtalya’da geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 292 kişinin ölümüne neden olan deprem, en çok Amatrice kasabasını vurmuştu.

Depremzedelerle dayanışma için hemen çeşitli kampanyalar başlatıldı ama içlerinde en çok spagettili kampanya ses getirdi. Ülkenin Torino kentinde, ağır hasar alan Amatrice kasabasının meşhur yemeği ‘Spaghetti all'Amatriciana’ yani Amatrice usulü spaghetti satışı yapıldı.

Bin kişiye tam 500 kilo spaghettinin servis edildiği etkinlikten elde edilen gelir depremzedelere verildi. Amatrice kasabasının medarı iftiharı olan bu yemek, başka kampanyalara da ilham verdi hemen…

Kampanya, sosyal medya sayesinde ülke genelinde hızla yayılmaya başladı ve çığ gibi büyüdü. İtalya genelindeki 600’e yakın restoran, sipariş verilen her porsiyon Amatrice usulü makarna başına 2 Euro bağış yapma taahhüdünde bulundu.

İşte sosyal medyanın gücü! Hayırlı işler için, duyarlılık ve farkındalık yaratmak için kullanılan bu tür sosyal medya kampanyalarına bayılıyorum.

DUVAR YAZISI

Düşündüğünü söylemekten korkmaya başlarsa bir kişi, düşünmekten de korkmaya başlar... (Vedat Türkali)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder